Ukala translate French
1,074 parallel translation
Anlayacağın, şu süt-mavisi-gözlü ukala herifi dinledin! Bizim burada olmamızla Joe'nun ne alakası var?
Ça t'apprendra à suivre ce polichinelle, car il a les yeux bleus.
Zavallı sürtük öldüğü için çok üzgünüm. Ve zamanı gelince, onu için ağlarım ama siz bunu göremeyeceksiniz Bay ukala.
Oui, la pauvre petite salope est morte et... un jour, je la pleurerai, mais vous ne serez pas là pour le voir,
- Peki niçin bu kadar sıskasın, ukala şey?
- Alors pourquoi t'es si squelettique?
Ukala gibi göründüm, değil mi?
Ça me donne l'air de faire la maligne, non?
Hele bana bir yolun düşsün, ukala!
Vous verrez, M'sieur, quand vous aurez besoin d'une avance!
Ukala.
Je suis danseuse.
Ukala herif.
Le salopard.
Bahse girerim bunu bilemezsin, ukala herif!
Je vous défie de trouver, gros malin.
Nereye gitmek istiyorsun, ukala herif?
Et où on va, gros malin?
O zaman ben arkaya oturacağım ve sen de o koca kafanı aşağıya indireceksin ukala herif!
Alors je reste assis derrière, et tu vas baisser ta putain de tête, gros malin!
Sakin ol, Shawn. O sadece ukala bir çocuk.
Du calme, Shawn, c'est qu'un morveux.
Bir saattir seni bekliyorum. - Ukala yorumlarını istemem.
Ça fait des heures que je suis debout à t'attendre.
Nereden biliyorsun, ukala?
Qu'est-ce que tu en sais? Grande gueule!
Demek Bay Ukala ömür boyu kahrolası bir pamuk işçisi olmak istemiyor.
Le petit génie ne veut pas cueillir du coton toute sa vie!
Eğer annen ve ben bunca yıl boyunca pamuk toplayarak... sizin için eşek gibi çalışmasaydık... bugün sen nerede olurdun Bay Ukala?
Si on s'était pas tués à l'ouvrage pour vous élever, où tu serais maintenant, petit génie?
Sanırım bu ukala bize ait olan parayı almaya çalışıyor.
Ce gars veut nous faucher l'argent qui nous revient.
- Hareketlerine dikkat et ukala.
- Fais gaffe, gros malin. - Mon cul!
Bir türlü susmayan Ukala bir adli tabip geliyor Ve sen de hemen şehirde bir manyağın dolaştığını ilan ediyorsun
Un coroner bêcheur a une petite diarrhée verbale... et tu proclames aussitôt qu'il y a un maniaque en liberté en ville.
Ukala dümbeleği.
Petit malin.
Ukala dümbeleği bu velet.
C'est un petit malin.
Her neyse ukala dümbeleği.
J'étais inquiète.
Operasyon sorumlusu ukala.
Attends-nous ici.
Buna, ukala bir cevabın yok mu?
Tu ne dis plus rien?
Ha şunu bileydin ukala!
Tu l'as dit, petit futé!
- Dışarı çıkmaya ne dersin, ukala?
Voulez-vous que nous sortions?
Ukala zenci sana bir içki ısmarlıyor.
Ce sale négro t'offre à boire. À force de harceler les gens, ils se rebiffent.
- Bak ukala... - Hadi Cliffie, gidip bilardo oynayalım.
- Allons, viens jouer au billard.
Kendinden emin ama ukala değil.
Tu sais, pleine de confiance, mais pas insolente.
- Kımılda ukala.
- Bougez-vous, petits malins.
Bu şekilde çok para israf ediyorsun ukala.
Tu vas perdre beaucoup d'argent comme ça, M. je-sais-tout.
- Devam et, ukala. - Ellerim bağlıyken yüzemem.
Continue, ma belle.
Kimse ukala birini sevmez, arkadaşım.
Ne fais pas le malin, fiston.
Bu Holmes denen çocuk fazla ukala, kendine fazla güveniyor.
D'ailleurs, ce Holmes est trop précoce et trop narcissique. Il s'en repentira.
Amma ukala ve şımarık bir kız.
Petite connasse.
O ukala bazen haklı çıkıyor.
Un je-sais-tout qui a parfois raison.
Bak ukala, mavi üniforma beni korkutmaz.
J'ai pas peur de votre uniforme.
Bizimle takıIırsan, sen de beyinsiz ukala dümbeleğinin teki olursun.
Si tu restes avec nous, tu seras juste un autre gros malin sans cervelle.
Mürekkep yalamış ukala!
Imbécile, de quoi vous mêlez-vous!
O ukala sonunda niyetini belli etmeye başladı.
Le traître! Il a finalement dévoilé son vrai visage.
Bu iki ukala herifin neden birbirlerine gösterdikleri sadakati bana göstermediklerini merak ediyorum.
Je veux savoir pourquoi ces deux gros malins sont loyaux l'un envers l'autre, mais pas envers moi.
Ayrıca kaba, küstah ve ukala, ve kendine ve yeteneğine çok güveniyor.
- Détecteurs parés. - Forme de vie? - Aucune, capitaine.
Pekala ukala, parçala öyleyse.
Très bien petit malin, sépare-les.
Bak ukala...
Ecoute, minus...
Ukala orospu çocuğu!
Espèce de trou du cul de fils de pute!
Ukala olduğunu bilmiyordum.
- Bien souvent, elles ne font qu'une.
Ukala adamları sevmiyorum.
Je n'aime pas les types sûrs d'eux.
- Bence ukala bir şıllık.
C'est une garce!
"Bizler ukala adamlarız." "Kafamızın içi samanla dolmuş birbirimize yaslanıyoruz."
" Nous sommes les hommes empaillés, penchés les uns vers les autres.
- Hadi, seni ukala.
Va donc Abrahams, poseur!
O bir ukala!
- C'est un fanfaron.
Şimdi o kadar da ukala değilsindir, değil mi?
On ne fait plus le fier, n'est-ce pas?