Sonuna kadar translate French
6,262 parallel translation
Ve burada kalıp hayatımın sonuna kadar başkasını sevmeni izlemek zorundayım.
Et je dois rester ici à te regarder aimer quelqu'un d'autre pour le restant de mes jours.
Gün sonuna kadar masanı topla ve dosyalarını götür.
Tu as la journée pour vider ton bureau et classer tes dossiers.
Bu parçayı hafta sonuna kadar kaydetmezsen çıkış tarihini kaybedersin.
Si tu n'obtient pas ce morceau dans la semaine, tu n'auras pas de date de sortie.
Hafta sonuna kadar oraya 3 kamyon dolusu silahlı ajan yollayabilirim.
Je peux vous avoir 3 vans pleins d'agents armés pour la fin de la semaine.
Yarın, gün sonuna kadar.
Jusqu'à demain, en fin de journée.
Hayır, sen günün sonuna kadar demiştin ama daha 10 dakika oldu.
Vous aviez dit : "En fin de journée." Je n'ai que dix minutes de retard.
Hayatımızın sonuna kadar hangi renkte duvarlara bakacağımıza karar vereceğiz.
Afin qu'on décide quelle couleur on veut regarder jusqu'à la fin de nos jours.
Bana söylemeye çalışmıştı ve bu da hayatımın sonuna kadar peşimi bırakmayacak.
Il a essayé de me le dire, et ça me hantera pour le reste de ma vie.
Yaz sonuna kadar hepsini temizlemiş oluruz.
On pourrait les avoir éliminé avant la fin de l'été.
O ana girip sonuna kadar tadını çıkarmalısın.
Tu dois rester dans l'instant présent et en profiter au mieux.
Ashley Cowgill'in cezasında indirim olmuş olsa da kendisi ve ailesi, hayatlarının sonuna kadar tanık koruma programında olacak.
Ashley Cowgill a peut-être obtenu une réduction de peine, mais lui et sa famille seront pour toujours dans un programme de protection de témoins.
Evet, birliğin sonuna kadar gelemediğine şaşırdım.
Je suis surpris que tu n'aies pas fini en prison.
Evet, ben ve Rcik genelde Hawaii'nin sonuna kadar gideriz.
Ouai, Rick et moi on finit souvent à Hawaii malgré tout.
Hayatının sonuna kadar kontrolsüz bir şekilde osurup kaka yapması için evine mi yollayacağız?
Et on va la renvoyer chez elle alors qu'elle est incontinente pour le reste de sa vie?
Ay sonuna kadar gelen postalarını almamı rica etmiş.
Me demandant de lui prendre son courrier jusqu'à la fin du mois.
Hayatının sonuna kadar bundan çok pişman olacaksın. Anladın mı?
Tu vas le regretter, vraiment, très bientôt et pour le reste de ta vie, tu comprends?
- Tamam, hafta sonuna kadar.
- Bon, jusqu'à la fin de la semaine
Ryan, baban bana sonuna kadar güvenirdi.
Ryan, votre père me faisait entièrement confiance.
# Seni dünyanın sonuna kadar severim. #
♪ Que je t'aimerais jusqu'à la fin des temps. ♪
# Sana söz, seni dünyanın sonuna kadar severim. #
♪ J'ai juré que je t'aimerais jusqu'à la fin des temps! ♪ Ouais!
Hak eden kaptana, sonuna kadar sadık kalırım.
À un capitaine digne de confiance, je reste loyal.
Bugünün sonuna kadar yüzünü dahi görmek istemiyorum.
Je ne veux pas te voir du reste de la journée.
O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım.
La seule chose que je sais à propos de ce qui s'est passé dans cette maison c'est que ma petite amie à été assasiné et que je suis ici pour la vie.
Sushi sonuna kadar, Ben Asyaliyim bebeler
les sushis. Je suis asiatique.
- Başından sonuna kadar Papaz.
Vous êtes fini, Pasteur.
Sen de burası da dünyanın sonuna kadar böyle olacak.
C'est ce que tu es et ce qu'est cet endroit jusqu'à ce que ce soit fini.
şimdi, her şey yolunda giderse, hafta sonuna kadar çıkmış olacaksın.
Si tout se passe bien, tu seras sorti pour le week-end.
Sayın Ellis, yıl sonuna kadar ne kadar üretim yapmayı planlıyorsunuz?
M. Ellis, combien pensez-vous produire d'ici la fin de l'année?
Lanet yolun sonuna kadar, Şaşkın!
Jusqu'au bout, putain, Motty!
Yaptığını ödemek için Vaiz Ruth hayatının sonuna kadar borç içinde yaşayacak.
