English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Tutuklandı

Tutuklandı translate French

2,969 parallel translation
Tutuklandı.
Il est en état d'arrestation.
Onun yüzünden tutuklandın.
Tu as été arrêté à cause de lui.
Hiç tutuklandın mı?
As-tu déjà été arrêter?
O gece benim evimde tutuklandı.
Il a été arrêté chez moi à minuit.
Martin Somers, Starling limanının CEO'su Victor Nocenti'nin cinayetinden dolayı dün gece tutuklandı.
Martin Somers, le PDG du port Starling, a été arrêté la nuit dernière pour le meurtre de Victor Nocenti.
- Bilerek tutuklandım.
- Je me suis fait arrêter. Exprès.
Mutant Çetesi'nin 83 üyesi tutuklandı.
C'est au total 83 membres du gang des mutants qui ont été arrêtés.
Hayır, eğer bunu gördüysen, neden kimseye söylemedin suçlanıp, tutuklandığın zaman?
Non, si tu as vu ça, pourquoi ne l'as-tu dit à personne quand tu as été arrêté, quand tu as été accusé de meurtre?
Şüpheli tutuklandı, yirminciyi yakaladık.
Suspect arrêté.
- Telsizde sizin kızın tutuklandığını duydum. Tren istasyonunda tutuklanmış. Jennings'in tarifine göre yakalanmış.
- J'ai entendu à la radio qu'on avait arrêté la fille à la gare pour les marshals.
- Evet? Aranan suçlunuzun tutuklandığını size bildirmemi söylediler.
On m'a demandé de vous prévenir que nous détenions votre fugitif.
Sadece bu sene bile kaç kez tutuklandım biliyor musun?
Tu sais combien de fois j'ai été arrêtée cette année? Ouvre la boîte.
April bir odun parçasıyla çok kötü dövülmüştü sen de tutuklandığında elinde kıymık parçaları buldular.
April a été violemment tabassée avec une bûche, et à votre arrestation vous aviez des échardes dans les mains.
Tutuklandı, büyük bir evde üç uzun yıl geçirdi.
A été arrêté, passé 3 ans à la grande maison.
Stop-n-Gulp ve Thane'in tutuklandığı restoran soygununda kullanılan bağın aynısı.
Le même genre utilisé dans le cambriolage de l'épicerie et que celui du restaurant pour lequel Thane a été arrêté. - Garder la monnaie.
Tutuklandım, işimi kaybettim, şimdi de beni infaz etmeye çalışıyorlar yalnızca nedenini bilmek istiyorum. - Beni bir daha arama.
J'ai été arrêté, j'ai perdu mon travail, et ils essayent de me tuer, je veux juste savoir pourquoi.
Adam dün uyuşturucu yüzünden tutuklandı bu gece de polis arabasına şişe fırlattı. Adam kafayı yemiş bence.
Est arrêté hier a cause de la drogue, ce soir il a lancé une bouteille sur un flic ce gars a perdu la tête.
Masum nişanlını sarhoş ettim ve sonra da tutuklandı.
Hey, j'ai alcoolisé ta charmante et innocente fiancée et ensuite arrêté.
Yvette'in doktoru kısa bir süre önce tutuklandı.
Le médecin d'Yvette vient d'être arrêté.
Daha önce hiç tutuklandın mı?
Avez-vous déjà été arrêté auparavant?
Sorun değil, bunun cevabını ben biliyorum. Bir sürü defa tutuklandın zira.
C'est bon, je connais la réponse à cela, on a le temps.
İllegal u-dönüşü yaptığın için tutuklandın.
Arrété pour avoir fait illégalement un demi-tour.
Kötü haber ise anneniz şehirde, otobüs durağının yakınlarında tutuklandı.
La mauvaise nouvelle c'est que ta mère a été ramassé en ville prêt d'une gare routière.
Avatar Korra'nın 3 arkadaşı bu gece yanlışlıkla tutuklandı.
Trois des amis de l'Avatar ont été arrêtés par erreur cette nuit.
Neden tutuklandığını biliyor musunuz?
Savez-vous pourquoi elle a été arrêtée?
