English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Serbestsin

Serbestsin translate French

331 parallel translation
Yeni ceza kanununa göre serbestsin. "
Vous cessez, désormais, d'être astreint au régime pénal.
Gitmekte serbestsin.
Tu es libre de partir.
Sonunda serbestsin.
Vous êtes enfin libre.
- Bu serbestsin demek.
Je ne sais ni où je suis ni quel jour nous sommes.
Güvenlerini kazanmışsın. Serbestsin. Daha büyük bir iş var.
Ils vous font confiance, vous avez mieux à faire.
Evet, serbestsin.
C'est tout? On peut y aller?
Serbestsin.
Ça y est! Vous êtes libre!
Böyle düşünmekte serbestsin.
Tu as le droit d'avoir ton opinion.
Her halükarda, artık serbestsin.
En tous cas, tu es libre maintenant.
İyi ki böyle oldu.Şimdi serbestsin.
Tu as de la chance que ça se soit passé comme ça. Maintenant, tu es libre.
- Duruşmaya kadar serbestsin.
- Vous êtes sous ma garde jusqu'au procès.
Gitmekte serbestsin.
Vous êtes libre.
- Dan, bir mecburiyetin var sanıyorsan, yok. Artık serbestsin.
- Dan... je vous délie de toute obligation.
Şu andan itibaren serbestsin. Mahkemeden çıkmakta özgürsün.
Par conséquent, vous êtes acquitté et libre de vous en aller.
Leylak Bar'da borçlandığın müşterilerin için 170,000 yen ödedim. Yani, burada benim için çalışmakta serbestsin.
J'ai réglé les 170 000 yens que tes clients devaient au bar.
"Donanma vakit bulduğunda, gelip bizi ziyaret etmekte serbestsin."
"Quand vous ne serez pas en mer, venez nous rendre visite."
Artık konuşmakta veya istediğin bir şeyi yapmakta serbestsin.
Maintenant, vous pouvez parler ou faire ce que vous voulez.
- Serbestsin. Teğmen Uhura, devralın.
Lieutenant Uhura, reprenez-le.
Kimse dokunamaz. Tamamen serbestsin.
Vous êtes libre comme l'air.
Sana gitmekte serbestsin dediğim zaman döneceksin.
Vous partirez quand je vous y autoriserai.
Gitmekte serbestsin.
Arrête! Ça suffit.
Johnny Akitanya'ya sahip olur olmaz serbestsin.
Une fois l'Aquitaine aux mains de Jean, tu es libre, je te relâcherai.
Serbestsin.
Tu es libre.
Esas parayı bir alalım, sonra serbestsin.
On prend le gros pacson, et après, on est libres.
Gitmezse, serbestsin.
Sinon, tu es libre.
- Serbestsin.
- Allez.
Serbestsin arkadaşım.
Tu es libre.
Chang Pao, Xiang You Lun'nı öldürdün gitmekte serbestsin
Tu as tué Chiang You-lun. Tu aurais pu t'enfuir à ce moment-là.
- Neler oluyor, lütfen? - Serbestsin.
- Qu'est-ce qui se passe?
Tamam, Mongo. Serbestsin.
Mongo, tu es libre de partir.
Evet, efendim. Serbestsin.
- Rompez.
Bay Springer, akademinin kurallarını ciddi bir biçimde çiğnemen dolayısıyla yapılacak soruşturma süresince ikinci bir emre kadar oda hapsindesin. Serbestsin.
M. Springer, au vu des infractions au code de l'académie, vous serez confiné dans vos quartiers.
Bay Greenleaf, gitmekte serbestsin.
M. Greenleaf, vous pouvez partir.
Bölge Mahkemesinin 10 gün sonraki sorgusuna kadar 5000 $ kefaletle serbestsin.
Tu es dehors sous caution, 5000 dollars, et dans dix jours c'est le tribunal d'instance.
İstediğin her yere bakmakta serbestsin.
Tu peux le chercher où bon te semble.
Serbestsin, eve gidebilirsin.
Tu es libre, rentre chez toi.
İstediğini yapmakta serbestsin.
Fais ce que tu veux.
Gitmekte serbestsin, ama konuğum olarak bir kaç gün kalmanı tercih ederim.
Vous pouvez partir, mais j'aimerais que vous restiez quelques jours.
Herhangi bir sorun varsa, bana sormakta tamamen serbestsin.
Si vous avez des questions, n'hésitez pas.
Fraker, artık serbestsin. 5 dakikan var.
Fraker, tu es libre. Cinq minutes.
Serbestsin ama evrak işlerini halledene kadar iki saat daha buradasın.
Il faut compter deux heures pour la paperasse.
Her yere gidip her şeyi görmekte serbestsin.
Promenez-vous librement et observez.
Gitmekte serbestsin.
Vous êtes libre de partir.
Artık serbestsin. Bize geri dön.
Tu es libre, reviens parmi nous.
Sonra serbestsin.
Ensuite nous n'aurons plus besoin de vous.
Lütfen, istersen onunla işbirliği yapmakta tamamen serbestsin.
Une femme venue d'une autre planète qui dit qu'elle vous connaît. - Et... - Dont vous rêvez depuis des années.
- Serbestsin.
- Vous êtes libre.
Pekala. Söz, serbestsin.
OK, je promets de te laisser partir.
Yada, istiyorsan, benimle gelebilirsin. İstediğini yapmakta serbestsin.
Tu es libre de faire ce que tu veux.
İzzeddin Bey, serbestsin.
Tu es libre, lzedin Bey.
Serbestsin.
T'es libre, pope...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]