Nın yardımıyla translate French
1,028 parallel translation
Bir yüzbaşının yardımıyla, işin doğrusu.
Un capitaine.
Tanrı'nın yardımıyla güvendeyim.
Je suis en sécurité. Que Dieu me vienne en aide.
Tanrı'nın yardımıyla, onu birlikte altedeceğiz.
Ensemble, avec l'aide de Dieu, nous le détruirons.
Bu da bir tek Tanrı'nın yardımıyla oldu, valilerin değil. Çok şükür.
Et je l'ai faite avec l'aide de Dieu, pas celle du Gouverneur!
Ve Tanrı'nın yardımıyla başaracağız.
Avec l'aide de Dieu, nous réussirons.
Biraz yardım, biraz şans ve Tanrı'nın yardımıyla.
On l'a partiellement déchiffré. Si la chance est de notre côté, et Dieu on peut y arriver.
Dünya en karanlık dönemini yaşıyor. Ama ben planımın, tanrının yardımıyla, başarıya ulaşacağına ve dünyanın yaşayacağına eminim.
notre planète vit une tragédie, mais je suis convaincu que grâce à Dieu, mon plan va fonctionner
Haydi, gidelim, İsa'nın yardımıyla.
Partons... Avec l'aide de Jésus.
İsa'nın yardımıyla.
Avec l'aide de Jésus.
"vaat ettiğim sözerli Tanrının yardımıyla yerine getireceğim"
"Ce que j'ai promis, je le ferai avec l'aide de Dieu".
Tanrının yardımıyla.
Si Dieu le veut.
Medenileşmiş tarafın bir gün Tanrı'nın yardımıyla uyanırsa, belki o zaman tam bir erkek olacaksın, Max.
Si ta moitié civilisée se réveille, Max, avec l'aide de Dieu, tu deviendras un homme complet.
Tanrı'nın yardımıyla bacağım iyileşecek ve bir an önce buradan gideceğim.
Avec l'aide de Dieu, ma jambe sera guérie avant que vous ne disiez "Amen".
" Tanrı'nın yardımıyla hala buradayım.
Je suis pour le moment encore fixé ici-même selon la volonté de Dieu.
Bunu şu teyp kayıt cihazının yardımıyla yapıyoruz.
C'est ce qu'on fait au moyen d'un magnétophone, qui se trouve ici.
Biz de Amerikalı bir subayın yardımıyla adamı biraz dürttük.
Alors on force un peu, avec l'aide de l'officier en question.
Bay Evans'ın yardımıyla...
Et maintenant, avec l'aide de M. Evans...
- Bay Evans'ın yardımıyla işimize devam edeceğiz.
- Avec l'aide de M. Evans... nous continuerons nos affaires.
Tanrının da yardımıyla Amerika Birleşik Devletleri adına bu gezegeni bütün insanlığın adına ve onun yararına kullanmak üzere ele geçirmiş bulunuyorum.
Devant Dieu et au nom des États-Unis d'amérique, Je prends possession de cette planète pour le bien de toute l'humanité.
Tanrının yardımıyla bana paçasını sunacak bir domuz bulacağım.
Si, avec l'aide de Dieu, je trouvais un porc...
Elder, Tanrı'nın da yardımıyla oraya varacağız.
Nous atteindrons notre but, avec l'aide du Seigneur.
Bir torpil subayıyla birlikte çalışın. Bakalım ortaya ne çıkacak. - Size tüm yardımı sağlayacağız.
Bon, entendez-vous avec l'officier de la base.
Hayır efendim ama... Tanrı'nın da yardımıyla küçük bir grup insanın aynen bunu yapabileceğini umuyoruz.
Nous espérons que c'est ce que feront certains, avec l'aide de Dieu.
Oscar'ın yardımıyla, senaryonun kötü ve seninde çekim yapamaz durumda olduğunu söyleyebilirim.
Avec Oscar, je ferai savoir que votre scénario ne valait rien et que vous n'étiez pas en état de le tourner.
Ve Tanrının da yardımıyla bir tek sizler onlardan tamamen kurtulma gücüne sahipsiniz.
Et vous seuls, avec l'aide de Dieu, avez le pouvoir de les démolir pour toujours.
Hatta Barnes'in Uluslararası yardımıyla!
Même le syndicat de Barnes n'obtient rien.
" ve O'nun yardımıyla hayatlarının sonuna dek birlikte yaşasınlar.
Qu'ils conservent Ta faveur jusqu'à la fin de leur vie.
" Tanrı'nın da yardımıyla...
" avec l'aide de Dieu...
Almanya'nın küçük devletlere karşı askeri güç kullanmak gibi... bir niyetinin olmadığını bir kez daha tekrar ediyoruz. Ancak düşmanımıza yardım etmemeleri şartıyla.
Redisons bien que l'Allemagne n'utilisera la force... contre de petits pays qu'en cas de collaboration avec l'ennemi.
Bizler, Tanrı'nın ve sunak taşının da yardımıyla onun gittiği yoldan gittik, ve döndük.
