Pearl translate French
1,389 parallel translation
Pearl bu konuda hiç konuşmaz.
Et Pearl n'en parle jamais.
Pearl'in babasını neden öldürdün?
Pourquoi t'as tué le père de Pearl?
Pearl nasıl peki?
Comment va Pearl?
Bir gece, Pearl'in kardeşini sinemaya götürdüm.
Un soir, j'emmenais la sœur de Pearl au cinéma.
Pearl kadar güzeldi.
Elle était aussi jolie que Pearl.
Merhaba, Pearl.
Salut, Pearl.
- Selam Pearl, selam Mike.
- Salut, Pearl. - Salut, Mike.
Pearl, hadi gidip barbekü hazırlayalım?
Pearl, et si on allait préparer le barbecue?
Nasılsın Pearl?
Ça va, Pearl?
Pearl'i gördünüz mü?
Vous avez vu Pearl?
Pearl?
Pearl?
- Pearl, napıyorsun burada?
- Pearl, que fais-tu ici?
- Vic'i Audry'nin senin yanında güvende olacağına ikna ettim. Sen ne yaptın, Pearl'e sulandın.
- Je te branche avec Vic pour Audrey et toi, tu dragues Pearl!
Pearl, masum olduğunu söylüyor.
Pearl dit que tu es innocent.
- Pearl'in babasını öldürmedi.
- Il n'a pas tué le père de Pearl.
Ama bu karşılığa çok dikkat etmeliyiz, yoksa tarih Galorndon Core'u... aynı Pearl Harbor ve Salem 1 İstasyonu gibi... kanlı bir savaşın başlangıcı olarak hatırlar.
Mais nous devons peser prudemment notre décision ou l'histoire se souviendra de Galorndon Core comme de Pearl Harbor et Station Salem One, à savoir le symbole du début de nouvelles horreurs.
Pearl ve Phillips'in oradakı dar sokağın ne özelliği olduğunu araştırır mısın?
Balade-toi dans l'impasse à l'angle Pearl et Phillips.
- Pearl ve Phillips?
- Pearl et Phillips?
Bu da kim? Minnie Pearl mü?
- Elle est en solde?
Bu akşam aranızdan ileri çıkmak isteyen biri var biliyorum.
Je sais qu'il y a une personne ici ce soir qui doit s'avancer. Lyda Pearl Shindley.
Lyda Pearl, buraya gel.
Lyda Pearl, viens sur la scène!
- Bravo! Şüphesiz Lyda Pearl tek başına değildi.
Lyda Pearl n'est sûrement pas seule.
- Ubu Pearl, büyücü.
- Ubu Pearl, la sorcière du coin.
- Ubu Pearl.
- Ubu Pearl.
Ubu Pearl'ü.
Chez Ubu Pearl.
Ubu Pearl, şişko Amerikalıya Maubee'nin yerini söyledi mi?
Est-ce qu'Ubu Pearl lui a dit où est Maubee?
Eğer koruduğun kişi Ubu Pearl'se, o öldü.
Et Ubu Pearl est morte, si c'est elle que tu protèges.
Isola'yı görmek için Ubu Pearl'ün evine girdim.
Je me suis glissé chez Ubu Pearl pour voir Isola.
Bunlardan önce Ubu Pearl, Pater'a gitti.
Avant tout ça, Ubu Pearl a été voir Pater.
Ubu Pearl bilgi almak için büyüye başvurdu.
Alors Ubu Pearl a consulté sa magie pour savoir quoi faire.
Pearl Harbour, Tunner. Baskın var!
Pearl Harbor, Tunner, on nous attaque!
Asla pazarlık yapma, asla onlara arkanı dönme ve kesinlikle asla Pearl Harbor'dan bahsetme. - Tamam.
Ne jamais négocier, ne jamais leur tourner le dos, et ne jamais mentionner Pearl Harbour.
Büyükbabamın Pearl Lakes'deki yazlığı.
La résidence d'été de mon grand-père à Pearl Lakes.
Yazın eskiden kullandığımız tahta kulübeyi gördüğümde ise Cennet Pearl Lakes'di.
Et j'ai vu notre vieux chalet d'été dans les bois. J'étais à Pearl Lakes.
Ben küçükken büyük babamın Pearl Lakes'de bir yazlığı vardı. - Her yıl giderdik.
Quand j'étais petit, mon grand-père avait une maison près de Pearl Lakes.
Hawk Pearl Lakes'e gidip orada eskiden kimin oturduğunu öğren.
Hawk, allez à Pearl Lakes, voyez qui vivait dans cette maison.
Harry, dualarım seninle.
Harry, vous avez ma bénédiction. Pearl Lakes.
Pearl Lakes. Parmerlar'ın evinin bitişiğinde boş bir arsa var.
Il y a un emplacement libre à côté des Palmer.
Hayat keşke Pearl Lakes'de yazın geçirdiğimiz günler gibi olsa.
Si la vie pouvait toujours être comme ces étés passés à Pearl Lakes.
Pearl Harbor'dan mı?
De Pearl Harbor?
Bir tane de Pearl'den yola çıktı.
Jusqu'à Pearl.
Evliliğimizden birkaç ay sonra Japonlar Pearl Harbor'a saldırdı. Ben de Ordu Kadın Teşkilatına katıldım.
Quelques mois après notre mariage, les japonais attaquaient Pearl Harbor, et j'ai rejoins le corps d'armée féminin.
İnsanların balık tutarken içtikleri bira kutularını Pearl gölüne atmamaları gerektiğini biliyorum.
Les gens doivent arrêter de jeter des cannettes dans le lac Pearl quand ils vont pêcher.
Pearl Gölünde falan.
Au lac Pearl.
Nehrin özerindeki köprünün, çok güzel olduğunu duymuştum.
J'ai entendu dire que le Pearl River Bridge est vraiment magnifique.
Başkan Roosevelt, Japonların Hawaii'de Pearl Harbor'a hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.
Le président Roosevelt vient d'annoncer que les japonais ont attaqué Pearl Harbour.
Pearl Harbor'ın yaptığı şeylerden biri de Ed Leland'ın üniformasını ve gerçek kimliğini dolaptan çıkarmak olmuştu.
Ce que Pearl Harbor fit aussi, fut de révéler l'uniforme d'Ed Leland et sa véritable identité hors du placard :
Pearl Harbor sınır çizgisi, 30 dakika.
Pearl Harbor, 30 mn.
Elli yıl Önce bugün Japanların Pacifik gücüne meşhur saldırıları, burada Pearl Harbor'da olmuştu.
Il y a cinquante ans... l'attaque japonaise détruisit la Flotte du Pacifique... ici à Pearl Harbor.
Pearl Harbor'ın Öcünü almak için yapıldı ve aldı.
Il fut construit pour venger Pearl Harbor.
Lyda Pearl Shindley. Ben?
Moi?