Sarı saçlı translate French
349 parallel translation
Açık sarı saçlı hemşirelerden ve kurşun yaralarından sıkıldın mı?
Fatigué des infirmières blondes et des blessures par balles hein?
Yarın sabah tekrar suya indireceğiz sonra da sarı saçlı küçük kızı da alıp geri döneceğim.
On va le remettre en marche demain matin et on ira chercher la fille aux boucles dorées, hein?
Sarı saçlı küçük bir kız.
Une petite fille blonde.
Sarı saçlı, mavi gözlü benim tipimde ve yabancı bir aksanla konuştuğunu söyledi.
Elle est blonde aux yeux bleus, de ma taille, avec un léger accent étranger.
Sarı saçlı, uzun burunlu ve sıska olan.
Tout maigre, avec des cheveux blonds.
Sarı saçlı...
Cheveux-Jaunes...
Karım sarı saçlı.
Ma femme a les cheveux blonds.
Sarı saçlıydı.
Elle avait les cheveux blonds.
"Sarı saçlı güzellik sembolü lanetli dağın gölgesini aydınlatıyor..."
" le visage d'une beauté blonde dans l'ombre s'allongeant de la montagne maudite.
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! O da soruyordur.
Elle est réceptionniste à l'hôpital, blonde, yeux bleus, pèse 48 kilos, cuisine à merveille et ne pose aucune question!
Hayat bazen benim gibi bir kız için çok zor. Özellikle benim gibi güzel ve sarı saçlı ise.
La vie est dure pour une pauvre fille... qui a des cheveux blonds!
70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
1,83 m, 73 kg. Blond, yeux bleus.
Beyaz, Amerikalı erkek, 32 yaşında ve genç görünümlü 70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
Homme blanc, âgé de 32 ans, fait plus jeune. 1,83 m, 73 kg. Blond, yeux bleus.
Güzel. Sarı saçlı, açık tenli.
Ses cheveux sont blonds, sa peau est claire.
Sarı saçlı. Güzel.
Elle a les cheveux blonds, est joliment faite.
Mavi gözlü, sarı saçlı...
Des yeux bleus, blonde.
Hazar Denizi yakınlarındaki soluk sarı saçlı diskçilerden biriyle güneşli bir yere yerleşebilirim.
Je ne sais pas. M'installer au soleil sur la mer Caspienne avec une de vos lanceuses de disques blondes.
Her neyse, sarı saçlı adam ve karısı Çayır Eyaletler'den çıkıp geldiler.
Donc Blondin et sa pouffiasse débarquent...
Poltroni, 1,80 boylarında, 80 kilo ağırlığında, mavi gözlü ve sarı saçlı.
Poltroni fait 1 m 88, 80 kg, blond aux yeux bleus.
Sarı saçlı ve mavi gözlü bir kadınla birlikte olabilir. Üzerlerinde...
La femme pourrait être avec lui, blonde aux yeux bleus, vêtue...
- Sarı saçlı bir kız gördün mü?
Vous n'auriez pas vu une femme avec des cheveux longs?
Affedersiniz, şu taraftan geçen sarı saçlı ve burasına kadar gelen gri yağmurluklu bir kız gördünüz mü?
Avez-vous vu passer une jeune femme... avec de longs cheveux et un imperméable gris?
Sarı saçlı ve gri yağmurluklu bir kız gördünüz mü?
Avez-vous vu une femme avec des cheveux longs et un imper gris?
Sarı saçlı, şapkasız, kahverengi paltolu.
Blond, manteau beige...
- Sarı saçlı zenci. Kahrolası...
C'est une négresse blonde.
Uzun sarı saçlı orta boylu, yaklaşık 70 kilo.
Cheveux longs, blonds... taille moyenne, 75 kilos.
Cheryl Hughes 23 yaşında, 1.70 boyunda 54 kilo, sarı saçlı ve açık kahverengi gözlüydü. Gold Dust Kumarhanesinde akşam 4'den gece yarısına kadar çalışmaktadır.
Cheryl Hughes avait 23 ans, elle mesurait 1m65 et pesait 60 kilos, elle était blonde, aux yeux brun clair, elle était danseuse au Gold Dust Saloon.
Şu mavi gözlü sarı saçlı adam?
Tu vois le blond aux yeux bleus?
