English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Olacağım

Olacağım translate French

42,488 parallel translation
Unut dediğimi. Senin için 12 olacağım.
J'aurai 12 pour toi dorénavant.
Çocuklar için 11 olmam yeter, ama sana tam 12 puanlık olacağım.
11 pour les enfants, 12 pour toi.
Ben odamda olacağım.
Je monte dans ma chambre.
Bazen olacağım bazen olmayacağım.
Je bosserai par intermittence.
Bugün olacağım.
Je suis là aujourd'hui.
Başkanım, size karşı o zaman da dürüsttüm, şimdi de dürüst olacağım.
M. le Président, j'ai été honnête envers vous et je le suis toujours.
Bunun için zaman var, tabii ki orada olacağım.
Bien sûr que je serai là.
Sonra annem biraz daha onlardan uzak olacağımı söyledi.
Puis, ma mère m'a dit qu'ils repartaient mais pas pour longtemps...
Takımdakilerin % 75'i benim sonraki San Diego maskotu olacağımı düşünüyor.
75 % de mes coéquipiers pensent que je serai la prochaine mascotte.
Yakında 30 küsürlü yaşlarımda emekli olacağım.
Je vais être un retraité trentenaire très bientôt.
Vali Royce'un bir polis devleti kurmasına izin verirsem diğer 49 valinin aynı şeyi yapmasına nasıl engel olacağım?
Si je laisse le gouverneur monter sa police d'état, comment j'empêcherais les 49 autres gouverneurs de faire pareil?
Başkan'ın dost canlısı Müslümanı mı olacağım yani?
Vous voulez m'exposer en tant qu'ami musulman du président?
Size borçlu olacağım yani.
Donc je vous devrais quelque chose.
- Tabii ki gelebilirsin. Asansörde olacağım.
Je serai devant l'ascenseur.
Supergirl'ün katılımı ile misafirlerimin ve benim güvende olacağımızı bilirim.
Avec la présence de Supergirl, je sais que mes invités seront en sécurité.
Nasıl olacağımı bilmiyorum.
- Je ne sais pas comment.
Bataklığın yürüyüş için iyi bir yer olduğunu söyledi ve yürüdük. Geri kalan hayatımda bunun için pişman olacağım.
Elle a dit que ce marais était un bel endroit pour se balader, donc nous avons marché, et je le regretterai pour le restant de mes jours.
O zaman seni arıyor olacağım
Ensuite je te verrai.
Senin koruman olacağım.
Je serai ton garde.
Ben tam arkanızda olacağım.
Je suis juste derrière vous.
Bir dakaka içinde alt katta olacağım.
J'arrive dans une minute.
Ben yanında olacağım.
Je serai là vos cotés.
Pekâlâ, çocuklar, bugün Vatikan Müzeleri'ni gezeceğiz. Ve ben de rehberiniz olacağım.
Ok les enfants, aujourd'hui nous allons faire le tour des musées du Vatican et je serai votre guide.
Tamam... Ben burada olacağım.
Je vais rester là.
Sadece, eğer onun gözleri önünde seni öldürseydim bir başka çocuğun daha nefret dolu bir kalple büyümesine sebep olacağımı farkettim.
J'ai réalisé que si je te tuais devant lui, je laisserai un autre garçon grandir avec un cœur rempli de haine.
Kursun en iyi öğrencisi olacağım çok belli bir şey. Ve adımın "sağlık sigortasız isyankâr" ile birlikte anılmasını hiç istemem.
Je vais être la meilleure et je ne veux pas être associée à ton attitude "rebelle sans assurance maladie"
Evet, FaceTime'da yüz yüze film gecesi için aşağıda olacağım.
Je suis chaude pour une soirée film face-to-Facetime.
Doğumda ben de odada olacağım.
Je serais dans la salle quand tu accoucheras.
Bu sabah da mutfağında olacağımı düşünmemiştin ama işte buradayım.
Tu ne pensais pas me trouver dans ta cuisine ce matin, pourtant je suis là.
