Ski translate French
1,394 parallel translation
Çünkü kayak ne demektir? Güzel vakit... geçirmek. Doğru.
Parce que, si on fait du ski, avant tout c'est pour...?
Baksana, demek sen "aslan parçası" değil tavukmuşsun.
A mon avis, t'es loin d'être un champion de ski.
Ama Tad kayak yaparken hep en doğru hareketleri yapıyor.
Désolée, Stan. Mais en ski, Tad assure plus que toi.
Hayır. Ben her sene ; pizzaydı, patates kızartmasıydı, sıkı kayakçıydı, kızı.. kapmak için adamı yen, olmadı tekrar eğitim al, zorlu dağlardan kay, gençlik merkezini kurtar... çekemem.
On en a ras le bol de faire la pizza ou la grande frite, et des connards de champions de ski qui vous piquent votre meuf, et de devoir descendre le K-13 pour sauver la maison des jeunes.
Point Place'deki en havalı değişim öğrencisi olduğumu kanıtlamak için... su kayağıyla bir köpek balığının üzerinden atlayacağım.
Je vais maintenant sauter en ski nautique au-dessus d'un requin... afin de prouver que je suis l'étudiant étranger le plus cool de Point Place.
Kayak hocası.
Le moniteur de ski!
Sana ne olduğunu anlatacağım, Kayak Kralı, neden annenin eve biraz tavuk getirmesini sağlamıyorsun ve böylelikle kıçına tekme atmama gerek de kalmaz!
Je vais te dire une chose, le roi du Ski, pourquoi tu ne ramènerais pas du poulet à ta maman? Ça m'éviterait d'avoir à te botter le cul!
Mümkün olan en hızlı arabayla gideceklerdir. Etrafta birçok turist var.
Ils vont le plus haut possible et redescendrons en ski de l'autre côté... et avec tous les touristes, ils passeront inaperçu!
İsviçre sınırına en yakın kayak merkezini bulmamız gerekli.
Alors, ce dois être une station de ski, proche de de la frontière suisse... Dans quelle station peux-tu poser un hélicoptère?
Birkaç kilometre mesafedeki tek kayak pisti.
La seule piste de ski à des kilomètres à la ronde.
Yüzme kursunu bitirince, su kayağı öğreneceğim.
Après l'épreuve de natation, j'apprendrai le ski nautique.
Ve jet ski'ninki motorsiklete benzer, ama aynı değildir...
Et le jet-ski, presque comme la moto, mais pas pareil...
Birincisi : "mayonez."
Premier mot : "ski".
mayonez, burada bu akşam çok insan var.
"Ski" y a comme monde ce soir!
diğer arabadaki adam, "kayağa mı gidiyorsunuz?" dedi hayır dedim, onları buzlu bir yolda araba kayarsa diye aldık
Le mec â côté de moi demande : "Vous allez au ski?" " Non, ils serviront si la voiture se renverse sur la neige.
Kayak yapamayacak mıyım yani?
On ne peut pas faire du ski ici?
Onu lunaparka götürürdün, kayak yapmaya giderdiniz...
Tu l'emmènerais à la fête foraine, faire du ski...
- Ben kayak yapmak istemiştim!
- Moi je voulais faire du ski. - Oh mon Dieu.
Bu, geçen sefer bahsettiğim kayak merkezindeki fotoğrafı.
Là, il est avec ses amis, au ski. C'était à Sugadaira, dans le Shinshu.
Jet-ski kiraladı, geri getirmedi, ve aşağılık serseri bir de iki kişilik harcama yaptı.
Il a loué mon jet-ski, ne l'a pas ramené, Et cette saleté en plastique a une limite de paiement.
kiralamış, ama o ve Sophia 2 : 15`e kadar suya girmemiş.
A pris le jet-ski à 11h45, mais lui et Sophia ne sont pas allés dans l'eau avant 14h15.
