Quince translate French
106 parallel translation
Dostlarım da "'Quince " derler.
Mes amis m'appellent "Quince".
Bunun gayet iyi farkındayım Quince. Gayet iyi.
J'en ai tout à fait conscience, Quince.
Şimdi Eberlin, Quince, Albay Flowers ve tabii Gatiss hariç herkesin odayı terk etmesini istiyorum.
Je veux que tout le monde sauf Eberlin, Quince, le colonel Flowers et, bien sûr, Gatiss, quitte la pièce.
Oldu mu Quince?
D'accord, Quince?
Quince'in dediği gibi, Hesperides Operasyonu buluşmamızın ana nedeni değil.
Comme Quince l'a dit, l'opération Hespérides n'est pas le nœud du problème.
Karalama yapmayı kes Quince. Çay molasında değiliz.
Arrêtez de griffonner, Quince, ce n'est pas l'heure du thé.
Fraser'ı, Quince'i ve o zenci çocuğu da, adı neydi?
Et Fraser, Quince et ce nègre. Il s'appelle comment déjà?
Fazla uzağa gidemez Quince. Ah!
Ça n'empêchera pas la terre de tourner.
Karanlık çökmek üzere Quince.
La nuit tombe, Quincey.
Sanırım Yüzbaşı Quince.
On dirait le capitaine Quincey.
Quince, hoş geldin.
Quincey. Tu viens tard.
Onu kaçırdın mı Quince?
Vous l'avez perdu?
Zorlu bir av olacak Quince.
Prenez votre fusil, capitaine Quincey.
Quince, kardeşim ile o cehennemin içine girdik ; ama asla o pisliklerin kölesi olmadık. Hepsini öldürdük.
Mon frêre et moi, on irait en enfer pour avoir cet Indien.
Bu kaç günümüzü alır Quince?
- Ça prendra combien de temps?
Sanırım, Quince Whitmore'u ve Hooker Kardeşleri tanıyor olmalısın.
Et les frêres Hooker. Et Nye Buell et...
Quince Whitmore onu cezalandırmak istiyor. Bizimle gelmek isteyebileceğini düşündük Ezra.
On pensait que tu voudrais venir, Ezra.
Hiç suyumuz kalmadı Quince.
- Les chevaux en ont besoin.
Çok yakınımızda Quince. Hâlâ sıcakken yemeğinizi yiyin.
Peut-être que l'lndien nous balade et qu'on le suit.
Dinle Quince, biliyorsun ki o Apaçi bizi öldürebilirdi. Ama ısrarla onu takip etmemizi istiyor.
Si c'est vrai, on pourrait avoir affaire aux Apaches.
Sende mi Georgialısın Quince? Teksas.
Deux steaks chauds et saignants.
Peşinden gidecek miyiz Quince?
- Où en est l'eau? - Elle diminue.
- Git de duş al. - Soğuk olsun.
- Va prendre une douche, Quince.
Duydun mu Quince?
Qu'en dites-vous?
- "quince" nedir? - Doğru.
- Qu'est-ce qu'un coing?
"quince" ne demek nasıl biliyor?
Comment elle a trouvé ça?
Quince, adamım, teklif için teşekkürler fakat bunların hepsi sadece benim ve Bill için düzenlendi.
Merci, mais Bill et moi suffisons.
- Bir şey duydun mu? - Evet, Quince'e diyordum ki- -
Vous avez entendu?
Bu benim kızım, Allison ve kocası, Quince ve Drew, sağ kolum, benim için çalışır.
Voici ma fille, Allison. Son mari, Quince. Drew, mon bras droit.
Evet Quince, öyle.
Oui, Quince.
Quince bana çörekleri uzattı.
Quince m'a offert le pain.
- Senin adına çok sevindim, Quince.
C'est très aimable de ta part.
Oh, ailem, hmm, Allison ve Quince, Susan ve diğer üyeler.
Ma famille... Allison, Quince, Susan et les autres.
Quince, kırılmış yumurtaları birleştiremezsin.
Les oeufs sont déjà cassés, Quince.
Annem, her neredeyse, Susan, Quince, seninle çalışan herkes, seninle tanışan herkes.
Maman, Susan, Quince... Tous ceux qui travaillent avec toi, qui t'ont connu.
Teşekkürler Quince.
Bonsoir, Bill.
Bu durumdan ne kadar minnettar olduğumu söylemek istedim, büyük jestti.
Merci, Quince. Je tenais à te dire que j'apprécie beaucoup ce geste.
Ne var Quince?
- Nye?
Pekâlâ Quince, iyi misin?
- Il est blessé.
Apaçileri yakalamak daha mı kolay Quince?
- Les Kiowas vont jusqu'au Mexique.
"quince" nedir? "
"Qu'est-ce qu'un coing?"
Nasılsın?
- Quince!
- Günaydın Quince.
- ça va?
- Quince'e diyordum ki, ona ihtiyacımız olmayacak- -
Inutile que Quince...
Teşekkürler Quince.
Merci.
- Geldiğin için teşekkürler, Quince. - Tabi.
Merci d'être venu, Quince.
Bu gizli bir toplantı Quince.
C'est une réunion secrète.
Otursana Quince.
Assieds-toi, Quince.
- Günaydın Quince.
- Bonjour.
- Oh, evet, Quince. Sevdiklerimden birisin.
Oui, Quince.
Anlıyorum
Je comprends, Quince.