Part translate French
72,699 parallel translation
Gelmemizi istiyorsan o da bizimle gelecek.
On part pas sans elle.
- Bilmiyorum, bir yerlerdedir.
Je sais pas. Quelque part.
"... düşler ülkesinde uluslararası fizikçiler konsorsiyumu tarafından yok edildi.
"a été pulvérisée par un consortium de physiciens " mardi dernier au pays de nulle part.
Burada bilinmezliğin ortasında birbirimizle konuşuyoruz ve ben sadece bu geceliğine burada düşünüyordum ki...
On se croise au milieu de nulle part et je suis là que pour la soirée.
Bir yanı senin kazanıp her şeyin değişmesini istemiyordur belki.
Peut-être qu'une part d'elle ne veut pas votre victoire et que les choses changent.
Ne desem bilmiyorum evlât. O bir engel.
Fils, je ne sais pas quoi te dire d'autre à part qu'elle est un boulet.
- Bir yere gitmiyorum.
- Je n'irai nulle part.
Bana doğruyu söyleyene kadar bir yere gitmiyorum.
Je n'irai nulle part tant que vous ne me direz pas la vérité.
Bir yere gitmiyor.
Il ne va nulle part.
Biz bir yere gitmiyoruz.
Nous n'irons nulle part.
Burası hariç her yere.
N'importe où à part ici.
Başka bir dünyada yaşıyor çünkü.
Il vit dans un monde à part.
Bin-Khalid'in operasyonlarındaki bir terörist aradan sıyrılıp kaçtı.
Bien, à part une complication. Un des terroristes nous a échappé, quelqu'un de votre intervention contre Bin-Khalid.
Washington Polisi Kuzey Lincoln ve Temple'da bir. aracın kontrol noktasını ihlal ettiğini bildirdi.
La police nous a fait part qu'un véhicule a traversé un barrage au croisement North Lincoln et Temple.
Bütün bunların bir parçası olduğunu mu söylüyorsun?
Êtes-vous en train de suggérer qu'elle a pris part à tout ça?
Deniz Savaşı'na geçiyoruz. Ve biz onu ve bizi buradan çıkaracağız.
On part à bord du Walrus le plus loin possible d'ici.
Madi ve Flint ya yollarını burada bulacak Yoksa saklanacak bir yer bulacaklar.
Madi et Flint sauront revenir ici ou se cacher quelque part.
Bu da demek oluyor ki Bay Croome orada bir yerde olmalı.
Donc, votre patron, M. Croome, se trouve quelque part par ici.
Onun gitmesi gereken bir yer var.
Il est attendu quelque part...
Kaliforniya'da bir yerde.
Quelque part en Californie.
Peki. Bug kimsenin hayranı değildir ama eğer istersen, ona iyi iş çıkardığını söyleyebilirsin.
Bug n'est pas du genre groupie, mais tu peux lui dire "Bon travail" de ma part.
Ben hiçbir yere gitmiyorum.
Je n'irai nulle part avec vous.
Ondan son beklediğim şey adalet olur.
La dernière chose que j'attends de sa part, c'est la justice.
Ama senin işini senden başka kimse yapamaz.
Personne ne peut faire le tien a part toi.
Peki. Görebilen biri var mı?
Vous le voyez quelque part?
Hissettiğin şey gözlerinden okunabiliyor. Nedensiz yere olamaz bu.
Tu vois, ce que tu ressens, l'allure tourmentée de tes yeux, ça ne vient pas de nulle part.
Bir bakıma öyle. En ince kısmı ama güçlerini orada tutuyor.
En partie, la part la plus mince, mais elle détient un pouvoir spécial.
Hiçbir yere gitmiyorum.
J'irai nulle part.
Buradan ayrılma sakın.
N'allez nulle part.
- Hayır, kimse eve gitmiyor.
Non, tu ne vas nulle part.
Son dilim? Senin için sakladım.
Je t'ai gardé la dernière part.
Biz üzerimize düşeni yaparsak, o da sözlerini tutar.
Si nous nous acquittons de notre part, cette belle promesse sera respectée.
Hayır, hayır, hayır, gitmiyorsunuz.
Non, vous n'irez nulle part.
Kimsiniz?
De la part de qui?
- Diane Lane'in kocası onu aldatıyor. O da Toskana'ya taşınıp bir tesisatçıya âşık oluyor.
- Le mari de Diane Lane la trompe, elle part en Toscane, tombe amoureuse d'un homme à tout faire.
Bu Nonna'dan.
De la part de Nonna.
- Güzel. - Bu Pino'dan.
De la part de Pino.
Bu da benden.
De ma part.
Nasılım diye bakması için arkadaşını göndermen çok ince bir davranıştı.
C'était gentil de votre part, de m'envoyer votre ami pour voir comment j'allais.
Dostlarımıza ne kadar gösteriyoruz ki?
" Quelle est la part de nos proches qu'on fantasme?
Bir çeşit düblor falan... evet. Buralarda bir yerde H.G. Wells'le alakalı bir sahne gösterisi mi vardı?
C'est un coup de pub pour... une pièce de théâtre sur la vie de H.G. Wells quelque part dans le quartier?
Hayır ben hiçbir yere gitmiyorum.
Non, je ne vais nulle part.
Gidecek bir yerin var mı?
Vous avez quelque part où allez?
Bir yere mi gidiyorsun canım?
Vous allez quelque part, ma chère?
Buraya gelip beni gördüğün, bana yardım etmek istediğin için sağ ol.
C'est gentil de ta part de venir me le dire, d'essayer d'aider.
Bizim bloktaki çocuklardan elveda hediyesi.
Un petit cadeau d'adieu de la part de gars de mon bloc.
Artık gittiğinde sorun bile etmiyorum.
Ça ne me dérange même plus quand il part.
Yedinci yıldönümünde, ama şimdi gidersek olmayacak.
Mais seulement si on part maintenant.
Ya da yemek için başka yere gitseydik...
Si nous avions eu 40 minutes de retard ou deux, ou une, ou si nous étions allés manger autre part...
O bir yerlerdeydi.
Elle était quelque part.
Sam hiç evde olmuyor.
Sam part tout le temps.
parti 170
partiler 26
parti bitti 89
parti mi 44
partiye devam 22
parti başlasın 16
parti zamanı 46
parti sona erdi 33
partiye katıl 17
partiler 26
parti bitti 89
parti mi 44
partiye devam 22
parti başlasın 16
parti zamanı 46
parti sona erdi 33
partiye katıl 17