Bay Young, oğlunuz en son bir genç kızla görülmüş. Bir jet-ski kiraladığını biliyoruz.
M. Young, votre fils a été vu pour la dernière fois avec une jeune fille.
Şu anda o genç kız morgda ve biz oğlunuzun nerede olduğunu bilmiyoruz.
Nous savons qu'il a loué un jet-ski. Maintenant cette jeune fille est à la morgue et nous ne savons pas où est votre fils.
Bir jet-ski... noktası ve boğulma.
Un jet-ski... suffit d'appuyer pour foncer.
İşte bizim jet-ski.
Voilà notre jet-ski.
Kayak hocası. Masöz.
Monitrice de ski, masseur.
Kar maskesi takmış iki şüpheli varmış. 22'lik taşıyorlarmış.
Deux suspects avec des masques de ski, armés de.22.
Orada sadece kayak takımlarım var, sersem.
J'ai un parka de ski là-dedans, débile.
Sunbird'ün yeni kayak pistleri için doğu ucunu patlatmışlardı.
Ils ont fait exploser le côté est pour les pistes de ski de Sunbird.
- Barbara'da kayak yapıyor.
- Au ski avec Barbara.
Jet Ski için biriktirdiğim para mı acaba?
- C'est mes économies pour mon jet ski?
Evet, babamın teknesiyle açılır biraz su kayağı yaparız Yemek yeriz
Oui, j'ai pensé qu'on pourrait prendre le DawnSea de mon père. Faire du ski nautique, déjeuner.
- Bereyi çıkar, insanlar seni görsün.
Enlève ce bonnet de ski. Que tout le monde te voie.
Anaokulu çocuklarına kar botları almak için yardım isteme resmi çizin.
Prendre des photos tout en aidant les maternelles à retirer leurs après-ski,
Sevgili Bridget acaba benimle kısa kayak tatiline çıkar mıydın?
Bridget chérie, veux-tu... faire un petit séjour de ski?
Kayak yapmayı çok seveceğimi biliyorum.
Je sais que je vais beaucoup aimer le ski.
Üvey annemle birlikte Avrupa'da kayak yapıyor.
Il fait du ski en Europe avec ma belle-mère.
Patene gittim, su kayağına gittim, kikboks öğrendim.
J'ai fait du roller, du ski nautique, j'ai appris la boxe.
Geçen sene kurtarıldım ve kayak gezisine gittim.
L'an dernier, je me suis sauvée pour aller faire du ski.
Zirvede kayak, volkanda kızak, köpek balıklarıyla dalış.
Le ski extrême, la luge sur volcan, les requins.
Batıdaydık, bütün gün kayak yapmıştık.
Nous étions dans l'ouest après une longue journée de ski.
O gün aslında, Ted ve Marion kayak merkezindeki bardan çıktılar. Uzun süredir Thomas ve Timothy'nin... Son inişlerini tamamlamalarını bekliyorlardı...
Ce jour-là, en fait, Ted et Marion étaient au bar de la station de ski... où ils ont attendu très longtemps... que Thomas et Timothy fassent leur dernière descente... et la dernière descente après.
Jet skileri treylere atacağız ve dağlara çıkacağız.
On embarque le jet-ski, direction la montagne.
Kendi başımıza olabiliriz, Jet ski yaparız, falan.
En restant nous-mêmes : Jet-ski et compagnie!
Bermuda, Jet Skiler, Pina Colada, tamam mı?
Bermudes, jet-ski, piña coladas...
Brad Jet Skilerini tutuşturdum.
- J'ai cramé ton jet-ski.
Bu sincap su kayağı yapabiliyor.
Cet écureuil fait du ski nautique.
Sorun nedir?
Vous n'aimez pas le ski?
- Daha düşünmedim.
Sûrement au ski.
Jet-ski`yi saat 11 : 45`de.
Mark Young.
- Hayır sadece JetSkilerini. Eve sıçradı.
Juste ton jet-ski.