Nightblood translate French
55 parallel translation
Çok çalışın ve unutmayın, her biriniz Karakan'ınızın hakkını veriyorsunuz.
Entraînez-vous dur et souvenez-vous, vous êtes dignes de votre nightblood.
Bir Karakan çocuğu bulunduğunda eğitilmek için buraya getirilirler, veya getirilmeleri gerekir.
Quand un enfant nightblood est trouvé, il est emmené ici pour être entraîné ou supposé l'être.
- Karakan olmadan mı?
sans un nightblood?
Ontari haklıysa ve Clarke bir Karakan bulursa diğer yapay zekayı aktive edebilecek.
Si Ontari a raison et que Clarke trouve un autre Nightblood, Elle sera en mesure d'activer l'autre I.A.
Emerson bir Karakan'a bağlı değildi.
Emerson n'était pas connecté à un Nightblood.
Başka bir Karakan yükselene kadar ben, Azgeda kralı Roan Nia'nın en büyük oğlu, Theo'nun torunu tahtın geçici sahibi ve Ateş'i tutanım.
Dans l'attente d'un nouveau Nightblood, Moi... Roi Roan d'Azgeda, fils aîné de Nia, petit-fils de Theo... je suis gardien du trône
Luna, sen türünün son örneğisin, son Karakan.
Tu es la dernière de ton genre, la dernière Nightblood.
Karakan.
Le Nightblood.
Adaya gidip Karakan yapma planını organize etmem gerekirken... buraya sıkıştım, birilerinin bir yeri kesilir de... bandaja ihtiyacı olur diye bekliyorum.
Je suis coincée ici au cas où quelqu'un ait besoin d'un bandage, je supervise le plan de secours alors que je devrais aller sur l'île pour faire du Nightblood.
Jaha haklıysa ve Becca orada karakan ürettiyse, orada kayıtları bulacaklar... ve Luna'nın kanından Karakan üretecekler.
Si Jaha a raison et que Becca a créé le Nightblood là-bas, ils trouveront ses notes, et tout ce qu'ils auront à faire est d'inverser le processus grâce à Luna.
Karakanı üretebilirsek, çabucak dağıtımını yapmalıyız, bunun için de barışa ihtiyacımız var.
Une fois le sérum Nightblood crée, on devra le distribuer très vite, et on aura besoin de paix pour ça.
O da aynısını söyledi. Karakana sahip... olduğunuzu söylemeden hemen önce.
Il a dit ça aussi, juste avant de nous dire que vous avez un Nightblood.
Karakanın radyasyonu metabolize ettiği keşfettik.
On a découvert que le Nightblood aide à métaboliser la radiation.
Eğer Karakan herkesi kurtarabiliyorsa, kullanmalıyız.
Si le Nightblood peut sauver des vies, on devrait s'en servir.
Karakan yapmak için Adaya gitmeliyim.
Je devrais aller sur l'île pour fabriquer du Nightblood.
Eğer Jaha haklı ve Becca yarattıysa Karakanı orada, bulacaklar. onun kayıtlarından bulup, Luna'dan tersine mühendislikle, yapmak zorundalar böylece, herkes hayatta kalır.
Si Jaha a raison et que Becca a créé le Nightblood là-bas, ils trouveront ses notes, et ils pourront inverser le processus grâce à Luna et tout le monde vivra.
Bize Karakana sahip olduğun söylendi.
Ils nous ont dit que vous aviez un Nightblood.
Karakan vucuttaki radyasonu iyileştiriyor.
Le Nightblood aide à métaboliser les radiations.
Karakan insan vücuduna yardım için tasarlanmış. Cihazdan yayılan radyasona karşı yapay kanı reddetmiyor onu koruyor.
Le Nightblood a été conçu pour aider le corps humain à intégrer l'AI et le protèger des radiations émises par le dispositif.
Kayıtlara göre Becca ilk olarak Karakan olarak bildiğimiz şeyi Eligus Maden şirketi için geliştirmiş.
Selon l'enregistrement, Becca a d'abord développé ce que l'on connait comme le Nightblood pour l'entreprise Eligius Mining.
Uzun süreli uzay seyahatlarında, suçlular derin uykuda dondurulurdu ve radyasyona karşı korunmaları için Karakan verilirdi.
Des missions spatiales de longues durées. Les criminels étaient placés dans un hyper-sommeil et le Nightblood les protégeait contre les radiations solaires.
Karakan protein zinciri kırık.
Les chaines de protéines du Nightblood sont cassées.
Abby, Karakan proteinini, Lunanın DNA'sıyla birleştirmeyi denediğinde ne oldu.
Qu'est ce qui s'est passé quand tu as essayé de lier la protéine du Nightblood avec l'ADN de Luna?
Bilgisayar, Karakan örneğinin RNA ile, bağlantısını sıfır-g ortamında göster.
