English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Pin

Pin translate French

1,036 parallel translation
Gözlükler içindeki seksi kıza bir bakın.
J'ai vraiment l'air d'une pin-up, avec ces lunettes.
O gün yemekte, o çam kozalağının üstüne oturduğun zaman.
Quand vous vous êtes assise sur cette pomme de pin.
Oraya vardığımda bir kozalak fırlat.
Quand j'y serai, ramasse une pomme de pin, jette-la.
Çam ağacı kabuğu buldum.
J'ai trouvé un morceau d'écorce de pin.
Laboratuvar, çam olduğunu bildirdi.
Le labo l'a analysé : du pin.
Çam, sedir, gül, ne ararsan.
Pin, cèdre, rose, tout ce que tu veux.
Yeniyetmeye döndüm.
Un peu? Je ressemble á une pin-up.
Meşe kalaslar, kayın, çam.
Des planches de chêne, de hêtre, de pin.
Hollanda turnesinden dönen muhteşem bir ladin ülkemize ilk kez gelen üç sakız ağacı İskoç çam ağaçları Karaağaç Gövdesi, kötü olamaz ilginç bir Amerikan kalası, bir yağmur ormanı ve bir kova talaş gençlerde şiddet hakkında konuşacaklar.
Un fabuleux sapin de retour d'une tournée en Hollande, trois arbres à gomme faisant leur première apparition dans ce pays, Pin d'Écosse et les Conifères, et un tronc d'orme. Allons-y, ça ne coûte rien.
Dev servi, karaçam, köknar muazzam sarıçam.
Le séquoia géant, le mélèze, le sapin, le grand pin écossais.
Ağaçları keser, yemeğimi yer
J'abats un pin J'mange un bout d'pain
Ağaçları keser Yemeğini yer
Il abat un pin Mange un bout d'pain
Sarıçam!
L'imposant pin sylvestre!
Ottan çadırlarda yaşadık, çiğ tavşan yedik, otlarla beslendik.
On vivait dans une hutte, on mangeait du lapin cru et des pignons de pin.
Kızıl Çam yolu "
- Vers Le Pin Rouge -
Şuradaki ağaç hizasına geldiklerinde ses çıkar.
Quand ils seront à hauteur du pin, tu fais du bruit, n'importe quoi.
Çam kokan altın sarısı saçları ve Finlandiya'nın gizli orman içi gölleri gibi mavi gözleri var.
Ses cheveux dorés sentent le pin, et ses yeux de cobalt sont des lacs cachés au plus profond des forets finlandaises.
İlk günlerinde baharın, yeşeriyor yaprakları köknarın.
Le printemps vert veille attente sous un arbre de pin
Kışın sert soğuğunda, yine bir köknar ağacının altında...
Le froid d'hiver à nouveau sous un arbre de pin
Şöyle esanslı hava verenlerden.
Avec un doux parfum d'aiguilles de pin.
Sadece çam fıstığı
C'est juste une pomme de pin.
Caridad, bana biraz çam iğnesi getirin, biraz nane ve çimen.
Sœur Caridad, apporte-moi des aiguilles de pin, un peu de menthe et de l'herbe.
Uzun bir çam bir çekişte söküldü
En déracinant un pin dès la première poussée
Çam ağacından yapılır, çok güçlü değildir.
Elles sont en pin. C'est moins solide.
Şurandaki küçük iğneyi fark ettim.
J'ai remarqué votre pin.
Dağdaki yaşlı çamlar ve bambularla yer değiştirmişti 10 yıldır, kılıcınla yalnız dolanıp durup... o kızın hayaletini mi kovalarsın?
"Même le pin éternel a vieilli" C'est ainsi que depuis dix ans, vous errez à la recherche de cette demoiselle?
Bu benim. Hatırlıyor musun?
Hé, ce pin s est à moi.
İçi inci dolu kozalakla ya da madalyonla ilgili birşey?
Comme la pomme de pin remplie de perles? Ou le médaillon?
Özel bir oda, günde üç öğün yemek... ilaç tedavileri, pin-pon, örgü işleri.
Il a sa propre chambre, 3 repas par jour, suit une thérapie, joue au ping-pong.
Iki ay boyunca pin-pon... ve topluma olan borcunu ödüyor.
2 mois de ping-pong, et il aura payé sa dette envers la société, hein?
Yien-pin, onları evinde sakla.
Yan Ping! Tu vas les cacher chez toi.
Gül ağacı, maun, tik ağacı?
- Pin ou osier?
Peki. Veronica Lake, kızıl saçlı şarkıcı kadın değil miydi?
Veronica Lake, c'est la pin-up aux cheveux roux?
Yalnız Çam.
Le Pin Solitaire.
Ardından elini cebine soktu ve bir ağaç tohumu çıkarttı ve "Bu bir çam ağacı" dedi.
Il a fouillé dans sa poche et a pris une graine en disant : "C'est un pin."
- Çam?
- Pin.
- Tahtalar, evet çam.
- Les planches, oui, pin.
Karaçam, servi, ihtişamlı sekoya.
Le mélèze... Le pin d'Ecosse! Le grand séquoia de Colombie!
Ağaçları keser, yemeğimi yerim Tuvalete giderim
J'abats un pin J'mange un bout d'pain Et je file aux latrines
Ağaçları keser, yemeğini yer Tuvalete gider
Il abat un pin Mange un bout d'pain Et il file aux latrines
" Ağacı dinle.
" Souche de pin.
Ağacı dinle.
Souche de pin.
Bayanlar ve Baylar, güzeller güzeli April Pussy.
Mesdames et messieurs, la charmante pin-up d'avril.
Bu pin çekilecek.
La goupille doit être tirée.
- Sonuçta seksi poz vermedim ki.
- Ce ne sera pas genre pin up aguichant.
Küçükkken çam suyunu bir sakız gibi çiğnerdim.
Enfant, je mâchais de la résine de pin comme chewing-gum.
Şimdi çam kokuyor, bilirsin.
Il sent le pin.
Amcasıyla hiç tanıştınız mı? hayır!
Elle s'occupe d'une petite auberge au Pin Rouge.
Pin-pon bile oynayamıyorsun.
Tu sais pas jouer au ping-pong.
Bilmiyorum, sadece...
Je... je n'aime pas parler de ça à une fille. Mais tu es vraiment une pin-up.
Çam kozalakları mı? Evet Harry.
- Des cônes de pin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]