Serbest bırakın translate French
1,401 parallel translation
Öyleyse beni serbest bırakın, istediğinizi aldınız, beni daha fazla tutmanın anlamı yok.
Alors relâchez-moi, vous avez votre babiole, je ne vous suis plus d'aucune utilité.
İsyancıların kapısını çalıp kibarca nişanlımı serbest bırakın mı diyeceksin? - Hayır. Hayır.
"Rendez-moi mon fiancé, s'il vous plait."
Ben İkizleri Serbest Bırakın derneğinden geliyorum.
Je représente la fondation "Libérez les jumeaux."
Jo Byung-soon'u serbest bırakın!
Libérez Jo Byung-soon!
Serbest bırakın.
Lâche-le.
ve onu serbest bırakın.
Et s'il vous plaît, libérez-la.
- Lütfen serbest bırakın.
- S'il vous plaît, libérez-la.
Beni serbest bırakın!
Laissez-moi partir!
Tamam bana bir iyilik yapıp sephiyenizi serbest bırakın regülatörü ağzınıza alıp platforma doğru yüzün şimdi.
Fais-moi plaisir, gonfle ton gilet. Mets ton détendeur dans ta bouche et nage jusqu'à la plate forme.
Kocamı serbest bırakın!
Laissez mon mari partir! S'il vous plaît!
Başkan Aldo Moro'yu serbest bırakın.
" Libérez le président Aldo Moro,
"Onu koşulsuz serbest bırakın."
"Libérez-le sans conditions"
Onu serbest bırakın, ve siz de hemen teslim olun.
Libère-la et sortez!
Bay Walker, elinizi serbest bırakın.
Mr Walker, détendez-vous.
Ellerinizi kaldırın ve serbest bırakın. Önde birleştirin.
Les mains au-dessus de la tête et laissez-les tomber.
Çıkarma bölümünü açın ve gemiyi serbest bırakın.
Décompressez votre hangar et relâchez le navire.
Bizi serbest bırakın yoksa çıkarma bölümümüzdeki gemiyi imha ederim.
Relâchez-nous! Ou je détruis le vaisseau dans son Hangar.
Onu serbest bırakın.
Libérez-le.
Silahlarını toplayın ve rehineleri serbest bırakın.
Ramassez les armes et libérez les otages.
Onu serbest bırakın.
Libérez-le!
Serbest bırakın onu.
Libérer le.
Serbest bırakılmasının ardından, Bay Jennings demeç verdi.
M. Jennings a parlé à notre journaliste après avoir été relâché, aujourd'hui.
C'est Magnifique bütün hayvanlarını serbest bırakıyor.
C'est Magnifique va libérer tous ses animaux de laboratoire.
Jesse Friedman cezasını 13 yılını tamamladıktan sonra serbest bırakıldı.
Après 13 ans de prison, Jesse a été libéré.
Korkarım sizden onun şimdi serbest bırakılmasını istemeliyim.
Je vais devoir vous demander de l'autoriser à sortir maintenant.
Savunma sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılmasını istedi.
La défense a demandé sa mise en liberté, ils disent qu'il devient fou en prison.
Bunu başarırsan seni serbest bırakıcam.
Et si tu n'y arrives pas, je laisse tomber.
- Onları serbest bırakın!
- Libérez-les!
Çok uluslu şirketler serveti bölüşürken,... tüm bunlar'serbest piyasa'nın insafına bırakılacak.
Elle laisserait au soi-disant "libre échange" et aux multinationales le soin de partager la richesse.
Önümüzdeki 6 saat içinde Ramón Salazar'ın serbest bırakılmasını istiyoruz.
Nous voulons la libération de Ramon Salazar dans les 6 heures.
Ramon Salazar'ın serbest bırakılmasını istiyoruz.
Nous voulons que Ramón Salazar soit libéré.
Ramón Salazar'a yakın olan biri, kardeşi Hector olduğunu düşünüyoruz onun serbest bırakılmasını istiyor.
Un proche de Salazar, on pense que c'est son frère, demande sa libération.
Efendim, eğer teröristler tarafından serbest bırakılırsa, ne kadar potansiyel bir yıkıma yol açacağını, tam olarak belirtemem.
Je dois insister. Les conséquences seraient dévastatrices si les terroristes libéraient ce virus.
Şüphelenmedikleri tek şey, bunun Salazar'ın serbest bırakılması için bir blöf olduğu.
Ils ne savent pas si c'est juste un coup de bluff pour faire libérer Salazar.
Ramon Salazar'ın serbest bırakılmasını istiyoruz.
Nous voulons la libération de Ramon Salazar.
Ramon Salazar'ın serbest bırakılmasını istiyoruz. Gael!
Nous voulons la libération de Ramon Salazar dans les 6 heures.
Sen neden bahsediyorsun, tozun serbest bırakıldığını gördüm.
De quoi vous parlez? J'ai vu la poudre s'en aller!
Eğer Salazar'ı serbest bırakırsam daha fazla insanın ölümüne yol açacak.
Encore plus mourraient au final Suite à la libération de Salazar.
Sanırım Salazar'ı Hector'a teslim edip virüsün serbest bırakılmasını durdurabilmek için kendi başına aldığı bir karar.
Tordu comme il est, il croit pouvoir l'amener à Hector avant que celui-ci ne lâche le virus.
Bugün Jack Bristow'un serbest bırakılacağını yazılı olarak istiyorum.
Je veux ça par écrit, aujourd'hui est le jour où Jack Bristow doit être relâché.
Miami Dade Cinayet Laboratuarı ve Eyalet Savcısı adına çok olumsuz bir gelişme yaşandı bugün. Emlâk Komisyoncusu Lorenzo Escalante bugün Abby Sandoval davasının geçersiz sayılmasıyla mahkemece serbest bırakıldı.
Retournement étonnant pour la police de Miami-Dade et le procureur général,'le promoteur, Lorenzo Escalante, a été libéré aujourd'hui pour erreur judiciaire dans l'affaire "Abby Sandoval",
Christopher'ın serbest bırakılması için istediğin yerde ne zaman istersen seninle buluşmaya hazırım.
Je souhaite vous rencontrer où vous voudrez... quand vous voudrez... pour négocier sa libération. Merci.
Aklını serbest bırak.
Libère ton esprit.
- Ejdarhanın ateşini serbest bırak!
- Activez le souffle du dragon!
Görünüşe göre hâkim sanıkların cezalarının düşürülmesi veya serbest bırakılmaları karşılığı sanıkların kadın akrabalarından zorla cinsel olarak yararlanıyormuş.
Il exigeait des faveurs sexuelles des membres féminins de la famille des accusés en échange d'une caution plus basse ou d'une libération provisoire.
Dinle, ya isteyerek yapacaksın, ya da seni serbest bırakıp gidip çetene bir köstebek olduğunu söylerim.
Ecoute, tu coopères ou je te relâche et je dis à tes potes que tu es ma balance.
Adamını ifadesinden caydır ve sınırı geçebilmeme yetecek kadar serbest bırak beni.
Votre gars revoit sa déposition et vous me laissez le temps de passer la frontière.
- Görünüşe göre serbest bırakılmış.
Il semble qu'il a été libéré sur parole. Il n'est pas notre plus gros problème.
Yoldaşlarımızı serbest bırakın! Tamam Bay Johnson.
Allons-y!
Birkaç hafta önce serbest bırakıldığını sana söylemeliydim.
J'aurais dû te dire qu'il a été libéré il y a quelques semaines.
Serbest bırakılışın, kazara bir kaçış.
Ta libération est une évasion accidentelle.
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23