Olması lazım translate French
2,421 parallel translation
Evet ama ellerimizin de şu şekilde olması lazım.
Les mains devraient être comme ça.
O yüzden iki tane olması lazım. Böylece birbirleriyle oynayabilirler.
Il vaut mieux en avoir deux pour qu'elles jouent ensemble.
- Öyle olması lazımdı ama programımı bu kadar yakından takip ettiğini bilmiyordum.
Je devais l'être mais j'ignorais que tu suivais mon planning.
Yan tarafında düğme olması lazım.
Comment on fait? Il doit y avoir un bouton sur le côté.
Ama sadece sizi altında tutacak biri değil sizi geri çekebilecek sizinle güçlü bir bağı duygusal bağı olan biri olması lazım.
Mais il ne faut pas que ce soit n'importe qui. Ce doit être quelqu'un qui peut vous ramener, quelqu'un qui a un lien très fort avec vous, un lien émotionnel.
Koyu kestane olması lazım.
Châtaine foncée, je pense.
Daha büyük yaşta olması lazım çünkü Tom da hayattaydı o zaman.
Elle avait cinq ans. - Elle était plus âgée, Tom était là...
Dediğim gibi aradan bir gün geçmiş olması lazım!
Je vous l'ai dit. Ça prendrait la journée!
Bunun parasının bir yerden geliyor olması lazım.
L'argent ne pousse pas sur les arbres.
Burada olması lazım işte.
- Là où c'est censé être.
Görüntü kusursuz, ama kağıdın doğru olması lazım.
Crée une image parfaite, mais... on doit trouver le bon papier.
Evet ama burada boyunun 150 cm olması lazım.
Oui, mais là tu dois faire dans les 1,5m.
Bu iki duvarın beyaz olması lazım.
Ces deux murs doivent être blancs.
Bir tanıdığın olması lazım.
Il faut sûrement avoir des relations.
Hayır, usulüne göre olması lazım.
- Non, je dois être intégrée.
İmkansız, şifrenin dört haneli olması lazım.
Impossible, il doit y avoir 4 chiffres.
TK'in tertemiz olması lazım.
TK doit être blanc comme neige.
Bana çok feci aşık olması lazım. Üstelik bunun Liam'ın yemeğinden önce olması gerek.
Mais il ferais mieux de me balayer mes pieds et sur mon dos avant de Liam fait avec ce dîner.
Bunun sadece Burt ve benim için değil, hepimizin için iyi bir şey olması lazım.
Ça doit aller pour nous tous. Pas seulement pour Burt et moi.
Shin de orada olması lazım!
Shin doit s'y trouver lui aussi!
Bölge savıcısı olmak istiyor, o yüzden sert olması lazım.
Elle veut être procureur, elle doit sortir ses griffes.
Bekâretini kaybettiğin anın aptallaştığın, trajik bir an olması lazım hayatta bir kere oluyor.
Perdre sa virginité est censé être un moment tragique et stupide qui n'arrive qu'une fois.
Önemli bir şeyin onu kesmiş olması lazım.
Quelque chose de gros a dû l'interrompre.
Daha kolay olması lazım ama...
Ça serait plus simple, mais... Ça ne l'est pas.
Sizin istatistiklerinize bakarsak,... dört yaşından küçük çocukların % 150'sinin ölmüş olması lazım.
Si on écoute vos statistiques, 150 % des enfants de moins de 4 ans sont déjà morts.
Biran önce tedavi olması lazım.
Il à besoin d'un traitement immédiatement.
Yerin burası olması lazım.
Curran : C'est censé être là.
Bak yalanım varsa öleyim. Çocuğun burada olması lazım.
Regardez, si je suis Lyin'Je suis dyin', ce gamin a besoin d'être ici.
Tanrı aşkına biraz şaka anlayışın olması lazım.
Pour l'amour de Dieu, trouve-toi un sens de l'humour.
Bak, misafir köşe yazılarına ve diğer yazılara açığız... Ama gerçekten bunların sınırları olması lazım tamam mı?
On est ouvert à toute proposition, mais il faut que ça tienne debout, OK?
Sheldon o içki dükkanına girip, bir şişe içecek bir şey aldıktan sonra beni yolun karşısındaki motele götürüp keyfine bakman için ne olması lazım?
Sheldon, qu'est-ce que je dois faire, pour que tu achètes une bouteille de gnôle, que tu m'emmènes dans ce motel, et que tu abuses de mon corps?
Evet Sheldon, ne olması lazım?
Oui, Sheldon, qu'est-ce qu'elle doit faire?
Hadi, bazı avantajları olması lazım.
- Être roi a ses avantages.
Çok ezik olması lazım.
Un looser total.
Alex, bunun 20 dakika içinde olması lazım.
Alex, ça doit être dans les 20 prochaines minutes.
- Buralarda bir yerde piknik alanı olması lazım.
Il doit y avoir une réserve naturelle par ici.
Karaciğer nakli olması lazım, değil mi? Bir oğlu olduğuna göre, her şey yoluna girecektir.
je suppose.
Borç almak için kefilin olması lazım.
Avez-vous un créditeur ou un co-signataire?
Şey, daha fazla mı olması lazım?
Non.
Bu yüzden sabırlı olup olumlu düşünmeliyiz çünkü paramızın karşılığı olması lazım.
C'est une question de temps. Nous devons demeurer patients et positifs. L'argent doit bien être quelque part.
Arkada bir tane olması lazımdı, bir bakayım.
Peut-être à l'arrière. Je vais voir.
Yuvanı özlemen için yuvan olması lazım dostum.
On a besoin d'un chez soi pour avoir le mal du pays, mate.
Bu gece olması lazım. "
"il faut que ça ait lieu ce soir."
Cerrah olmayı neden bu kadar sevdiğimi hatırlamam lazım yoksa korkarım çıkıp gideceğim ve bir daha da geri dönmeyeceğim. Büyük bir vaka olması gerekmiyor.
Je dois me souvenir pourquoi j'aime autant la chirurgie, ou je risque de partir pour ne plus jamais revenir.
Çoktan memnuniyet duymuş olması lazım, Kutsal babamız.
Il doit déjà être satisfait, Saint-Père.
Herkesin savaşmak veya kaçmaya çalışmakla meşgul olmasından ve neler olduğunu bilmiyor olmasından faydalanmamız lazım.
Profitons du fait que tout le monde est occupé à se battre ou à fuir... Et qu'ils n'ont toujours rien compris à la situation.
Bunun kusursuz olması lazım.
Ça devrait être parfait.
Sal'in teknesinin şurada bir yerde olması lazım.
Le bateau de Sal devrait être par ici.
10 yaşında birinin.. .. böyle pazıların olması için ne kadar egzersiz yapması lazım?
Combien de temps tu dois t'entraîner pour avoir des biceps comme ça sur un gosse de 10 ans?
Bir kilobayt olması için kaç "L" lazım? Hafıza arttırıcıya ihtiyacınız olacak.
Il faut l'accélérateur.
Bak, lanet olsun ya da olmasın Harmon sana yeni ritüeller bulmamız lazım, tamam mı?
Maudit ou pas, on doit te donner de nouveaux rituels.