Ne saçmalıyorsun translate French
592 parallel translation
Ne saçmalıyorsun sen?
Quoi?
Ne saçmalıyorsun Bücür?
De quoi te plains-tu?
Ne saçmalıyorsun sen?
Que diable dites-vous?
- Bunu sevdim, hemşo. - Ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Burada ne işiniz var bayım? - Ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que vous faites ici?
Gizlemek mi? Ne saçmalıyorsun be!
Gare à ce que tu dis.
Ne saçmalıyorsun! 33 dişin var, değil mi?
Il est vrai que t'as pas moins de 33 dents!
Ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que vous racontez?
- Ne saçmalıyorsun, çavuş?
- Je vais les lever, sergent.
Ne saçmalıyorsun sen?
De quoi parles tu?
- Ne saçmalıyorsun- -
- Tu dis des...
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce encore que ces histoires?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que c'est que ces histoires?
- Sen ne saçmalıyorsun?
- De quoi parles-tu?
Ne saçmalıyorsun? Kes şunu artık.
Te fous pas de moi!
Pirzolamı? Ne saçmalıyorsun sen!
Comment ça, de côtelette d'agneau?
- Ne saçmalıyorsun : Gözetleme!
- Quelle absurdité : un espion!
- Ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Sen ne saçmalıyorsun be ; dışarı çıkmak da ne demek? Çıkmıyorum.
Mais qu'est-ce qui te prend?
Ne saçmalıyorsun!
Des clous!
– Hiç de bile. Ne saçmalıyorsun?
– Tu dis des bêtises!
Sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Ne saçmalıyorsun sen Philo? Yapma.
Fini de glandouiller?
- Ne saçmalıyorsun sen? Kusura bakmayın bayan.
Vous êtes vraiment infecte...
Sen ne saçmalıyorsun, Wells?
Vous jacassez!
Ne saçmalıyorsun sen be?
Quelle idiotie me racontez-vous? Vous m'avez demandé!
Ne saçmalıyorsun yine? Sen değil miydin?
Mais c'est toi qui...
Ne saçmalıyorsun çocuğum.
Qu'est-ce que tu racontes?
Ne saçmalıyorsun sen böyle?
Pourquoi tu racontes des conneries?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que vous racontez?
Ne saçmalıyorsun?
Mais de quoi parlez-vous?
Tanrı aşkına, sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que vous racontez?
Ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Saçmalıyorsun. Ondan pek hoşlanmıyorsun.
Vous ne lui ressemblez pas.
- Saçmalık. Sen beni ne sanıyorsun?
- Pour qui me prenez-vous?
Sorun yok. Ne saçmalıyorsun sen?
- Je suis de trop...
Ne saçmalıyorsun şişko?
Où veux-tu en venir, gros lard?
Saçmalık... Bir şey anlamıyorsun.
Tu ne comprends rien.
Saçmalıyorsun. Mutfakta senden nasıl söz ettiğini duymalıydın.
Il ne tarissait pas d'éloges sur toi dans la cuisine!
Germaine, ağzını her açışında saçmalıyorsun.
Tu ne dis que des betises.
Yargıç, tüm bu saçmalığa gerçekten inanmıyorsun, değil mi?
Vous ne croyez pas vraiment à ces balivernes, n'est-ce pas?
Ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce qui te prend?
Ne zaman ağzını açsan, saçmalıyorsun.
Quand tu ouvre ta bouche, c'est juste pour dire un non-sens.
Sen kendini ne sanıyorsun da,'ifade vermem'diye saçmalıyorsun?
Pour qui tu te prends, me balancer ces conneries de "Je ne témoignerai pas", à moi!
Saçmalıyorsun.
Ne t'attendris pas.
- Sana bir şey yaptığım yok ki! - Ne saçmalaması? - Saçmalıyorsun!
Joue et arrête tes salades!
Sen ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Saçmalıyorsun ama.
- Tu divagues, Loretta. - Non, je ne divague pas.
- Ne? - Öyle saçmalıyorsun ki.
Tu déconnes!
Neden... ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce qu'il y a?
ne saçmalıyorsun sen 23
saçmalıyorsun 156
ne sandın 70
ne saçma 46
ne şans 59
ne sanıyorsun 83
ne şans ama 31
ne satıyorsun 16
ne saçmalık 54
ne saklıyorsun 34
saçmalıyorsun 156
ne sandın 70
ne saçma 46
ne şans 59
ne sanıyorsun 83
ne şans ama 31
ne satıyorsun 16
ne saçmalık 54
ne saklıyorsun 34