Polis geldi translate French
485 parallel translation
Polis geldi, madam.
- La police est ici, madame.
Polis geldi ve onu alıp götürdü.
ils l'ont emmené.
Polis geldi mi?
La police est là?
" Yine polis geldi.
" Encore les flics!
Bu sabah bize bir polis geldi.
Un policier est venu chez moi ce matin.
Şey evet, evime iki polis geldi ama.
Oui, deux policiers sont venus chez moi.
Polis geldi!
La police vous cherche!
Bir polis geldi çünkü yanlış yere park etmişim.
Un flic est venu car j'étais mal garé.
Polis geldi. Polis geldi.
La police est venue.
- Polis geldi mi?
- La police est venue?
Meydanda yürüyordum, polis geldi tutukladı bizi.
Nous traversions une place et la police nous a arrêtés.
Polis geldi.
Ça doit être la police.
Polis geldi George.
La police est là! Quoi?
Bir keresinde polis geldi ve kadını ülkesine geri göndermek istediler.
La police voulait l'expulser.
Polis geldi mi?
La police est passée?
- Polis geldi. Sizin için geldiler.
La police vous recherche!
Polis geldi!
La police!
Polis geldi, efendim!
C'est la police, monsieur.
- Ne dedin? - Polis geldi!
- Qu'est ce que vous dites?
Dün bir polis geldi buraya
Un type de la police est aussi venu hier.
Polis geldi.
Madame, la police est ici.
Polis geldi. Evin etrafını sarıyorlar.
La Police de Sécurité est là... et ils entourent la maison.
Bu sabah polis geldi.
La police est même venue pour elle.
Onu uzaklaştırmak için bir polis geldi o da bunun anayasal bir hak olduğunu söyledi.
Quand ils ont envoyé un agent pour le faire partir il a dit qu'il était dans son droit.
Baksana, polis geldi.
Ecoute-moi. La police est venue.
Otobüsü vitese takın. Hansonlar için polis geldi.
Les flics viennent chercher les Hanson.
Soyguncular kaçmaya çalışırken polis geldi.
Les policiers sont arrivés au moment où ils prenaient la fuite.
Polis geldi. Zavallı adamı merkeze götürdüler.
Les flics ont emmené ce pauvre gars en ville.
- Daha sonra polis geldi, ve -
- Ensuite, la police est venue et...
Afedersiniz, Profesör ama polis buraya geldi.
Pardon, M. Le Professeur. La police est là...
Ta Londra'dan benimle iş konuşmaya geldi. Kapıda bir polis müfettişi var.
Il vient me voir pour affaires, de Londres.
Efendim, bir polis geldi.
Monsieur le baron, il y a un agent de police.
İşte polis de geldi.
Voilà la police.
Buraya hiç polis geldi mi?
Il n'y a pas de flics?
Sonuç olarak da bir sürü polis memuru evime geldi.
Une horde de policiers a donc débarqué chez moi.
- Hâlâ korkuyorum. - Polis buraya mı geldi?
La police est venue.
Halkın, katilin yakalanması için aşırı hevesi polis için neredeyse büyük bir sorun olduğu giderek daha belirgin hale geldi.
Pour la police, l'excès de zèle du public devint un frein évident dans la capture de l'assassin.
Ernie, polis geldi!
Ernie, la police!
Bu akşam bir sürü telefon geldi... Polis yüzünden konuşmayı yarıda bırakan siz değilseniz pek de ilgilenmiyorum.
Est-ce un policier qui vous a interrompue?
Bir polis memuru geldi efendim.
Un policier, Monsieur.
Dakikalar sonra, Müfettiş Daniel Clay ve polis, Olay yerine geldi.
Quelques minutes plus tard, la police, dirigée par l'inspecteur Adolf Adolphe... arrive sur les lieux.
Dışarıya bir polis arabası geldi.
Il y a une voiture de police garée devant.
Sonra yolun karşısından o kadın geldi, bize daha yavaş olmamızı, yoksa polis çağıracağını söyledi.
Pam et Sheila. Une voisine est venue pour nous demander de faire moins de bruit. Elle a menacé d'appeler la police.
Bu gece polis çağırmak nereden aklına geldi?
Il est parti la semaine dernière et tu ne t'en es pas rendu compte. Pourquoi as-tu appelé la police, ce soir?
Polis beni görmeye geldi...
La police est venue me voir.
O zaman buradan ayrılsak iyi olacak. Biraz önce bir polis beni aramak için geldi ama sokağın karşı tarafında bekledim. Evet.
Alors on ferait bien de repartir, hein?
Bilgin olsun Callahan : Azınlık halka bu tür polis işinden gına geldi.
Pour ne rien vous cacher... les membres de la minorité en ont assez de ces méthodes.
Polis arabası geldi ama devam ediyorlar.
Une voiture de police est passée, mais elle ne s'est pas arrêtée.
Geldi demek. Polis acil otopsi istiyor. Ama acele etmek için bir sebep göremiyorum.
La police souhaite une autopsie immédiatement, mais je ne vois aucune raison de nous dépêcher.
Polis buraya geldi mi?
La police est venue?
Her taraftan insanlar koştu geldi. Polis çağırdılar.
Les gens sont venus en courant et ils ont appelé les flics.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70