Sevindim translate French
25,340 parallel translation
Sayın Başbakan'ın şakalara ayıracak vakti olmasına sevindim.
Je suis ravi que le Premier ministre trouve le temps d'être léger.
- Ben de seni gördüğüme sevindim, Louis.
Heureuse de te voir aussi.
- Buna sevindim. Eminim öyledir.
C'est un soulagement.
Yatığına sevindim.
Je suis content qu'il ait fait ça.
Bize katılabilmenize çok sevindim.
Je suis très honoré que vous ayez pu vous joindre à nous.
- Aramana sevindim Tom.
Tom. Ravi de vous entendre.
Bunu duyduğuma çok sevindim, çünkü kardeşime göre bazen biraz fazla olabiliyormuşum.
Ravie de l'apprendre parce que d'après ma sœur, parfois, je suis un petit peu trop excessive.
Hoşuna gittiğine sevindim.
Ravi que vous approuviez.
Seni gördüğüme sevindim yine de.
Mais je suis content de te voir.
Aynı şeyi düşündüğümüze sevindim.
Je suis content qu'on soit sur la même longueur d'onde.
- Burada olmana sevindim.
Tant mieux que vous soyez là.
O mesafenin kapandığına sevindim.
Et je suis heureux que cette distance s'en aille.
Daha geç olmadan öğrendiğime sevindim.
Je suis content de l'avoir découvert. Avant qu'il ne soit trop tard.
Merhaba. Sizi yeniden gördüğüme sevindim.
Enchanté de vous revoir.
Gelebilmenize çok sevindim başkomiser.
Heureuse que tu aies pu y arriver.
Sizi yeniden gördüğüme sevindim.
Content de vous revoir.
Duyduğuma sevindim.
- Bien. Ravi de l'entendre.
Sagligini kazanmis oldugunu gordugume sevindim Carol.
Ravi de te voir sur pied, Carol.
Ayaklandığını gördüğüme sevindim.
Tu es sur pied.
Seni tedavi edebildiğimize sevindim.
Tant mieux si on vous a soignée.
Bunu duyduğuma sevindim.
Ça fait plaisir à entendre.
Aradığına çok sevindim, Pipes.
J'apprécie que tu aies appelé.
Seni gördüğüme sevindim, hepsi bu.
Je suis contente de te voir.
Senin adına sevindim.
Ouais et bien, tant mieux pour toi.
Eve taşındığıma o kadar sevindim ki.
Je suis content d'être rentré.
Bay Gallagher, geri döndüğünüze sevindim.
M. Gallagher. Content que vous soyez revenu.
Sonunda tanıştığımıza sevindim.
C'est bien de se rencontrer enfin.
Sizi gördüğüme çok sevindim efendim.
C'est bon de vous voir, Sir.
İyi olduğuna çok sevindim.
Je suis si heureux que tu ailles bien.
Seni gördüğüme sevindim Barry.
C'est bon de te voir, Barry.
Geri döndüğüne çok sevindim, ölmek üzereyiz çünkü.
Je suis tellement content que tu sois de retour car nous allons mourir.
Barry, iyi olduğuna sevindim.
Je suis content que tu ailles bien.
Burada olmana çok sevindim, sevgili James.
Je suis si contente de te trouver, James chéri.
Senin adına çok sevindim BoJack.
Je suis contente pour toi, BoJack.
Haklısın. Katıldığına sevindim.
- Trop content que vous soyez d'accord.
Senin adına sevindim.
Tant mieux.
Sonunda kendi yaşımda bir kadınla çıktığıma sevindim.
Oh! C'est super de dîner avec une femme de mon âge.
Tanıştığımıza sevindim...
- C'était sympa de vous rencontrer...
Tanıştığımıza sevindim.
Ravi de vous rencontrer.
Buluşmak istemene sevindim çünkü senin için ayarladığım heyecan verici projeleri anlatmak için sabırsızlanıyorum.
Contente que tu aies voulu me voir, car j'ai hâte de te parler de tous les projets excitants que je te concocte.
Seni sevimli bulmuştum, "Seni tekrar gördüğüme sevindim." dedin.
Je t'ai trouvée mignonne et tu as dit : "Sympa de te revoir."
- Jared, sikini kullanmana sevindim.
Jared, c'est bien. Faut utiliser sa bite.
Dediğim gibi, seni gördüğüme sevindim.
Comme je disais, c'est sympa de voir... quelqu'un comme toi.
- Senin adına çok sevindim.
- Très contente pour toi.
Her neyse, bittiğine sevindim çünkü seni paylaşmak istemiyorum.
Peu importe. Content que ce soit fini. Je ne veux te partager avec personne.
- Karşılaşmamıza sevindim.
Heureux de vous avoir croisé.
Sevindim.
Ça fait plaisir.
Burada olmanıza sevindim.
Je suis contente de vous voir tous ici.
Biliyorum ama daha önce de söylediğim gibi, dikkatimi dağıtmasına sevindim.
Je sais, mais comme je l'ai dit, j'apprécie d'avoir une distraction.
Buna sevindim.
Super.
- Tanıştığımıza sevindim.
- Enchantée.