Uzun boylu, 1.90 boyunda, sarı saçlı bir beyefendi tanıdık geliyor mu sana?
Vous connaissez un grand type blond?
Sarı saçlı Apollo, kardeşim Germanicus büyük bir asker oldu bile.
L'apollon aux cheveux d'or est mon frère, Germanicus, déjà un grand soldat.
Sonra sarı saçlı kız tekrar ormana döndü ve yaklaşık 20 saat kadar uyudu.
Et la vieille Boucles d'Or repart donc dans la forêt et s'endort pendant environ 20 ans et quand elle se réveille, tous ses cheveux ont repoussé.
Nasıl da yükseliyorsun mavi ve sarı saçlı.
ô comme tu grandis, chevelure d'or et de l'onde!
Sarı saçlı, mavi gözlü... ve harika vücutlu biri.
Un blond aux yeux bleus. avec un corps divin.
- Uzun sarı saçlı.
- Flingue et un sabre...
Kızıl saçlı oldum, esmer oldum, sarışın oldum ama ne fayda!
Je me suis teinte en rousse... En brune, en blonde... ça n'a rien donné.
Kuzgun saçlı, sarışın Isolde'm. Benim tatlı, nazik Iphigenia'm.
Ma blonde Yseult, ma tendre et douce Iphigénie.
Bunu giyen adam en az 1,75 m boyunda... sarı dalgalı saçlı, yaklaşık 78-80 kg ayakkabı numarası 40.
L'homme qui portait ça mesure 1,78 m ou 1,80 m, blond, bouclé, il pèse dans les 80 kilos, chausse du 43.
Beyaz, bir amerikalı erkek 32 yaşında, genç görünümlü 70 kg., sarı saçlı ve mavi gözlü Steve Lacey.
Steve Lacey.
Görevli kızın kim olduğunu tanımamış ama kırmızı elbiseli, örgülü sarı saçlı bir kız olduğunu söyledi.
Mais il avait remarqué ses nattes blondes et sa robe rouge.
Bahse girerim, uzun, sarı ve dalgalı saçlıydınız.
Vos cheveux devaient être longs, blonds et ondulés.
Bir senatör, bir menajer ve dalgalı saçlı bir sarışın.
Un sénateur, un agent et une chose aux cheveux blonds.
İyi vakit geçirmek istersem, çıkarım ve iyi eğlenirim. Bir gece sarışın, diğer gece kızıl saçlı.
Si je veux rigoler, je sors une blonde, une brune.
- Sarı saçlı, uzun boylu adam mı?
- Oui, c'est lui.
Orada kızıl saçlı bir biri vardı..... ağzı sarımsak kokan bir yahudiydi.
"Elle s'était mise sur la paille Pour un maquereau roux et rose " C'était un Juif, il sentait l'ail
Senin şu çok hızlı ve gizlice evlendiğin, apar topar Güney Pasifik'e kaçırmaya çalıştığın, kumral saçlı sarışın, Mary-Marnie'nin senin de hapse girmeye niyetin olmadığını ve bazı şeyleri düzeltmeye çalıştığını anlamam için kulak misafiri olmam gerekmezdi.
Cette Mary-Marnie que tu as épousée... et que tu as voulu cacher dans le Pacifique Sud... sans même vous avoir entendus parler de prison... je savais que tu avais un coup dur!
Sarışın mı? Esmer mi? Kızıl saçlı mı?
Blonde, brune, rousse?
Emin olduğum birkaç şey var, ama bir tanesi, bu batan dünyada emin olduğum şey benim ortaklığım, kromozomsal ortaklığım "sarı gözlü", "mavi saçlı" doğan oğlumuz için.
Il n'y a pas grand chose dont je sois sûr, mais la seule chose... dont je suis sûr, dans ce monde en dérive... c'est la participation de mes chromosomes... aux yeux blonds et aux cheveux bleus de mon fils.
Sarışın mı, kızıl saçlı mı?
La blonde ou la rousse?
Uzun saçlı ve kısa etekli, çizmeli, büyük göğüslü, neşeli ve zeki sarışınları.
Avec des cheveux longs, une jupe courte, des bottes, des gros seins, et l'esprit vif et drôle.
Şarı saçlı, yanık tenli
Aux cheveux blonds, tout bronzé
Sarı, uzun saçlı birini Omuzlarında ya da daha uzun
Filasses, gras, les avoir jusque-là