Ordinateur, montre moi le prototype d'ARN de Nightblood se liant dans un environnement à zéro gravité.
bence Karakanı yapmak için, uzaya gitti.
Je pense qu'elle a été dans l'espace pour créer le Nightblood.
Karakan çözümü hakkında bişey söyledimi?
Kane ne t'a pas parlé de la solution avec le Nightblood?
Karakan tedavisi herkesi kurtaracak.
La solution du Nightblood pourra sauver tout le monde.
Gördüğüm kadarıyla iki seçeneğin var... nişancılarına durmalarını söyle, geminizi bize verin, ve Karakan tedavisi için zaman kazanın veya onlara ateş açmalarını söylersin.
De mon point de vue, tu as deux choix... demande à tes tireurs de reculer, donnez nous votre vaisseau, et utilisez le temps qu'il reste pour trouver ta solution de Nightblood, ou demande leur d'ouvrir le feu.
Uzaya gitmeli ve Karakan yapmalıyız.
On doit aller dans l'espace et créer le Nightblood.
Eğer Karakanı çözemezsek, Arkadia'yı paylaşacağız, beraber hayatta kalmamız için tek yol bu.
Si on ne peut pas détruire les Nightblood, nous devrons partager Arkadia, trouver un moyen de survivre ensemble.
Becca 0G ortamında Karakan üretmek için uzaya gitmiş.
Becca est allée dans l'espace pour créer le Nightblood dans un environnement sans gravité.
Eğer Karakan üretmezsek, Arkadya'yı paylaşacağız.
Si on ne crée pas de Nightblood, nous devrons partager Arkadia.
Adaya roket yakıtı bulmaya gidiyorum. Böylelikle Raven ve annem uzaya gidip Karakanı üretecekler.
Aller sur l'île aujourd'hui apporter du carburant pour ma mère et Raven pour qu'elles puissent aller dans l'espace et créer le Nightblood.
Ama Niylah lütfen Karakanı çözebilirsek ilk olarak Arkadya ve Polis insanlarına dağıtılacak.
Mais Niylah, s'il te plait, une fois que nous aurons créé le nightblood, le sérum sera distribué à Arkadia et Polis en premier.
Karakan çözümüne odaklanmalıyız.
On doit concentrer nos ressources sur la solution du nightblood.
Hepimizi Karakana çevirdikten sonra ne olacak?
Qu'arrivera-t-il après nous avoir transformés en Nightblood?
Uzaya gidemezsek Karakan üretemeyiz.
On ne peut pas créer le Nightblood à moins d'aller dans l'espace.
Uzaya gitmediğimiz sürece Karakan üretemeyiz, ama Luna üretebilir.
On ne peut pas créer de Nightblood à moins d'aller dans l'espace, mais Luna le peut.
Baylis kendi Karakanını üretebiliyor.
Baylis fabrique le Nightblood tout seul.
Dün Arkadia'da 18 kişi öldü, yani, eğer Karakan Karayağmurdan etkilenmemizi engelleyecekse, bunu bilmek isteyen ilk kişi benim.
18 personnes en sont mortes hier à Arkadia, donc si le Nightblood peut nous aider à la contrer, pour ma part, je veux le savoir.
Karakan olmayanlarda belirtilerin görülmeye başlandığı değer bu.
C'est là que l'on voit des symptômes pour un non-Nightblood.
Gerçek bir Karakan olmaman kötü, öyle olsaydın kumandan olabilirdin o zaman kaç kişiyi öldürmüş olurdun hayal et.
C'est dommage que tu ne sois pas une vraie Nightblood parce que tu aurais pu être Commandante. Imagine combien de personne tu aurais pu tuer.
Eğer uzaya gitmezsek Karakan yapamayız., ama Luna yapabilir.
On ne peut créer de Nightblood à moins qu'on aille dans l'espace, mais Luna peut.
Ne yazık ki bunun için bize bir karakan lazım.
Malheureusement, nous avons besoin d'un nightblood pour ça.
Eğer herhangi biri karakan oluyorsa, eğer herhangi biri alevi alabiliyorsa, O zaman artık kana güvenemeyiz.
Si n'importe qui peut être un Nightblood, si n'importe qui peut prendre la flamme, alors nous ne pouvons plus faire confiance au sang.
O olayda ne gördüğünü biliyorum anne ama artık bir karakanım, tamam mı?
Je sais ce que tu as vu dans cette vision, mais je suis un Nightblood maintenant.
Karakan var bende.
J'ai du sang de Nightblood.
Test edilmemiş karakan.
Du Nightblood non testé.
Clarke, karakan işe yararsa seni de onları da Polis'e götürmemiz gerekir.
Clarke, si le Nightblood fonctionne, on doit te ramener à Polis, eux aussi.
Clarke... Karakan işe yaramıyor.
Le Nightblood ne fonctionne pas.
Karakan'ın çözüm olacağını hala umut ediyor musun?
On peut toujours penser à la solution du Nightblood.