Rakam translate French
2,104 parallel translation
Derken arkadaşım yemeyi bıraktı. Ama ben bırakamıyordum.
À un moment, mon amie a arrêté de manger, mais moi, je ne peux pas.
- Kapı kolunu bırakamıyorum kramp girmiş olabilir.
- Je suis accrochée à la poignée...
Eğer bu pozisyonun tarihine ve 25 yaş altındaki oyunculara verilen sözleşmelere bakarsan ona verilen rakamı anlar...
Regardez les cinq derniers contrats proposés à des joueurs de moins de 25 ans...
Muhasebecinin vergi matrahı için belirlediği rakam bu mu? - Hayır.
Le chiffre inventé par la compta pour raisons fiscales?
100 milyon oldukça fahiş bir rakam.
100 millions, c'est exagéré.
Talep ettiği rakamın 50 milyon dolar gerisindesin ve sadece 1 milyon getiriyorsun.
Vous avez 50 millions de moins. Et vous ne lui amenez qu'un million.
- Fena rakam degil. - Michael kaybettiklerinin yanina bir miktar dolar koyamazsin.
Ce que vous avez perdu n'a pas de prix.
2056 rakam mı?
2056 chiffres?
İlk rakam ne?
Quel est le premier chiffre?
Eğer yalan söylemiş olsam, bunu yuvarlak rakam yapamaz mıydım?
Si j'avais menti n'aurais-je pas choisi un nombre rond?
- Ya gerçek rakamı istiyorsun ya da bu anlaşma olmazsa eksik rakamı kendine almak mı istiyorsun onu söyle.
Le vrai chiffre? Ou le chiffre moins ce que vous prendrez pour boucler ce marché comme prévu? - Couché.
Venedik'in iş yapması için, iyi bir rakam.
Un bon chiffre pour s'emparer de Venice.
Ve ayrıca bu reddedilmeyecek kadar iyi bir rakam.
En plus, vous refusez une sacrée somme.
Aşağıya sizi tatmin edecek olan bir rakam yazın.
Donnez-moi votre prix.
Evet sonra aşağıya sen bir rakam yazacaksın... Ve aşağıya ve yukarıya çekişeceğiz...
Vous allez faire pareil, et on va recommencer...
Bu benim yazdığım rakamın aynısı.
C'est le même prix.
Ama bırakamıyorum çünkü onun kanına sahipsin.
Mais je ne peux pas, car tu es du même groupe sanguin.
On rakam.
Dix chiffres.
Bir rakam yazıyorum.
J'écris un chiffre.
Şimdi o rakamı katlıyorum. Ve küçük deri hesap defterinin içine koyuyorum.
Je vais plier ce chiffre, et je vais le mettre dans ma petite pochette en cuir.
20 milyon. Bayağı iyi rakam.
Ça fait un sacré mobile.
Bize rakamı söyleyebilirsin Patti.
{ \ pos ( 192,220 ) } Donnez juste le chiffre, Patti.
Doğru bir rakam.
Ça semble correct.
Hangi rakamı isterseniz yazın. Ben de varım.
Je veux une part.
Seni mutlu edecek rakamı söyle bana.
Dis-moi la somme qui te satisfera.
Ancak şu an sistem "o" harfi ile "0" rakamını karıştırıyor ama üstünde çalışıyorlar.
Il n'y a pas de différenciation entre la lettre "o" et le zéro, mais on y travaille.
Asla ama asla çocuğunuzu üzerinde "7" rakamı bulunan hiçbir ürüne- - Yedi!
Ne laisse jamais ton enfant près d'un produit marqué d'un... sept!
DA 64 Y. Bir harf ve bir rakam eksik.
DA... 6-4-Y. Des lettres manquantes, des chiffres manquants.
- Kesin rakam veremem.
Je ne peux pas le quantifier.
Ve beş rakamı çok fazla.
- C'est 5 de trop.
- İnadı bırakamıyor musun? - O bırakıyor mu?
- Tu peux pas laisser tomber?
Sonraki rakam :
Le suivant...
Roma rakamıyla 10.
De chiffre romain 10.
Ona kasetin sadece belli bir kısmını izlettik ve bu rakam hiç geçmedi.
On lui a fait entendre une partie de l'entrevue, et le montant n'y figure pas.
Böylece rakamın çift mi yoksa tek mi olduğuna dair tespitte bulunuyor.
Elle détermine alors si le nombre est pair ou impair.
"Ya bunlar Romen rakamıysa?" diye düşünene kadar bir anlam ifade etmedi.
Je ne l'ai pas compris jusqu'à ce que je me dise "Et si c'était des chiffres romains?"
İstediğin rakamı eve dönünce konuşuruz.
On conviendra d'une somme à notre retour.
Rakam konuşalım.
Parlons chiffres.
Bu, bir hafta önce işini kaybeden 250.000 Alman savaş işçisine yakın bir rakam.
Cela fait un quart de million de travailleurs allemands en moins que la semaine dernière.
- Rakam vermeye imkân yok.
Impossible à dire...
İki bin yıl. Bir rakam.
2 000, c'est un nombre.
Herkesin kafasında bir rakam vardır ve o fiyat kesin bir rakamdır.
Tout le monde à un chiffre précis.
Rakamın yakınına bile yaklaşamayacağımızı biliyorsunuz.
Vous savez qu'on ne réunira jamais cette somme.
Sadece bir rakam.
Ce n'est qu'un chiffre.
- Becky. - Eriştiğimde bize belki altı ay daha kazandırabilecek bir çıta olmalı, hedefleyebileceğimiz bir rakam olmalı.
Il doit bien y avoir un chiffre qui nous donnerait 6 mois de plus.
- Adil bulduğun bir rakam.
- Ce qui vous paraîtra convenable.
- Bu çok yüksek bir rakam.
- C'est plus qu'énorme.
5 rakamı onu huzursuz ediyor.
Le chiffre 5 le gène.
Bu oldukça büyük bir rakam.
Il disent que c'est 7 fois la moyenne nationale.
- Alex'e ödediğin rakam.
- Alex est une actrice reconnue.
Bırakamıyorum!
Arrêtez!