Nous avons suivi sa trace et sommes revenus grâce à Dieu et à un autel païen.
Annenin de yardımıyla hayvansı kolu ve kafasını eski dökümhanedeki preslerden birinde ezdirdi.
Avec l'aide de ta mère, il a écrasé sa tête et son bras monstrueux sous l'une des presses de la vieille fonderie.
Bir kısmını gördün. Kasabayı adamlarıyla doldurdu, ne Joe'yu çıkarabiliyorum, ne yardım getirebiliyorum.
II tient si bien la ville sous son influence, que je ne peux ni faire sortir Joe, ni avoir de l'aide.
Ama bu elem verici, hatta şüpheli gerçekleri unutmanıza yardım etmek için, işte size bütün ihtişamıyla gerçek bir aşkın final sahnesi.
Pour vous faire oublier ces vérités pénibles voire suspectes, voici une scène finale du véritable amour dans toute sa splendeur.
Birleşmiş Milletler resmi yayınıyla "bir yardım aranıyor" ilanı.
Une demande d'aide aux Nations Unies.
Ama tanrının da yardımıyla bu beladan kurtulacağız.
Mais avec l'aide de Dieu, on s'en sortira.
" Adsız Alkolikler, alkolizmden kurtulmak için ortak sorunlarını çözmek ve başkalarına yardım etmek amacıyla tecrübelerini, yöntemlerini ve umutlarını paylaşmak üzere bir araya gelmiş erkeklerden ve kadınlardan kurulu bir topluluktur.
" Les AA, c'est l'union fraternelle de ceux et celles... qui partagent leurs expériences, forces et espoirs... pour se guérir de l'alcoolisme.
Harakiri yapmaya uygun yer bulma amacıyla kapımıza dayandığın yetmezmiş gibi bir de kalkmış yardımcın olacak kişi konusunda bitmek bilmeyen bir yaygara kopartıyorsun.
Vous nous imposez votre suicide et vous faites le difficile.
Affınıza sığınarak, efendim ama onları aşağıda parmaklarıyla çalışırken görünce yani, biz düşündük ki... yani, arkadaşlar ve ben düşündük ki bir koşu yanlarına gidip... yani onlara yardım edebiliriz, efendim.
Veuillez m'excuser, monsieur, mais les voir là-bas, travailler si durement, eh bien, on a pensé, les camarades et moi-même, que nous pourrions y aller et les aider un peu, monsieur.
Anladığım kadarıyla... Ona yardım edecek kimse yoktu.
On aurait dit qu'elle n'avait personne pour l'aider.
İnanıyorum ki, Allah'ın yardımıyla bir gün tüm ırklar huzur içinde, birlikte yaşayacaklar, Ermeniler bile.
Je suis navré. Un jour, avec l'aide d'Allah... toutes les races vivront en paix.
Bu yaşlı adamı kalabalığın içinden ona yardım etmek amacıyla getirdiğiniz yani?
Vous l'avez seulement protégé de la foule?
Lanet olsun Ray, cennetimizi yaratabilirdik. Evet, Tanrı'nın da yardımıyla herkese iş sağlayabilirdik, müthiş bir gayrisafi milli hasılamız olurdu, ve onların her biri için bir bomba üretiyor olmak bize tatlı bir tembellik hissettirirdi.
Nous aurions pu avoir le paradis... la sensation de posséder autant de bombes que l'adversaire.
Tanrının da yardımıyla.
Grâce à Dieu.
Anladığım kadarıyla bir yardım çağrısı sinyali alınmış.
Nous avons intercepté un signal de détresse, n'est-ce pas?
Ama oyuncağımın da yardımıyla eğlenceli de olacak.
Mais avec notre joujou, ce sera amusant.
Bunu bizden daha akıllı olduğun için değil Tanrıların yardımıyla başardın.
Ce n'est pas que tu sois plus érudit que nous. Tu avais les dieux avec toi.
"Tanrının yardımıyla!"
"Avec l'aide de Dieu!"
Geçmişte Asakusa'da ilk başladığımda, yardımlarıyla bana detek oldu.
Il m'a beaucoup aidée quand je n'étais encore qu'une actrice apprentie.
Gonzo'yla yasak resim levhaları tasarlamak için birlik oldular... daha sonra bunları yasak altın ve gümüş ile süslediler. Sonra onları gizlice zengin Lordlara sattılar... ve hatta bazılarını bir Edo tüccarı yardımıyla yurtdışına kaçırdılar.
Associé au yakuza Gonzo, vous avez fabriqué ces objets, aux motifs immoraux, pour les vendre à de riches seigneurs par le biais de marchands peu scrupuleux.
Tanrı'nın da yardımıyla, şansımı başka yerde aramalıyım.
de sorte que je vais être contraint de chercher avec l'assistance du Très-Haut ma fortune ailleurs.
Gringonun yardımıyla, Meksika'nın bütün bankalarının kapıları bize açık olacak.
Avec l'aide du gringo, les banques du pays sont à nous.