New yorker translate French
222 parallel translation
Music Hall binasına, belki de New Yorker sahnesine.
Music Hall, le toit du "New Yorker", peut-etre.
Hayır, bir New Yorker işe yaramaz.
Pas une New Yorker.
İkisini The New Yorker'da, diğerini de eğlenceli küçük bir dergide.
Deux dans The New Yorkeret une dans ce drôle de petit magazine.
Palm Beach'de yaptığımız gibi.
Même le New Yorker en a dit du bien.
Unutmayın çocuklar, her aile bizim kadar şanslı olamaz. Herkesin bizimki gibi harika bir evi olamaz. Ve güzel sesli ve kokulu bir arabası.
Le premier dessin complet publié par le New Yorker en 1933 représentait un joueur de hockey.
İnsanların onlara verdikleri güvenin fazlasıyla farkındalar.
C'est la date de publication dans le New Yorker.
Hayır! Ne zaman biri bana hakaret etse, her zaman öbür yanağımı dönüyorum. - Yani?
Il a contacté Charlie au New Yorker.
New Yorker'daki gömleği aldım.
J'ai la chemise du New Yorker!
New Yorker'daki gömleği aldım.
J'ai la chemise du New Yorker.
New Yorker.
New Yorker.
Dışarıda New Yorker dergisinden adamlar var.
Les journalistes du New Yorker Magazine sont là!
Dergide seninle ilgili bir yazı okudum. New Yorker'da sanırım.
J'ai lu un truc à toi dans le New Yorker, je crois.
Aslına bakarsan Daphne, hesabımla New Yorker'da çıkacak... harika bir yazıyla değişir misin diyecektim. Biliyorsun şöyle bir şey... elveda metres, merhaba otel sahibi!
Au fait, Daphné... n'échangeriez-vous pas ma lourde note... contre un de mes articles...
Diğer bir New Yorklu da Leonard Zelig... herkesin favori kovboyu... Tommiks'in taklidini yapıyor.
Un autre New Yorker, Leonard Zelig... qu'on voit ici en train de faire le clown... avec le cow-boy chouchou de tous, Tom Mix.
İlk kez 1969'da The New Yorker dergisinde Daniel Lang yazdı.
Daniel Lang le rapporta le premier dans le New Yorker en 1969.
Gene söz veriyorum, sevgili New Yorker halkı Başkan Giuliani elimden gelen herşeyi yapıp bu şehiri yağsız diye lanse edilip, yağlı olan yoğurtlardan temizleyeceğim.
Je m'engage, chers concitoyens de New York, à faire tout ce qui est en mon pouvoir pour débarrasser la ville de ce yaourt prétendument maigre.
The New Yorker'daki arkadaşım Tina'nın korkudan altına yaptığını söyledi.
selon mon ami du New Yorker, Tina chiait dans son froc.
Herkesi öldürecekler. "New Yorker" gazetesinden alıntı yapıyorum.
Ils massacreront la population. Je cite simplement "The New Yorker".
New Yorker'da var şiir.
Il y a des poèmes dans le New Yorker.
Doğru ya, New Yorker.
Mais oui, le New Yorker.
Bifteklerimizi New Yorker'den sipariş ediyoruz.
Nous commandons la viande par le New Yorker.
New Yorker üyelik bölümünden ret mektubu.
Une lettre de refus du service d'abonnement au New Yorker.
New Yorker'daki şu karikatüre baksana.
Regarde ce dessin du New Yorker. Je pige pas la blague.
New Yorker'dan olduğumu söylediğim de gireceğime bahse varım.
On me laissera entrer dès que j'aurai dit que je suis du New Yorker.
- New Yorker mı?
- Du New Yorker? - Oui.
- Evet. New Yorker.
Le New Yorker.
Bütün gece ayakta kalmam gerekti ama sonunda harika bir New Yorker karikatürü oldu.
Ça m'a pris la nuit, mais j'ai trouvé un dessin génial pour le New Yorker.
New Yorker.
Le New Yorker.
New Yorker'ın yeni sayısından.
C'est tiré du dernier New Yorker.
"New Yorker benim fikirlerimi çalışyor."
"Le New Yorker me vole mes idées."
Taksiye atladı ve New York'un adı hiç anılmayan bir yerine gitti.
Elle se rendit en taxi dans une partie de la ville ne figurant pas dans le New Yorker.
Hala kararsızdım ve bekleme odasındaki bütün New Yorker dergilerini okumuştum.
J'étais toujours sceptique et j'avais lu tous les "New Yorker" de la salle d'attente.
O geçen yılın New Yorker'ı.
C'est un numéro de l'an dernier.
New Yorker dergisinde yayınlanmış. Yazarı da...
Publié dans le New Yorker et écrit par
"Bunu kendine sakla çünkü New Yorker onu bastı" demen yeterliydi.
"Laisse celui-là ici, il a été publié dans le New Yorker."
Bir tanesi New Yorker ve Poetry Magazine'nde yayınlanmıştı, iki de kısa hikaye.
Ceux du New Yorker, de Poetry Magazine, et 2 nouvelles.
Muhtemelen The New Yorker dergisinde yazardım.
J'écrirais au New Yorker.
Regis Philbin, Madonna ve New York'un kovulan bütün yazı işleri müdürleri oradaydı.
taient là Regis Philbin, Madonna et tous les rédacteurs virés du "New Yorker". - Merci.
Tamam, New Yorker bizi seviyor.
Le New Yorker adore notre expo.
Franklin gazetesinin 10 editörü New York Times gazetesine gitti. 6 tanesi ise Washington Post gazetesine. Bir kısmı ise New Yorker gazetesinde yardımcı editör.
Il y a eu au moins dix rédacteurs en chef du Franklin qui ont été engagés au New York Times, six autres sont allés au Washington Post, trois ont été assistants à la rédaction au New Yorker.
İşte sakızın, gazozun, New Yorker'ın ve diş ipin.
Tes chewing-gums, ton soda, le journal et du fil dentaire.
Aslında New Yorker'ı getirdim.
J'ai apporté The New Yorker.
O gece Miranda, New Yorker'da karikatürist olan Doug'la sınırlarını kaldırmaya karar verdi.
Cette nuit-là, Miranda oublia ses limites avec Doug, dessinateur au New Yorker.
Kızılderililer hakkında ki düşünceleri. Harika bir New Yorker çalışması.
C'est vraiment dans le style du "New Yorker".
İki yıl önce New Yorker dergisine bir hikâye yazmak için Florida'ya gittim.
Je suis allé en Floride il y a 2 ans, faire un reportage pour le "New Yorker".
New Yorker'da yazarım.
Je suis un journaliste pour le "New Yorker",
New Yorker'ı duymuştum.
- Je connais le "New Yorker".
"New Yorker".
Le "New Yorker", ouais.
Evet, "New Yorker." değil mi?
Le "New Yorker", c'est ça?
Din, Salgınlar, Yalnızlık, Teknoloji ve New Yorker yazarı Susan Orlean çiçekleri kaleme aldı ve bang!
Tous ça pour arriver dans ce moment précis de l'histoire Et on termine avec Susan Orlean dans son bureau du "New Yorker" qui écrit aux lecteurs. Et bing!
Al bakalım Pugsley! Annen hala dünyanın en iyi tarantula paketleyicisi.
Je crois qu'il a eu quelques boulots qui ont posé les fondations de sa carrière, mais au fond de lui, il aspirait à travailler pour le New Yorker.