Révérend Ruth aura des dettes le reste de sa vie pour payer ce que tu as fait.
Ne istediğimi de söyleyeyim sana. Hayatının sonuna kadar acı içinde kıvran istiyorum. Ayrıca şunu da sakın unutma orospu seni sen kendi başına açtın bu derdi.
En fait, je vais te dire ce que je voudrais ce que je voudrais pour toi, c'est une longue longue agonie je voudrais que tu t'en rappelles, salope.
Sizi sonuna kadar takip edeceğiz, Kurtarma Bir.
On va vous suivre tout le long, Sauvetage Un.
Onun kavramsal kontrol mekanizmaları kopya çekmesini engelledi ama bazılarınız sonuna kadar devam etti.
Là, ses mécanismes de contrôle cognitif l'ont empêché de tricher, mais certains d'entre vous auraient continué sans rien dire.
Gerekirse dünyanın sonuna kadar.
- Jusqu'à la fin du monde, si nécessaire.
Ben görev köle öldürmek bile Ve ben, sonuna kadar ona yol açacaktır.
Et je la mènerai au bout, dussé-je faire mourir les esclaves à la tâche.
Ve seni gerçek polise götüreceğim ve seni hayatının sonuna kadar kilit altında tutacaklar.
Et je t'emmène à la vraie police, et ils vont t'enfermer pour le reste de ta vie.
Adam termostatı sonuna kadar çevirdi.
Il a mit le thermostat au maximum
Yumurtaları da seviyorum ama bu hayatımın sonuna kadar omlet yemek istediğim anlamına gelmez.
Bon, j'aime les oeufs, mais ça ne veut pas dire que je vais manger des omelettes pour tout le reste de ma vie.
Pekala, Hakim Hernandez gün sonuna kadar bir dava dosyasını toparlamanı istiyor, ve Lincoln ilk okulundan Bay. Robby Shoemaker birinci hatta.
Très bien, le juge Hernandez a besoin de vous pour déposer une motion pour lui avant la fin de la journée, et l'école primaire Lincoln est sur la ligne une.
Sonuna kadar Lock-up'ı izleyebilirim,'çünkü o adamların yarısını oraya ben tıkadım'
Je vais peut-être me regarder tous les "Lock-up", parce que je mets la moitié de ces gars là-dedans.
Ve zamanın sonuna kadar hayatta kalıyor.
Et cela... perdure jusqu'à la fin des temps.
Günün sonuna kadar bitireceklerini söylediler.
Ils auront fini d'ici la fin de la journée.
Julio, bugün birini öldürürsen hayatının sonuna kadar masa başında çalışırsın.
Julio, si... si tu tues quelqu'un aujourd'hui, tu pourrais te retrouver dans un bureau le restant de ta vie!
Pencereleri kapatıyoruz ama yine de ısıtıcıları sonuna kadar açmamız gerekecek.
On scelle les fenêtres, mais il faut toujours monter les radiateurs.
Buradan çıkıyoruz. Yol sonuna kadar açık.
On se barre d'ici...
Seni kaybettiğimde, seni bulmak ve bizi, aileyi bir araya getirmek için dünyanın sonuna kadar gidebilirdim.
Quand je t'ai perdue, j'aurai été au bout du monde pour te trouver, pour trouver un moyen d'être ensemble... comme une famille.
Senin burada kilitli olduğunu düşünmeyi seviyorum. Zamanın sonuna kadar çürüyeceğini bilmeyi.
Je me réjouis de penser à toi enfermé ici, pourrissant jusqu'à la fin des temps.
Eğer Sid geceleme meraklısı değilse gün sonuna kadar göz altına almış oluruz.
A moins que Sid soit fan des soirées pyjamas, on l'aura en garde à vue avant ce soir.
Sonuna kadar aç.
Ouais, ouvre la à fond.
Durum ne olursa olsun müdür sahte Caza savaşımızı hafta sonuna kadar bitiriyor.
Peu importe la situation, le directeur boucle notre guerre contre Caza d'ici la fin de semaine. Solano saura que le FBI s'est foutu d'eux.
Bence teokrasi ile sonuna kadar mücadele etmeliyiz.
Je pense que nous devons combattre la théocracie par tous les moyens.
kadar 19
sonunda bitti 20
sonunda 771
sonunda oldu 28
sonunda geldin 41
sonunda gelebildin 23
sonun geldi 19
sonuncusu 51
sonuncu 18
sonunda geldiniz 19
sonunda bitti 20
sonunda 771
sonunda oldu 28
sonunda geldin 41
sonunda gelebildin 23
sonun geldi 19
sonuncusu 51
sonuncu 18
sonunda geldiniz 19