English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sevmem

Sevmem translate French

3,933 parallel translation
Belki farketmedin ama herkesi sevmem, herkese güvenmem yani gerçekten takılmayı istediğim birisiyle tanıştığım zaman işleri berbat edince, sinirlerim bozuluyor.
Peut-être que tu n'as pas remarqué que, je n'aime pas beaucoup de gens, je n'ai pas confiance en beaucoup de personnes, alors quand je rencontre quelqu'un avec qui sortir ça m'énerve vraiment quand je foire tout.
Hastalar önünde küfürlü konuşmayı pek sevmem.
Je n'aime pas jurer devant un patient.
Ben de soruları sevmem Doktor.
Et je n'aime pas les questions, docteur.
Ördekleri pek sevmem ama bu gerçekten de harikaymış.
Oh je ne suis pas vraiment une personne à canard mais c'est très beau, vraiment
Bilirsin, kendimi övmeyi pek sevmem.
Stuart tu sais, je suis pas du genre à me vanter.
- Genelde o kadının yazılarını sevmem.
D'habitude, je déteste cette journaliste. Bien.
Üzgünüm fonileri sevmem.
Désolé, je ne fais pas dans les caniches.
Ben pek sevmem.
En fait, c'est pas ce que je préfère.
Seni sevmem gerekiyor. Ağzına sağlık.
"Oui, je suis un romantique"
- Denizanası sevmem.
- J'aime pas les méduses.
Ayrıca gölde yüzmeyi sevmem ben.
Et - je deteste la tuyauterie.
Ben domates sevmem.
J'aime pas les tomates.
İnsanların her kelime için ses çıkarmasını hiç sevmem.
Tu sais que je déteste quand les gens utilise des bruits à la place des mots.
1967 Londra Metrosu'nun haritası, bana sorarsan metropoliten yaşamın, önemli zayıflıklarından,... zaten tünelleri hiç sevmem...
Un plan du métro Londonien. 1967, la clé de ses faiblesses. dans la vie métropolitaine, si vous me demandez mais je n'ai ajmais aimé les tunnels
Ben her şeye etiket yapıştırmayı sevmem, el çantalarım dışında tabii.
Je n'aime vraiment mettre un nom sur les choses, sauf quand c'est pour les sacs à mains.
İşin sürprizini kaçırmayı sevmem.
J'aime pas gâcher la surprise.
Sarışınları da pek sevmem.
J'aime pas trop les blondes, non plus.
Evrak ıvır zıvırını da hiç sevmem.
Je déteste la paperasse.
Somutlaştırılmayı sevmem.
La distinction ne me gêne pas.
Şahsen ben sevmem ama bazı insanlar seviyor.
Pas moi personnellement, mais certains oui.
Yani diyorum ki bir şeylerin değişmesini sevmem ben.
En fait, je n'aime pas quand les choses changent.
Aslında çok da sevmem.
Pas un grand fan, à vrai dire.
Ben de Brüksel lahanasını sevmem ama varlığını inkar etmem.
Je hais les choux de Bruxelles, mais ils existent.
Açıkçası bu işleri pek sevmem.
On dirait toujours que je prends le crédit
Bilmemeyi hiç sevmem.
Et je n'aime pas ne pas savoir.
Ayrıca işleri yarım bırakmayı sevmem.
Et je n'aime pas le travail inachevé.
Bilimkurguyu çok severim ama Yeşil Cini * sevmem.
Bénis. j'aime beaucoup la science fiction, mais pas la reine des gobelins.
Evet. Sürprizleri sevmem.
Oui, je n'aime pas les surprises.
* Hiç sevmem gözlerimi dikip bakmayı, ama alt ettin beni *
Hate to stare but you re winning
Hiç sevmem.
Je hais papoter.
Sürprizleri sevmem.
Je n'aime pas les surprises.
Uyandırılmayı sevmem.
Je n'aime pas me faire réveiller.
- Ne yazık ki hiç sevmem.
Malheureusement, je déteste le thé glacé.
Hayvanat bahçelerini sevmem.
Je n'aime pas les zoos.
- Ne yani, onu sevmem mi gerekiyor?
Et alors? Je suis supposée l'adorer?
Caroline, biliyorsun dedikoduyu sevmem ama 30 saniye önce Max'i tavır yaparak sizi olası bir kek müşterisinden ettiğini gördüm.
Caroline, tu sais que j'aime pas les ragots, mais il y a à peine 30 secondes, Max se la raconte, elle nous a pris de haut et a réduit ses chances d'avoir un nouveau client pour ses cupcakes.
Vazgeçmeyi sevmem.
Je n'aime pas renoncer.
Silahları pek sevmem.
Je ne crois pas aux armes à feu.
Sadece yulaf ezmesi. Tamam. Fakat ben yulafımı çok kuru veya çok sulu sevmem.
Mais je l'aime ni trop sec, ni trop épais.
Grup sarılması sevmem ben.
- Je fais pas de câlin.
Korkutulmayı hiç sevmem. Nefret ederim.
Je déteste être effrayé.
Tatlı şeyleri sevmem.
Je n'aime pas les bonbons.
- Hayır, el sıkışmayı çok sevmem.
Oui, nan, je ne suis pas un grand fan du serrage de mains.
Onu ben de sevmem.
Moi non plus.
İhanet edilmeyi hiç sevmem.
Je n'aime pas être trahit.
- Pek sevmem.
- Les Mets? - Pas particulièrement.
Sevmem.
Non.
Ben sevmem Hintlileri.
C'est pas mon cas.
Bu arada, sır tutma hiç sevmem.
Pour info, garder un secret, je déteste ça.
Silahları sevmem.
Je n'aime pas les armes.
Evimden çıkmayı pek sevmem.
Je... n'aime pas quitter mon appartement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]