Therese translate French
135 parallel translation
Therese, ara onu.
"Thérèse, appelle-le."
Therese bunları odama koysun.
- Très! Monte ça chez moi, tu veux?
Kapıcının parasını, Bay Drain'in parasını ben ödüyorum. Germaine, Sabine, ve Therese'nin parasını ödüyorum.
Je paie le concierge, M. Drain, et même Germaine, Sabine, Thérèse.
- Sağ ol Therese.
- Merci, Thérèse.
Bahislerde atınızı destekleyeceğim Therese. İsterseniz sizinle birlikte.
Je parierai sur votre cheval, Thérèse.
İdeal eş dememiş miydim Therese?
C'est la femme idéale, non?
İzninizle Therese. Herkes bağışlasın.
Veuillez nous excuser.
Therese, sen Jean-Louis ile birlikte ikinci arabaya geç.
Thérèse, allez dans la deuxième voiture avec Jean-Louis.
İçeri buyurun sayın büyükelçi. Gelin Therese.
Entrez, Excellence.
Therese hamile.
Thérèse est enceinte.
- Therese, senin...
- Thérèse, allez...
Yüzbaşı Beckman geçidi patlatacak Therese.
Capitaine Beckman fera sauter le tunnel, Thérèse.
O Marie-Therese Charvet idi, baldızım oluyor.
Elle est devenue ma belle-soeur, elle a épousé Bernard.
Seni özlemle dolu hale getiren kadın Therese Farner.
La femme qui a éveillé votre nostalgie s'appelle Therese Farner.
Akşam, 10 katlı apartmanların olduğu Taunus'a vardık.
Le soir, nous arrivâmes dans une cité-dortoir où Therese avait un appartement au dixième étage d'une tour.
Teherese son zamanlarda orada yaşadığını söyledi.
Therese expliqua qu'elle n'habitait là que depuis peu.
Fakat belki de bir dürtüydü bir şeylerin anlamını çıkarmak.
J'avais envie de coucher avec Therese. Mais c'était peut-être une tentative pour reprendre en main la situation.
Böyle deme, Therese.
Ne dis pas ça, Therese.
Kendimi tutamadım, Therese. İşim mazeretten ibaret gerçi işin adına yaraşmadığımı biliyordum. Cesaretim kırılmıştı ve cansızlığım üzerimdeydi.
Incapable d'aider Therese, j'avais pris mon travail pour prétexte, sachant que ce n'était un travail que si je m'ouvrais à Therese.
Therese'ye Almanya'da kalmayı düşündüğümü söyledim çünkü bunla ilgili yazacak pek bir şeyim yoktu.
J'avais dit à Therese que je voulais rester en Allemagne. J'en savais trop peu pour écrire dessus.
- Seni uyarıyorum, Therese.
- Je te préviens, Thérèse.
- Marie-Therese iyi mi?
- Marie-Thérèse va bien?
Beni uyandırmak Therese'ye düşüyor.
Et c'est là justement Thérèse qui me réveille.
Lütfen, Therese. Burada bekleme yukarı çık. Ben gelip sana hoşça kal diyeceğim.
Je t'en prie, Thérèse, ne reste pas ici, monte, je viendrai prendre congé de toi.
Söylesene, Therese onun için elimden gelip de yapmadığım bir şey var mı?
Dis-donc, Thérèse, ai-je selon ton opinion manqué de faire quelque chose pour lui?
Gelecekle ilgili... ve çok gerginsiniz. Therese ve Edith'i düşünüyorsunuz.
A l'avenir qui vous effraie, Monsieur, vous avez très peur pour Thérèse, pour Edith, vous êtes inquiet pour elles...
Ben Therese ile evlendiğimde de daha iyi davranmadı.
Il ne s'est pas mieux conduit quand j'ai épousé Thérèse.
Antoine, Pierre ve Therese, 19 yaşındalar.
Voici, Antoine, Pierre Therese, 19 ans.
Önümüzdeki ilkbaharda Therese ve Paul'u evlendireceğim.
Bientot, j'unirai Therese et Paul devant Dieu.
Hayır ben Mary Therese'im!
Je suis Mary Therese.
Mary, 16. Ve Therese, 17.
Mary, 16 et Theresa, 17.
Eylül'ün 7'si. Mary, Lux, Bonnie ve Therese okula sanki hiçbir şey olmamış gibi geldiler.
Mary, Lux, Bonnie et Theresa vinrent comme si de rien n'était.
Joe Hill Conley, Therese'i söz vermesine karşın aramadı.
Conley ne rappela pas Theresa malgré sa promesse.
Therese, biz oraya vardığımızda uyku haplarından gitmişti.
Theresa, bourrée de somnifères, était morte avant notre arrivée.
Marie bilmemne... - Marie Therese?
- Marie-Thérèse?
- İşte Therese Marty gidiyor.
- La petite Thérèse...
- İyi günler, Titi. - Selam, Thérese.
bonjour, Titine Bonjour, Thèrèse.
Thérese.
Thérèse.
Ben Thérése.
Pouvez-vous me donner â coucher pour cette nuit?
- Bu gece sizde kalabilir miyim? Adım Thérése.
Vous pouvez me donner â coucher pour la nuit?
Thérése'le aramızda aşk yoktu.
- Avec Thérèse, ce n'était pas l'amour.
Ben Thérése.
- Thérèse.
Merhaba Thérése, ne haber?
Ça va? Comment va le...?
" Jules'e de ki, Thérése'le karşılaştım, evlenmiş, edebiyatçı olmuş.
- " Dis â Jules que j'ai revu Thérèse, mariée et femme de lettres.
" Thérése'i gördüm, evlenmiş, edebiyatçı... olmuş.
"J'ai revu Thérèse, mariée et femme de lettres"...
Gel benle, Therese.
Veuillez m'excuser, monsieur.
Thérése, yeni starjerimiz.
Thérèse, notre stagiaire.
- Thérése, lütfen!
- Thérèse, s'il vous plaît.
- Thérése!
- Thérèse! - Ah oui.
Bekle, Dalens. Bu Thérése, hizmetkarım.
Laissez, Dalens... c'est Thérèse, ma ménagère.
Thérése'ye dedim ki...
J'ai dit à Thérèse...