Sarkı translate French
38,195 parallel translation
Dün dönerek... Patti LaBelle şarkıları söyleyen adam?
Le gars qui tournait en rond en chantant des chansons de Patti LaBelle hier?
# Seçmeliyiz ilk dansınızı edeceğiniz şarkıyı #
♪ Choisir la chanson sur laquelle vous allez faire votre première danse ♪
- Şu gey şarkıyı söylüyordun.
Tu chantais cette chanson gay. C'est vrai.
Bu yazdığım yeni bir şarkı.
C'est une nouvelle chanson que j'ai écrite.
Bir dakika, şarkı bizim hakkımızda mı?
Attends, c'est sur nous?
Şimdeden söyleyemem. Ama... Bence bu basit şarkı benimle şenlendi.
Je suis pas sûr, mais... je crois que je commence à aimer ça.
Bırakın da çocuk, şarkısını söylesin.
Laissez-le chanter.
Yaşayan Ölüler, o şarkıyı söyleyince çakozladım.
Le Deadite me l'a fait deviner avec sa chanson.
O koduğumun şarkısı...
Cette fichue chanson...
F Kelimesi şarkısı.
La chanson "Le mot F."
- İlk önce hangi şarkıyı duymak istersin?
Quel chanson veux-tu entendre en premier? Surprends-moi.
Şu dinlemenin bokunu çıkardığımız şarkıya ne dersin?
Que penses-tu de cette chanson qui nous remémore le passé?
Tek bildiğim, şu beyaz kız şarkı söylemeye başlasaydı.. .. küpelerimi tutmak zorunda kalacaktın!
Tout ce que je sais, c'est que si cette fille blanche avait commencé à chanter, tu serais en train de tenir mes anneaux!
Pardon.. Bu kız şimdi sizlere şarkı söyleyecek.
Excusez-moi... cette fille va chanter pour vous.
Bu şarkıyı çiftlikte de duydum.
Cette chanson passait dans la ferme.
"Eğer Terkedersen" isimli bu şarkıyı çıkarmışlardı.
Ils chantaient : "If you leave"
Şarkıya gömülü başka bir parça daha var.
Il y avait une autre piste, cachée dans la chanson.
Yeniden şarkı söyleyebilirim.
Je peux chanter à nouveau.
Bir şarkı Gerald.
Une chanson, Gerald.
İzci olmayı çok istedim.. ... düğüm atmayı öğrenmek ve kamp ateşi eşliğinde şarkı söylemek.
J'aurai tellement voulu être un scout... savoir faire les noeuds, le derby des pins, et les chansons autour du feu.
O şarkılar yok mu.
Oh, ces chansons.
Dembe'ye anlatmaya çalışıp duruyorum ama şarkıcı değilim ki göstereyim.
J'ai essayé d'expliquer à Dembe mais je chante mal.
Tek bir şarkı sadece.
Juste une seule!
Aslında Mozart'ın bu şarkıyı bestelerken amacının zihinsel becerilerini geliştirmek olduğu söyleniyor ve ayrıca bebeklerin anne karnında öğrenmeye başladığını da söylüyorlar ileride Harvard'a gider belli mi olur.
L'idée que Mozart nourrit le cerveau est un mythe, mais le bébé apprend dans l'utérus, alors il a une chance d'aller à Harvard.
Düğün için şarkı listesi. Bu arada bunu konuşmamız lazım.
La playlist du mariage, dont il faut que l'on parle.
Hayır, hayır, hayır. Daha şarkı listesini bile bitirmedim. Düğün hediyeni almadım.
Je n'ai ni playlist, ni cadeau.
Düğün için şarkı listesi. Hala çalışma aşamasında, anlayacağın...
La liste de lecture, pour le mariage.
Rachmaninoff'un Prelude şarkısını Do diyez olmadan çalmanın zor olacağını düşünürdüm.
Ça doit être dur, le Prélude en do dièse mineur de Rachmaninov, sans do dièse.
Çok konuşmam, şarkı söylemem, kim o şakaları yapmam ya da parmaklarımın oyuncu olduğu tiyatrolar yapmam hoşuna gitmiyor. Özellikle Brad varken.
Elle n'aime pas quand je parle, chante trop, raconte des blagues puériles ou que je fais des pièces avec mes doigts, surtout quand Brad est là.
Biri şarkı söylemeli.
Quelqu'un devrait chanter.
Bu törenlerde şarkı söylenmez mi?
On chante dans ces occasions, non?
Sizce bunları imha etmek bir Kumbaya şarkısı örneği değil mi?
Vous pensez que nous montrons l'exemple en brûlant nos stocks en chantant "Kumbaya"?
Bu şarkı... Bir yerlerden biliyorum.
Cette chanson, elle me dit quelque chose.
İçeride söylediğimiz şarkıyı bile duyamıyoruz.
On s'entend même plus parler!
Benim şarkım bu.
C'est mon truc.
Bana bir şarkı söylemeni istiyorum.
Tu vas me chanter une chanson.
Bana bir şarkı söyle.
Chante-moi une chanson.
Aklıma şarkı gelmiyor hiç. Sallama lan!
- Y a rien qui me vient.
Annen sana hangi şarkıyı söylerdi eskiden?
Qu'est-ce que ta mère te chantait?
Baban arabada hangi şarkıyı çalardı?
Ton père mettait quoi, en voiture?
Lucille kendisine şarkı söylenmesine bayılır.
Lucille adore qu'on lui chante des chansons.
Annen sana bu şarkıyı mı söylerdi?
Ta mère te chantait ça?
Konuşuyorum ve şarkı söylüyorum.
Je lui parle, je lui chante des chansons.
Manyak olan gösterideki şarkıları söyleyerek bana sataşıyor.
La folle me nargue avec des chansons de l'émission.
Hepinizin koridor boyunca onu kovaladığını ve... Çılgın Göz'ün cinayet bebeği gibi şarkı söylediğini anlattı.
Elle m'a dit que vous la pourchassiez, et que Folle-Dingue chante comme une cintrée.
Lou Reed şarkısından bahsediyordum tabi.
Je faisais référence à la chanson de Lou Reed, bien sûr.
Her ne kadar Dünya'yı kurtarmak hakkında konuşsalarda sanrım "Dünya'yı kurtamak" a uyumlu kafiye bulamadıklarından şarkıya dahil etmemişler.
Bien que, aucune ne parlait de sauver la planète, mais "sauver la planète" c'est un peu dur à faire rhymer, Du coup ils l'ont peut-être juste mis de côté dans leurs chansons.
Şimdi hatırladım. Eskiden sürekli söylediğin şu şarkı neydi?
Ça me rappelle... quelle était cette chanson que tu chantais sans arrêt?
2007'ye özgü pop şarkısı
Chanson pop bateau de 2007
Bu bir pop şarkısı 2007 yılına ait
C'est une chanson pop On est en 2007
Thomas küçükken karanlıktan çok korkardı. Sadece ben şarkı söylediğimde uyurdu.
Quand Thomas était petit, il avait tellement peur du noir qu'il ne s'endormait que si je chantais.
şarkı 121
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17