Utandırıyorsun translate French
432 parallel translation
- Ne olursa olsun, onu utandırıyorsun.
Ah! oui, même de dos, tu le gênes, quoi!
Lütfen. Beni utandırıyorsun.
Tu me remplis de honte.
- Sahiden mi? - Beni utandırıyorsun ama!
Ne serait-ce pas la raison de votre rajeunissement?
Beni utandırıyorsun.
Vous me scandalisez.
Şimdi utandırıyorsun beni.
Vous m ´ embarrassez...
- Beni utandırıyorsun.
- Vous me mettez mal à l'aise.
- Beni utandırıyorsun.
Tu me troubles.
Beni utandırıyorsun Mel.
Vous me donnez honte, Mel.
Beni utandırıyorsun...
Tu m'embarrasses.
Şerifin önünde beni utandırıyorsun.
Vous êtes malade. Malade. Je n'aime pas vos réflexions.
Hepimizi utandırıyorsun.
Prends tes responsabilités.
Whitey, beni utandırıyorsun.
Whitey, tu me déçois.
Lütfen, Gigi. Yalvarıyorum. Beni utandırıyorsun.
Je t'en prie, Gigi... tu me gênes.
Sally, tatlım, yeter. Beni utandırıyorsun!
Sally, s'il vous plaît, arrêtez, vous allez me faire rougir!
Şimdi beni utandırıyorsun!
Maintenant tu me fais honte.
- Beni utandırıyorsun, biricik Sophie'im.
Vous rougissez, chère Sophie.
Aldo bizi çok utandırıyorsun. Çok..
On a honte.
Öyle bakma! Beni utandırıyorsun.
Ne me regardez pas comme ça!
Oh, hayır! Beni utandırıyorsun.
Oh non, tu me gênes!
Beni utandırıyorsun?
Tu as vraiment honte de moi.
Beni gerçekten utandırıyorsun. Bunun seninle ya da senin kim olduğunla bir ilgisi yok, Valerie.
Ça n'a rien à voir avec toi, Valérie, ni avec ce que tu es.
Andre'yi utandırıyorsun!
Tu gênes André.
- Hayır, beni utandırıyorsun.
- Je te rends service. - Je t'ai rien demandé!
Beni utandırıyorsun.
Vous me gênez.
Beni utandırıyorsun.
Rentre-le.
Sesini yükseltme. Beni utandırıyorsun.
Tu me fais honte.
- Beni utandırıyorsun.
- Vous m'embarrassez.
Beni herkesin önünde utandırıyorsun.
Tu me fais honte devant tout le monde!
- Dizlerimin üzerinde. - Beni utandırıyorsun.
Je te supplie à genoux...
Beni utandırıyorsun. Bence Paulette'den özür dilemelisin.
Aucune de mes nanas ne s'éclate avec un autre connard que moi.
Luce, lütfen. Beni utandırıyorsun.
Luce, s'il vous plaît.
Beni utandırıyorsun.
Tu me fais honte.
Buraya gelerek beni utandırıyorsun.
Vous me déshonorez en venant ici.
Onlara hakaret ediyor ve beni utandırıyorsun.
Vous les insultez et vous me faites honte.
Beni utandırıyorsun.
Tu m'offenses.
Beni ve bütün aileyi doğduğun günden beri utandırıyorsun.
Depuis que tu es né, dans la famille, nous avons toujours eu honte de toi.
Joey bazen beni o kadar utandırıyorsun ki.
Joey, parfois, tu me fais tellement honte.
Sen beni utandırıyorsun.
Tu peux me créer des ennuis.
Babanı neden utandırıyorsun?
Je suis ton père!
Sen kendini utandırıyorsun.
La honte est pour vous.
Oğlunu utandırıyorsun.
Votre fils a honte.
Beni utandırıyorsun.
Sors de Ià. Tu me fais honte.
Beni utandırıyorsun.
Vous m'avez mis dans l'embarras.
Hastaneyi utandırıyorsun, ekibi... ve tüm devlet sağlık sistemini... tüm o ucuz şakalarla.
Ainsi que l'hôpital, son personnel, et le système de soins de tout l'état. - Tout cela pour un acte gratuit.
Balığımızı utandırıyorsun. - O, seksin vücut bulmuş hali.
Elle est le sexe incarné, vieux.
Andy, beni utandırıyorsun.
Andy, tu me gênes.
- Çok cesur ve asildin. - Beni utandırıyorsun.
- Tu as agi avec courage et noblesse.
Taeko'yu utandırıyorsun.
Vous n'êtes pas correctes!
Neden beni böyle utandırıyorsun?
Tu veux me faire honte?
Beni utandırıyorsun!
Tu me fais honte!
Beni utandırıyorsun.
Vous me déshonorez!