Bir de baharatlı sos olacağım diyorsun.
Et tu veux être une sauce épicée.
Kötü adamlar emekli olursa ben de olacağım
Je raccrocherais quand les méchants feront pareil.
Bak sana ne diyeceğim Kendim teslim olacağım.
Je vais te dire, Je me rendrai. Je te laisserai même m'arrêter.
Hazır olduğunda burada olacağım.
Je serai là quand tu seras prête.
Yani 20 yıl içinde kızımla aynı işi mi yapıyor olacağım?
Tu me dis que dans 20 ans, je travaillerai avec ma fille?
- Tamam. Bu mavi araba için tetikte bile olacağım. Ama Raimy hiçbir şey bilsin istemiyorum.
Et je vais même faire attention à ce camion bleu, mais je veux que Raimy n'en sache rien.
Yani işleri hızlandırma seçeneğimiz var ama seni olumsuz etkileyeceği için dikkate almıyorsunuz. Peki, ben ne olacağım?
Donc accélérer les choses était une option, mais tu ne l'as pas fait parce que ça pourrait être négatif pour toi.
Bir süre hayatınızda olacağım için uğrayıp bir merhaba demek istemiştim.
J'ai juste pensé que je m'arrêterai et dirai bonjour puisque je vais être dans votre vie pour quelques temps maintenant.
İyi olacağım.
Ça va aller.
Bugün, gezegenin üstesinden gelemeyeceği bir durumdayken, insanoğlunun refah içinde bir geleceğe nasıl sahip olacağını anlamaya çalıştım.
Je réfléchis beaucoup à la façon d'assurer un avenir prospère à l'humanité, alors qu'on a atteint la limite de ce que la planète peut supporter.
Yani muhtemel bir siber saldırı olacağını mı söylüyorsun?
Vous voulez dire qu'il pourrait y avoir une cyber attaque?
Kimse Virjinya'daki yeni evimin Amerika'nın en büyük motor savaşlarının dibinde olacağını söylememişti.
Personne m'avait dit que ma nouvelle résidence en Virginie était le champ de bataille d'une des plus grandes guerres de bikers.
Annem bana bunun bir tatil gibi olacağını söyledi.
Maman m'a dit que je les rejoindrai bientôt.
Ben ve adamlarımdan en iyi faydayı nerede sağlayacağınız sizin kararınız General, ancak Şansölye Heusmann'nın umudu güçlerimizin bu yıkımı bitirmekde size yardımcı olacağı yönünde.
À vous de décider comment utiliser mes hommes et moi-même au mieux, mais le chancelier Heusmann espère que nos renforts vous aideront à mettre fin à cette bagatelle.
Tek bir adam yüzünden intikamımızdan mı olacağız?
Un seul homme doit-il empêcher notre châtiment?
Sana da bu seçimleri empoze etmeye çalıştım çünkü sen dünyaya indiğin zaman arkamı kollayacak birisi olacağı için çok heyecanlanmıştım.
J'essayais de t'imposer ces choix. parce-que quand tu as atterris j'étais si excitée d'avoir quelqu'un à prendre sous mon aile... De veiller dessus.
Thomas ile konuştum. O geceki halini desteklemekten mutlu olacağına beni temin etti.
Il m'a assuré que vous seriez heureuse de soutenir sa version des faits.
Sonrasında bana ne olacağı umurumda değil.
Après ça, je me moque de ce qu'il m'arrivera.
Bu gece dışarıda olacağını bilen herhangi biri var mıydı?
Quelqu'un savait que vous deviez sortir ce soir?
Daha sonrasında, bana ne olacağı pek de umrumda değil.
Après cela, peu importe ce qui m'arrive.
Bu kadar hızlı olacağı aklımıza gelmemişti.
Bébé Mais cela n'aurais pas dû être aussi rapide.
- Ne zaman olacağı konusunda bir fikriniz var mı?
Aucune idée de quand ça sera? Oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]