Ugra translate French
690 parallel translation
Bir gün ugra da sana ders vereyim.
Passez donc un de ces jours, je vous donnerai une leçon.
Gitmeden yine uğra.
Repasse me voir avant de partir.
Bir ara uğra?
Vous me rendrez visite?
Şehre geri döndüğünde, bana uğra.
Je vous présenterai mon mari.
Bilmeni isterimki eğer yolun batıya düşerse gel bir uğra, mekana bir göz at.
Si tu passes dans l'Ouest, viens me rendre visite.
Uğra tabii.
Jack, tu es vraiment quelqu'un.
Bir gün uğra ve benimle Kızılderili vur.
Venez un jour tuer des Indiens.
Arada uğra Charlotte. Anne!
- Venez à Longbourne, Charlotte.
Benim burada olduğum bir ara uğra Marcia.
Revenez un jour où je suis là.
Bu evrağı al ve muayene için Astsubay Cooper'a uğra. Sıradaki.
Prenez ce papier et voyez le sergent Cooper.
- Yarın bir uğra.
- Revenez demain.
Muhakkak buraya uğra, tamam mı?
D'accord? Sans faute, hein?
- Yarın uğra.
- Demain, à la PJ!
Geri döndüğünde taşındığımız eve bir uğra.
Quand vous reviendrez au village, venez nous trouver.. ... là où nous habiterons.
Sonra yine uğra.
Reviens plus tard.
Hesaplarımda ödenmeyi bekleyen 100,000 dolar var. Yarın büroma uğra.
J'ai 100 000 dollars dehors.
Kararını verdiğinde bana uğra.
Quand vous serez décidée, passez.
Eğer Tokyo'ya kadar gelirsen, uğra.
Eh bien, passez nous voir si jamais vous venez à Tokyo.
Saat yedi gibi evime uğra.
Passe à la maison ce soir, vers 1 9 heures.
Joe, kasabaya bir uğra.
Joe, envoie quelqu'un en ville.
Aksamüstü bir uğra.
Passez me voir cet après-midi.
Her geldiğinde uğra.
Viens quand tu arrives.
Sonra tekrar uğra.
Revenez plus tard.
Bana bu akşam tekrar uğra, olur mu?
Reviens ce soir, d'accord?
Bir ara uğra, görüşelim.
Viens nous voir.
Sabah Barb'a uğra da zararının karşılığını ödeyeyim.
Passez au ranch demain dans la matinée et je vous dédommagerai.
Deep Smith'e yolun düşecek olursa, bize de uğra.
Si vous passez par Deaf Smith, venez nous rendre visite.
- Sen. Sevimli George'la evlenmeyeceğimi düşünüyorsan, yarın sabah bir uğra.
Demain matin, vous verrez si je n'épouse pas George!
Gelecek hafta uğra bana.
- Ce n'est rien.
Bu heriflerin ağız kokusunu çekmekten sıkılırsan bana uğra.
Quand tu en auras assez de faire le pigeon, appelle-moi.
Kawaguchi'ye gelirsen lütfen bana uğra.
Madame, quand vous venez à Kawaguchi, passez me voir.
Bu komikse... Long Branch Barı'na bir uğra istersen.
Si vous trouvez ça drôle, pourquoi ne pas faire un petit tour au Longbranch Saloon.
Yolun buralara düşerse bize uğra.
Viens nous voir quand tu passeras dans le coin.
Gece bana uğra, sana müzik setimi göstereyim.
Tu viens ce soir? Je veux te montrer ma hi-fi.
Abinin köşesinde yazmayı bıraktıktan sonra bir ara uğra da sana hayatın kırılgan düzeni hakkında bir ders vereyim.
Viens me voir un soir où je suis libre et je te ferai changer d'avis sur la vie.
Brooklyn Acuzesi'ne uğra, sonra bana gel, son bir aptalca şaka yap... sonra da git! Bu kadar kolay, öyle mi?
Un tour chez la vieille folle, une visite chez moi... une plaisanterie vulgaire et on s'en va!
Bu adrese uğra.
- Voilà l'adresse.
Uğra dostum! - Tamam.
- Sois chic, fais un saut.
Kasabaya bir daha geldiğinde, uğra da ellerin için bir şey vereyim.
Quand vous irez en ville, venez chercher quelque chose pour vos mains.
Ara sıra uğra. Ne kadardır burada olduğuma bakarsın.
Repassez, pour voir combien de temps je tiens.
Aklın başına gelince bana uğra.
Un jour, tu en auras marre.
- Tamam. - Ara sıra bize uğra.
Je passerai pour voir de temps en temps.
Ona bir telefon et ya da uğra.
Appelez-la ou passez la voir.
Dönerken uğra! - Merhaba.
T'as vu mes dorades?
Şuraya uğra.
Y'en a derrière.
Bir ara bana uğra da sürüleri besler vakit geçiririz.
Passe chez moi de temps en temps. On fera quelques mains de poker.
Dört, beş gün içinde uğra.
Passe dans 4 ou 5 jours.
Sadece birkaç kere daha uğra.
Il te reste quelques rendez-vous.
Öyle mi? Sadece bu arabayı çalıştırmaya uğra
- J'essaie de faire démarrer la voiture.
Yarın uğra, $ 500 nı iade edeyim.
Passez demain chercher vos 500 $.
Tabii, uğra.
Bien sûr. Vous pouvez y aller.