Uyumam translate French
1,109 parallel translation
Ayrı ayrı uyumamız mı gerekiyor?
Faut-il faire chambre à part?
Yıllardır böyle rahat bir uyku uyumamıştım.
Voilà des années que je n'en ai pas eu.
Yastıkla uyumam.
Un sourire sur ton oreiller.
Dikkatli uyumamızı söylüyorlar.
Ils nous souhaitent bonne nuit.
- Dikkatli uyumamızı söylüyorlar.
Ils nous souhaitent bonne nuit.
Uyumam lazım.
Je suis fatigué.
Beni korkutmaya devam ettiğin sürece nasıl uyumamı beklersin?
Comment puis-je dormir? Vous avez réussi à me terroriser.
- Dün gece pek iyi uyumamış.
Elle n'a pas très bien dormi.
Bu odada uyumamı beklemiyordunuz herhâlde.
Je ne pouvais pas dormir dans cette chambre.
Huzurla uyumamı sağlıyor.
Elle m'endort doucement.
Belki artık sabahları kötü hissettiğimizde... uyumamıza izin verirsin.
Tu nous laisseras peut-être dormir le matin quand ça ne va pas. Oui.
Uyumam lazım.
J'ai besoin de sommeil.
Hâlâ uyumamışsın.
Tu ne dors plus.
Sürekli uyumamı söylüyorsun.
C'est toujours comme ça.
Bir saat uyumam lazım. Beni dört buçukta uyandır.
Je vais, je crois, dormir une petite heure, tu me réveilleras à la demie de cinq heures.
simdi uyumam yanlis olur.
Peut-être pas bon que je me couche maintenant pour le décalage horaire.
Uyumam lazım.
J'ai besoin de dormir.
- Bu gürültüde uyumamı nasıl beklersiniz.
- Je ne peux pas dormir avec ce boucan.
Uyumamıştık zaten.
D'ailleurs nous n'avons pas dormi.
Bu gece fazla uyumamış birini tanıyorum.
Y en a un qui a pas beaucoup dormi.
- Zaten benim de benimkinin koynuna girip uyumam gerek.
J'ai hâte de retrouver mon lit. Pas moi : ma femme est dedans.
Çok fazla uyumam.
Je ne dors pas beaucoup.
Gece bire kadar ayaktaydım, uyumam lazım.
Je me suis couché à 1 h, je manque de sommeil.
Hadi kaçalım, Bennings. Uyumam lazım.
Allons nous coucher, Bennings.
Bizim uyumamız gerekiyor!
Il faut dormir.
Lanet olsun, onunla uyumam isteniyor.
- A quoi? Sacrebleu, je devrais coucher avec elle.
Birkaç dakikadan fazla uyumamıştım.
Je n'ai pas pu dormir plus de quelques minutes.
- Biraz uyumam lazım.
- Je dois dormir un peu.
Gece güvende uyumamızı sağlarlar.
Nous pourrons nous reposer en sécurité.
Orada uyumam. Burada uyu.
Je ne dormirai pas là.
Biliyor musun, küçüklüğümden bu yana birlikte uyumamıştık.
On n'a pas dormi ensemble depuis mon enfance.
O okulda uyumam.
Je ne dors pas à l'école.
Oraya geri dönmem, orada uyumam, orayı tekrar görmek bile istemiyorum.
Je ne veux jamais y remettre les pieds.
Uyumam gerek. Anlıyorsun, değil mi?
Il faut que je dorme, tu comprends?
Bu odada, tekrar beraber uyumamız.
Qu'on dorme ici
Yatakta uyumamış bile.
Il n'a même pas dormi.
Hiç uyumam.
Je ne dors jamais.
Ne zaman konuşmak istersen bana söyle, çünkü hiç uyumam, iyi mi?
Si tu veux causer, pousse jusqu'à ma porte, je ne dors jamais.
Ben buralarda uyumam.
Je ne vais pas dormir ici.
Günlerdir uyumamış gibi görünüyorsun.
On dirait que tu n'as pas dormi pendant des jours!
Peggy'i cezalandırmak istemem ama benim de uyumam lazım.
Désolé de punir Peggy, mais je dois dormir.
Steve, şu bankacı şeyinden döndüğünde hala uyumamış olacağım.
Steve, quand tu rentreras, je serai encore levé.
- Uyumam lazım.
- Faut que je dorme.
Uyumamız lazım.
On a tous besoin de dormir.
Uyumam lazım.
Je dois dormir.
Uyumam lazım.
Je dois aller dormir.
Biraz uyumam gerek.
J'ai besoin de sommeil.
Her neyse, biraz uyumam gerek. Yarın büyük gün.
Enfin bref, je vais dormir un peu, dure journée de révision demain.
O zaman uyumam.
Bon, ben je vais y passer la nuit.
Çöl rüzgarları esmeye başladığında uyumam epey güç oluyor.
C'est le Santa Anas. J'ai du mal à dormir quand le vent commence à souffler.
Uyumamız gerekiyor.
Il faut dormir.