Sirin translate French
5,046 parallel translation
Izgara Şirin.
J'ai reçu une châtaigne.
Tıpkı Komando Şirin gibiyim.
Je suis le Schtroumpf Ninja.
Şirin Baba?
Grand Schtroumpf?
- Şirin Baba.
Grand Schtroumpf...
Ve bir de ben gerçek bir şirin değilim diyorsun.
Et vous disiez ne pas être un vrai Schtroumpf.
- Ve Şirin Baba? Bilmeni isterim ki başa geçtiğimde yapacak ilk işim buradan bir geçit oluşturmak olacak. Tam Şirin Köyü'nün ortasından benim sevgili Şirin Sağac'ıma açılacak.
Grand Schtroumpf, mon premier acte officiel sera de créer un portail qui ira du village des Schtroumpfs jusqu'à mon Schtroumpfillateur.
- Herkes iyi mi? - Herkes çok şirin.
- Tout le monde va bien?
- Maviş çok şirin.
Il est de toute bleuté.
- Ivan Şirin.
Tiret Schtroumpf.
Sen iyi bir şirinsin, Şirin Baba.
- Vous êtes un bon Schtroumpf.
- Şirin Sosisler.
Un schtroumpf-dog, miam!
- Hoş çakalın Winslow ailesi. - Güle güle, Şirin Baba.
Au revoir, la famille Winslow.
- Şirin Baba, Şirine'yi almışsınız.
La Schtroumpfette!
Durun bir dakika, teknik açıdan bakılırsa Şirinler Genetik Mirası 6'ncı bölüme göre bunun Şirin olması...
Une minute. Techniquement parlant, selon l'article 6 du Code de légitimité généalogique...
Ve böylece, sahne sırasının gelmesini sabırla bekleyen kahraman ruhlu Anlatan Şirin, rolünü oynamak üzere görüntüye gelir. Ve köyde büyük bir hazırlık çalışması yapılıyor olduğunu hatırlatarak...
Et donc, après avoir patiemment attendu le moment propice, notre héroïque narrateur redevient le personnage central pour rappeler que la dernière fois, le village entier s'affairait à...
Çok şirin.
C'est si mignon.
Çok şirin.
C'est mignon.
- Bence çok şirin.
- Oui, c'est mignon.
Kris, küçük şirin şey.
Un peu trop mignon, oui.
Şirin değil mi?
Elle est belle, hein?
Sadece o küçük şirin ağızlarınızı kapalı tutun ve hepinizi kastediyorum, çok geçmeden her şey bitecek. Yapmayın.
Estan equivocadas.
l bir çocuk, zaman çok açıktır ki l şirin oldu.
quand j'étais enfant, j'était évidemment mignon.
Her neyse, aslında, onu çok şirin buluyorum.
En fait, je le trouve très amusant.
- Şirin, evet. - Ve çok çekici.
Amusant, oui et très attirant.
Ne şirin, değil mi?
C'est chou!
Çok şirin!
Regardez, un lézard! - Mignon!
Maisie daha şirin bir isim değil mi?
Tu ne penses pas que Maisie, c'est plus mignon?
- Bunu niye yaptın? - Şirin olur sandım. Bir filmde görmüştüm.
Je pensais que c'était mignon, j'ai vu ça dans un film.
Wanblee'ler... ilk tüylerini döktükten sonra daha şirin olurlar.
Les Wanblees... deviennent plus mignon après leur première mue.
Şirin silah.
Joli pistolet.
Memeli Şirin?
Seins de Schtroumpf?
Bu çok şirin!
C'est trop mignon!
Artık şirin durmuyor.
C'est moins mignon maintenant.
Bu şirin şey sana.
C'est pour toi.
Çok şirin.
Il est si mignon.
- Çok şirin.
Il est mignon.
Küçük şirin kuşlar.
Quels jolis oiseaux.
Tatlı, şirin köpekçik.
- Gentil, le toutou...
Neredeyse çok şirin.
C'est presque adorable.
- Çok şirin.
Mignon.
Çok şirin bir yer buldu.
Elle a trouvé un joli petit endroit.
- Bu şirin değil mi?
Elle est belle.
Kraliyet muhabbetlerine dahil olacak kadar.. .. şirin ve çekiciymiş şüphesiz..
Il était obligé d'être incroyablement charmant pour amadouer certaines cours royales.
Tatlı, şirin, Sebastian adlı bir genç adam.
Un cher, mignon, garçon nommé Sebastian.
Beraber çok şirin görünüyorsunuz.
Vous êtes mignons tous les deux.
Selam şirin çocuk.
Elle est adorable.
O kızlayken gücünü toplamış olman gerek. Yoksa küçük şirin ağzı çavdar sapıyla bir kavunu emebilir.
Vous préférez garder votre virilité pour celle-là parce que sa petite bouche peut sucer une tige à en devenir un melon.
- Gidin hadi. Şirin çocuklar.
- Ils sont mignons.
- Şirin resmi kim çizmiş?
- Qui a fait ce joli dessin?
- Çok şirin.
Il est adorable, n'est-ce pas?
- Ama parlak. Çok şirin.
- Mais c'est mignon, fluo.