Sorumluluk translate French
3,754 parallel translation
Ben çok sorumluluk sahibiyim.
Je suis totalement responsable.
Büyük bir sorumluluk.
Tout à fait une responsabilité.
Sorumluluk yaratacak şeyleri hiç anlatma hatta.
On ne va rien révéler de trop incriminant.
Kredi çekip biraz sorumluluk alabilir.
Il peut emprunter et prendre ses responsabilités.
Neredeyse otuz yaşına bastım ve daha önce bir gram sorumluluk almadım.
J'ai presque 30 ans et on ne m'a jamais donné une once de responsabilité dans ma vie.
İşte sorumluluk.
C'est responsable. De les surveiller.
Iris, şöyle söyleyeyim. CEO David Wallace olabilir ama sorumluluk onda değil.
Franchement, David Wallace est PDG, mais il est pas très impliqué.
Bay Schrute, hissedarlar şirket yönetiminin sorumluluk almasını istiyor.
Les actionnaires demandent justice de la part de leurs dirigeants.
-... sorumluluk sahibi kişilere kaldı.
Les gens responsables.
Daha fazla sorumluluk istiyorsan sorumluluğu hak etmelisin.
Je suis désolé. Tu dois gagner ta place.
Zeeland çocuk fonu, sosyal sorumluluk projemizin bir parçası. İhtiyacı olan kişilere yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Cette fondation fait partie de nos démarches pour aider les plus démunis.
Kızın mezarı başında sorumluluk kavgası etmeyeceğim.
Ma responsabilité sera débattue sur la tombe d'Émilie Zeuthen.
- Sorumluluk aldım Ruth. Yönetimdeki pislikler bunu yapmayacaklardı.
J'ai pris mes responsabilités quand toute la direction s'est dérobée.
Sorumluluk alıyorlar.
Zeeland choisit la solidarité.
Sorumluluk duyuyor herhalde, ya da suçluluk.
Ça doit être par responsabilité ou parce qu'il se sent coupable.
Bu büyük bir sorumluluk, Shania.
C'est une sacrée responsabilitée, Shania.
Hayır, şans değil, yaşıyorken birbirimizi sevmek ve güzel şeyler yapmak için sorumluluk.
Non, pas une opportunité, une responsabilité de s'aimer les uns les autres et de faire de bonnes actions pendant qu'on est sur Terre.
Besbelli ki bu genç adama karşı derin bir sorumluluk hissediyorsun.
Et bien, il est évident que tu ressens une grave responsabilité envers ce jeune homme.
Bu da sizi sorumluluk sahibi yapar.
Cela vous fait Une responsabilité dans le domaine.
Büyük güç beraberinde büyük sorumluluk getirir.
Avec le pouvoir viennent les responsabilités.
Gabriela yaptığın bu çakma sosyal sorumluluk derhal bitecek.
Gabriela, cette... croisade dans laquelle tu t'es lancée, ça se termine maintenant.
Şu anda sorumluluk bende olduğuna...
Je suis en charge maintenant, et...
Hayır, sorumluluk sende değil!
Non, vous n'êtes pas en charge!
Kürsüyü Pope'a bırakma kararı beklenmedik bir karar olsa da bu kriz zamanında sorumluluk alıp vatanseverliğini gösteren Pope'un büyük bir destek gördüğü söyleniyor.
Ce choix de laisser Pope s'exprimer sur le podium est étonnant, mais l'on me dit que nombreux l'ont soutenue pour ses actes de patriotisme... en prenant les devants dans cette période de crise exceptionnelle.
Buraya geldiğimden beri birçok kötü kararda bulundum ve artık biraz sorumluluk almamın zamanı geldi.
J'ai pris beaucoup de mauvaises décisions depuis que je suis ici et il est temps que je prenne mes responsabilités
Gelir bununla birlikte çok büyük sorumluluk, değil mi?
De grandes responsabilités, il a.
Bana, Frank'in şarabı döktüğü sırada yeterince sorumluluk almayarak hatalı olduğu dank etti.
Il me semble évident que Frank assume la responsabilité potentielle de renverser, à la seconde même où il prend ce verre.
Ben söylüyorum sadece, eğer bebek yapmak istiyorsanız, testislerini, uygun sıcaklıkta tutacaksın, ve bu sorumluluk, senin terli kasıklarına aittir.
Tes bourses doivent avoir la bonne température pour procréer, ce devoir incombe à ton giron en sueur.
Bunun büyük bir sorumluluk olduğunun farkındayım ama tek başınıza olmayacaksınız.
Je me rends compte que c'est une grande responsabilité mais vous ne serez pas seul.
Büyük bir sorumluluk.
C'est trop.
Kolu bacağı kesik birini arayan acayip biri daha var ama bu daha büyük bir sorumluluk getirir.
Il y a aussi le cinglé qui cherche des amputées, mais c'est encore plus difficile.
bunun için sorumluluk ve disiplin gerekli.
Ça exige de la discipline et des responsabilités.
Zor olduğu için bıraktın, bu yüzden sorumluluk almalıyım.
Si tu en as marre et que tu veux abandonner, alors je dois en prendre la responsabilité.
Dean başkalarına karşı sorumluluk duygusu taşımıyor.
Dean n'assume aucune responsabilité.
Neyse de sorumluluk orduda olsa da, saldırı yapacaklarını bildiğimiz için bizim de hazırlıklı olmamız gerek.
L'armée est chargée d'encadrer la cérémonie la police impériale doit elle aussi se préparer.
Belki ordun gelir ve belki bizden güçlüdürler ama sorumluluk senin.
Peut-être que votre armée arrive et peut-être qu'ils sont trop nombreux pour nous, mais tout sera contre vous.
O zaman sorumluluk almaya hazırlansan... Hayır.
... faudra te préparer à assumer tes responsabilités.
Hem Walter hem de kendin için sorumluluk almaya başlamalısın.
Tu dois t'occuper de lui et de toi.
Paylaşılan sorumluluk ve paylaşılan özveri.
Le partage des reponsabilités et des sacrifices.
Her şeyi halledebiliyorsun, başarılısın, sorumluluk sahibisin.
Tu es un adulte bien équilibré, tu as réussi, tu es responsable.
Sorumluluk almalısın.
Tu dois te montrer responsable.
Demek istediğim onun kendini vurmasıyla ilgili bir kendimde bir çeşit sorumluluk hissediyorum
Voulais vous dire que je me sens responsable que gauche.
Kurallara uymuyorsun. Hiçbir şey için sorumluluk almıyorsun. Ve makama saygı göstermiyorsun.
Vous n'obéissez pas aux règles, vous n'assumez aucune responsabilité et vous ne respectez pas l'autorité.
Bay Sulu, sorumluluk sizde.
M. Sulu, vous tenez la barre.
- Bay Spock, sorumluluk sizde.
M. Spock, à vous la barre.
Sorumluluk bana ait.
Je suis seul cette fois.
Başıma bir şey gelirse sorumluluk senin üzerinde.
S'il m'arrive quoi que ce soit, tu l'auras bien cherché.
Sorumluluk falan istemiyorsun sanıyordum. İstediğime inanabilir misin?
Bah, oui, qui croirait ça?
Sorumluluk bende.
je suis responsable.
Sorumluluk almamı isteme benden.
Ne me tiens pas responsable de quoi que ce soit!
Sorumluluk, tabii ya.
Assumer, oui.