Pekâlâ, burası Andy'nin ailesinin kaybolduğunu söylediği yer burası da annenin tutuklandığı yer.
D'accord, c'est ici que les parents d'Andy l'ont déclaré disparu, et c'est ici que votre mère a été arrêtée.
Bir randevum vardı, muhasebecim Bay Stiglitz'in evinde tutuklandığını... -... söyleyerek, randevuyu iptal ettiler.
J'avais un rendez-vous et ils ont annulé en disant que mon comptable, Mr Stiglitz, avait été arrêté chez lui.
Birlikte çalışıp, muhasebecimin neden tutuklandığını ve benim de topun ağzında olup olmadığımı bulun.
Travaillez ensemble et découvrez pourquoi mon comptable a été arrêté, et si je le serai.
Sen tutuklandığında da umursamış ama.
Il craint que vous ayez été arrêté.
-... tutuklandı
- ils lui feraient la totale.
Ama görevimi tamamlamadan tutuklandım.
Mais j'ai été arrêté avant d'avoir fini ma tâche.
Mike tutuklandı. Belki de bizi o ihbar etti.
Peut-être qu'il nous a balancé.
Pasaportları yok ve Macaristan polisi tarafından tutuklandıkları için tehlikedeler.
Ils n'ont pas de passeport et risquent d'être arrêtés par la police hongroise.
ben de onları yakaladım. Tutuklandılar, büyük jüri suçlu buldu ama olay mahkemeye taşındığında savunma avukatları, DNA delilinin doğruluğunu sorguladılar.
Ils ont été arrêté, le grand jury les a inculpé, et quand on est arrivé au procès, la défense a demander les preuves ADN.
Oraya gittiniz, hepiniz "Thunderdome" oldunuz ve tutuklandınız mı?
Vous y êtes allés, avez fait le dôme du tonnerre et vous êtes fait arrêter?
Ve sonra Lacey ve Nolan oraya gittiler ve hepiniz sarhoş oldunuz polise laf ettiniz ve tutuklandınız öyle mi?
Et alors Lacey et Nolan sont venus et vous avez tous picolé, vous êtes engueulés avec un flic, et fait arrêter?
Aranızda soğukluk var gibi... Özellikle Emma tutuklandıktan sonra.
Je pense qu'il y a de la distance là, surtout après son arrestation.
Bak, bir çok kez tutuklandım ve bu kanunlara aykırı.
J'ai été arrêté plusieurs fois, et ce n'est pas la procédure correcte.
Baban tutuklandığı hafta onu görmeye gelmiş.
Ton père est venu la voir la semaine ou il a été arrêté.
Tamam, ne için tutuklandın?
Ok, pour quelles raisons as tu été arrêté?
Tutuklandığımı bile anlattım ona.
Je lui est même parlé à propos de mon arrestation.
Şimdi, Erickson... Bir yıl önce 130 milyon dolarlık hisse dolandırıcılığından tutuklandı, değil mi?
Erickson a été arrêté il y a quelques années pour avoir escroqué 130 millions de dollars.
Tutuklandıktan sonra el konulan eşyalara bak.
Regardez ce qui lui a été confisqué après son arrestation.
Polis tarafından tutuklandı.
Il a été attrapé par la police.
YAZILIM ŞİRKETİNİN KURUCU ORTAĞI GÖZALTINDA "FBI tarafından bilgisayarında çocuk pornosu bulunan Henley tutuklandı."
"Henley arrêté après que le FBI a trouvé de la pornographie infantile sur son poste de travail."
Luke Shelton'un kamera görüntüleri ve tutuklandığında çekilen fotoğrafı var.
Nous avons la photo de l'arrestation de Luc et la vidéo de surveillance.
Sakın ikinizin de tutuklandığını söyleme bana.
Ne me dites pas que vous êtes tous deux en état d'arrestation aussi.
Kim tutuklandı?
Qui a été arrêté?
Tutuklandı ya.
Il a été arrêté.
Şüpheli tutuklandı.
Suspect arreté.
Julian tutuklandı.
Julien a été arrêté

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]