English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Senses

Senses translate French

244 parallel translation
Bunlar daha piyasaya çıkmadı.
Ils sont pas senses etre en vente.
Bir de, Eğik Pizza Kulesinde geçen bir oyunun açılış sahnesinin yarısı da var. Kulenin neden eğildiğini ve bütün akla uygun binaların neden eğilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor.
Puis il y a la moitié de la premiere scene d'une piece... située dans la Tour Penchée de Pise, tentant d'expliquer... pourquoi elle penche, pourquoi tous les buildings sensés devraient pencher.
Akıllı hayvan.
Ces animaux sont sensés.
Britanyalılar daha mantıklı.
Les Anglais sont des gens sensés.
- Her zaman akla uygun şeyler yaptım.
- nous avons été toujours sensés et raisonnables
Aklı başında sözler duymak ne hoş.
Enfin des mots sensés.
" Issız bir dünyanın tecrübesini... inkar etmemeyi seçerek, Batı'ya ulaşmak için,
Deny not to this brief vigil of your senses that remains, experience of the unpeopled world behind the sun.
Zeki adamların tavsiyelerine ihtiyacımız var.
Il nous faut les conseils d'hommes sensés.
Eşyalarınızı alın kovboylar.
Ils sont nés sensés dans un monde fou!
- Bu da ne demek şimdi? - Yok bir şey.
- Qu'est-ce qu'on est sensés comprendre?
Bu konuda medeni insanlar gibi konuşamayacak mıyız?
On ne peux même pas en parler, comme des gens sensés?
Biraz mantıklı ol.
Soyons sensés.
Aklı başında hiç kimse bizim yerimizde olmayı istemezdi!
Rien de ce que des membres sensés de la société réclament de droit!
- Bunu ne yapacağız?
- Qu'est-ce qu'on est sensés en faire?
Bunu yapmamamız gerekiyor.
On n'est pas sensés faire ça.
Arada bir hakikaten mantıklı konuşabiliyor.
De temps en temps, elle dit des trucs sensés.
Hepsi iyi, sağlam adamlar.
Ce sont tous des homme solides et sensés.
- Sağduyulu olabilir miyiz?
- Tâchons de nous montrer sensés.
Darwin'in İncil adına, halkı etkilemek adına oluşturduğu şeyler o olduğunu düşünüyorum.
Je crois que certains individus sensés prennent Darwin pour parole d'Evangile.
- Mantıklı davranan biri varsa eğer, dinlerim.
J'écoute les gens sensés.
Bu konu hakkında tartışmaya gerek yok hiçbir zeki insanın farklı düşüneceğini sanmıyorum.
Sur ce sujet, le débat est clos! Et les gens sensés sont de mon avis.
Herkes, aynı beden olmamalı Hepimiz farklı bedeniz.
Faut de tout. On est sensés être différents.
Bir insanın lafına mı inanacağız? Evet!
On est sensés croire un seul homme?
- Seninle koğuşlara bakmamız lazım.
- On est sensés être de garde.
Konuşamaz mısınız?
Vous êtes sensés ne rien dire?
Bunun için çok üzgünüm. Bir anlaşmamız var sanıyorduk.
Je suis vraiment désolé pour tout ça. nous étions sensés avoir un accord.
Her ailede bir kaç çatlak bulunur. ... ama aynı zamanda aileyi bir arada tutanlar da bulunur.
Y en a dans toutes les familles mais il y a aussi des gens sensés
IfSeninle ben birbirimize ait değilsek, ben hiç bir şey bilmiyorum.
Tu sais pourquoi... Si on n'est pas sensés être un couple, alors je ne sais rien.
Ama onların özdeş olması gerekir.
Mais ils sont sensés être identiques.
Merkez bölgemizden ayrılmamızı istemiyor.
On n'est pas sensés aller si loin.
Hayır, bekle, yapamayız. Birileri bizi görebilir. Bizi okulda sanıyorlar.
Non, attendez, on ne peut pas quelqun va nous voir vous êtes sensés être à l'école.
Tanrım Yahudilerin cesur olduğunu sanırdım.
Nom de Dieu, je croyais que les juifs étaient sensés être durs.
Mühendislik prensipleri ses veriyor.
- Les principes d'ingénierie sont sensés.
6 : 30 olmadan gitmemiz yasak.
Je me casse. On est sensés rester jusqu'à 6h30.
Almanlarla mantıklılarmış gibi pazarlık yapıyorsunuz!
Et vous négociez avec les Allemands comme s'ils étaient sensés?
Bana akıllı olduklarını söylemiştin.
- Vous disiez qu'ils étaient sensés.
Çünkü bizim erkek olmamız gerekiyor.
On est sensés être des hommes.
Kichwa, ikimiz de akıllı adamız.
Kichwa, on est entre hommes sensés.
Seninle ikimiz mantıklı kişileriz
Nous sommes sensés, toi et moi.
Yardımcı olmak için.
Ils sont sensés nous être utiles.
Kasabaya geliş saatiniz kaç olacak?
Vous êtes sensés arriver quand au village? Terminé. Autour de 15 00.
Yoksa tahmin oyunumu oynıycakmışız.
Sommes-nous sensés jouer à une sorte de "deviner le jeu"? Non.
Hayır T'Pol ve Travis görevlerini bitirene kadar... Pernaia Prime da mı bekliycez.
Nous sommes sensés attendre sur Pernaia Prime... jusqu'à la fin de la mission de T'Pol et de Travis.
- Pohpohlamıyorum.
Ce sont juste des propos sensés.
Anlıyorum. O zaman ben sana sorayım. Siz insanlar ne yapıyorsunuz?
Alors, laissez-moi vous demander... les humains sont-ils sensés?
Dikkatli olmamız gerektiğini anlıyorum ama yönettiğimiz şirketten gizlenmemiz biraz garip.
Je comprends que nous devons être prudents, mais... c'est bizarre de se cacher de la firme que nous sommes sensés diriger On ne se cache pas, on se met en sécurité.
Olmamaları gereken bir yerde üç Xindi saptadık.
Nous avons détecté trois Xindis où ils ne sont pas sensés être.
Bunu nasıl gerçekleştireceğiz?
Comment sommes-nous sensés accomplir ceci?
Ve bununla tüm gemiyi izole etmeyi mi düşünüyoruz?
Et nous sommes sensés isoler tout le vaisseau avec ça?
Sözde bu işin bir ödülü vardı ; gecenin bir yarısı dışarda olmamak gibi.
Euh, nous étions sensés avoir une meilleure situation désormais, comme ne plus avoir à sortir au milieu de la nuit.
Onun tavsiyeleri hep güvenilir oluyor.
Je trouve ses conseils vraiment sensés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]