Sırılsıklam olmuşsun translate French
101 parallel translation
- Sırılsıklam olmuşsun.
C'est tout mouillé.
- Sırılsıklam olmuşsun.
- Tu es trempé.
Sırılsıklam olmuşsun!
T'as vu comment t'es trempé?
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es tout en sueur.
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es tout mouillé.
Giysilerimin yarısı patlamada uçmuşken eminim öyledir. Tek yaptığın gülerek "Sırılsıklam olmuşsun" demek oldu.
C'est sûr, il ne me restait plus que la moitié de mes habits, tu ne faisais que rire et dire :
- Bayan McLintock sırılsıklam olmuşsun. - Öyle mi?
- Mme McLintock, vous êtes trempée.
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempé.
Terden sırılsıklam olmuşsun.
Bon sang, t'es en nage.
Sırılsıklam olmuşsun.
Vois, tu es trempée comme une soupe!
Seni sürtük sırılsıklam olmuşsun.
- Elle est déjà humide la petite chienne.
David sırılsıklam olmuşsun. DAVID : Dışarıda yağmur yağıyor.
- Il pleut dehors.
Önce çoraplarını çıkaralım. Sırılsıklam olmuşsun!
Mais tu as les chaussettes trempées!
- Sırılsıklam olmuşsun.
Je l'ai vue avec un autre
Sırılsıklam olmuşsun.
Qu'en dis-tu?
Sırılsıklam olmuşsun. Gel hadi.
Rochelle, vous êtes trempée.
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempée!
Sırılsıklam olmuşsun, hadi içeri gel, zatüree olacaksın
Tu es trempé. Viens, tu vas attraper la mort.
Sırılsıklam olmuşsun.
Là, regarde, tu es trempé.
Haline bak. Sırılsıklam olmuşsun.
Vous êtes trempée.
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempée.
Tanrım, adamım, sırılsıklam olmuşsun.
Vous êtes trempé!
Sırılsıklam olmuşsun.
T'es trempé.
- Sebastian, sırılsıklam olmuşsun.
- Sébastien, tu es trempé. - Il faut qu'on parle.
Sırılsıklam olmuşsun.
Vous êtes trempée.
Sırılsıklam olmuşsun!
Vous êtes trempé!
Sırılsıklam olmuşsun!
T'es trempée!
İyice kayganlaşmış, sırılsıklam olmuşsun.
Un vrai geyser... Dès que tu sens venir la sucette magique, ça te rend folle, hein?
- Sırılsıklam olmuşsun.
- Vous coulez l'eau.
- Sırılsıklam olmuşsun.
- Où sont-ils passés? - Qui tu voulais voir?
- Sırılsıklam olmuşsun.
- Tu es trempée. - Je sais.
Sırılsıklam olmuşsun ne oldu?
Tu es trempé. Que t'est-il arrivé?
Sırılsıklam olmuşsun!
Mon dieu! Que t'es-t-il arrivé?
Sırılsıklam olmuşsun baba.
T'es trempé, papa!
Kandan sırılsıklam olmuşsun!
Tu en as partout!
Bak sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempée.
Tony, sırılsıklam olmuşsun.
Tony... vous êtes complètement trempés.
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempée comme une soupe!
Sırılsıklam olmuşsun, Helen.
Tu es toute mouillée, Helen.
Sırılsıklam olmuşsun.
T'es complètement trempé.
Sırılsıklam olmuşsun.
Vous êtes trempée comme une soupe.
Sırılsıklam olmuşsun.
T'es trempé!
Tanrım, sırılsıklam olmuşsun.
- Mon Dieu, tu es tout mouillé.
Sırılsıklam olmuşsun.
Trempé.
Sırılsıklam olmuşsun.
Ça va?
- Sırılsıklam olmuşsun.
- Tu es tout mouillé.
Sırılsıklam olmuşsun. Nerelerdeydin?
Tu es trempé!
Sırılsıklam olmuşsun.
Tu es trempé!
Sırılsıklam olmuşsun ahbap.
Vous êtes trempé.
Nathan, sırılsıklam olmuşsun.
Qu'est-ce que tu fais là?
Hayır, sırılsıklam olmuşsun.
- Non, tu es trempée.