English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Okumadım

Okumadım translate French

1,093 parallel translation
Kitaplarınızdan hiçbirini okumadım. Darılmayın, efendim. Ama avukat kardeşimin evinde bir ya da iki tane olmalı.
Je n'ai lu aucun de vos livres, désolé, mais mon beau-frère en a un ou deux et...
Hayır. Onun bunu yaptığını okumadım hiç.
Non, je ne l'ai jamais lu.
- Hiçbir şey bilmiyorum, ben okumadım.
Je ne sais pas si j'ai la bonne réponse.
Ama bir kelimesini dahi okumadım.
Mais je ne l'ai jamais lu.
- Okumadım bunu.
- Je ne l'ai pas lu.
- Onları okumadım.
Je sais pas.
- Ama daha okumadım.
Je n'ai rien lu!
Onu okumadım.
Je ne l'ai pas lu.
Hayır, "Çin'in, yüzü olmayan kalabalıkları" bölümünü okumadım.
Non, non, je n'ai pas lu l'article sur les masses chinoises anonymes.
- Hiç okumadım.
- Jamais lu.
Yazım şekli o kadar komik ki, hiç böyle bir şey okumadım.
Comment il écrit! C'est vraiment drôle. J'ai jamais vu ça!
Çocuğun canını okumak zorunda mıydın? Ben okumadım canını.
- Tu leur as remis le gosse!
Psikiyatriste gitmedim, garip kitaplar da okumadım.
Ce qui est intéressant, c'est que je n'ai pas vu de psychiatre, je n'ai rien lu.
- Henüz okumadım!
- Je n'ai pas lu le livre.
Kitabınızı okuyordum. Yalan söylemeyeceğim, hepsini okumadım.
J'ai lu votre livre.
Hiçbirini okumadım bile.
J'en ai pas lu un seul.
Kitaplarından hiçbirini okumadım, fazla zamanım yok.
J'ai rien lu de vous, j'ai pas le temps.
Bilirsin ben okumadım!
Tu sais bien que je suis analphabète.
- Henüz okumadım.
Je ne les ai pas encore vus. J'essaierai ce week-end.
Bunu kitapta okumadım.
Ça, c'est pas dans les livres.
Henüz okumadım.
Je ne l'ai pas encore lu
- Hayır, gazeteleri okumadım.
- L'avez-vous lu? - Non.
Kitabını okumadım.
Seulement... je n'avais pas lu ce livre.
Kontratını iyice okumadın mı?
Tu n'as pas bien lu ton contrat?
Duyuruyu okumadınız mı?
Vous n'avez pas lu l'avis?
Sabah gazeteleri okumadın mı?
Tu veux que je te fasse un dessin?
Bu paçavranın dünkü ve bugünkü basımını okumadın mı?
Tu n'as pas lu ces cochonneries?
- Hayır, okumadım.
- Non.
- Kuralları okumadın mı?
Vous n'avez pas lu le règlement?
- Son kitabı okudun mu? - Hayır, okumadım.
- C'est pas nouveau.
Gazeteleri okumadınız mı? Bu kızın peşinden buraya geldiğini... buraya geliyor.
Vous ne lisez pas les journaux?
Bana bazı milletvekillerinin konuşmalarını okuyup okumadığımı sordu.
Il voulait à tout prix savoir si j'ai lu le discours d'un quelconque député, et il a fait des yeux comme ça quand je lui ai dit ne pas lire les journaux.
Ben okumadığımı söyleyince gözlerini ayırıp bana dik dik bakmaya başladı daha sonra neden Fransız büyükelçisin Roma'dan ayrıldığını, düşünmedim diye kafamın etini yedi.
Mais ce n'est pas tout, il fallait ensuite que je lui donne mon avis sur la raison qui a conduit le ministre français à quitter précipitamment Rome
Gazeteleri okumadın mı yoksa?
T'as pas lu les journaux?
- Bu sabah gazeteleri okumadın mı?
- C'était dans les journaux ce matin.
Yani oğlun Define Adası'nı hiç okumadı mı?
Votre fils n'a pas lu "L'île au trésor"?
Makalemi okumadın mı?
N'avez-vous pas lu mon article?
Şimdiye kadar yazdığım hiç bir şeyi okumadın.
Vous n'avez jamais lu mes écrits.
O şeyi hiç okumadığımı biliyorsun.
Tu sais bien que je ne lis jamais cette merde!
Moby Dick'i okuyup okumadığımı sordular.
Des gens très brillants... m'ont demandé si je lisais Moby Dick.
Okumadığımı söylemeye utandım.
Oui. J'avais honte de dire que je ne l'avais jamais lu.
Kitabı okumadığımı söylemeye çekindim, bu yüzden yalan söyledim.
J'avais peur d'admettre ne l'avoir pas lu. Alors, j'ai menti.
Müzik okumadın mı?
- Pour musique?
Ben gazeteyi okumadım.
Je n'ai pas lu le journal.
Okulda altı boyutlu geometri okumadınız mı?
Et la géométrie sexti-dimensionnelle?
Gazeteyi okumadınız mı?
- Pas encore.
Sinema eleştirisinde bunu okumadın mı?
Tu n'as pas lu ça dans Ciné-Revue.
Yanğın bölgesindeyiz. Sanırım tabelayı okumadın.
Tu n'as pas vu le signal relatif aux incendies?
- Bugünkü gazeteleri okumadın mı?
- Tu as lu le journal? Je l'ai acheté à l'aéroport, mais je n'ai pas eu le temps de le lire. - Non.
" Okumadığım bir kitabı almak ilkelerime aykırıdır.
C'est contre mes principes d'acheter un livre sans l'avoir lu.
- Genç Hardy'leri okumadın mı? Bir kolu çekersin ve gizli bir kapı açılır!
C'est sûrement une porte secrète.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]