English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uzaktayım

Uzaktayım translate French

313 parallel translation
Byam, istediğiniz zaman gelin. 15 santim uzaktayım.
Passez quand vous voulez, j'habite à 25 cm.
- Hiç olmak istemediğim kadar uzaktayım.
- Aussi loin que j'aie jamais voulu l'être.
Hayır, bunun pratisyen hekimlikte kullanılmasından Fersah fersah uzaktayım.
C'est loin de pouvoir faire son entrée dans la pratique générale.
Boot Key limanından 20 km uzaktayım, girmek üzereyim.
Je suis à 20 kilomètres du port sur le chemin du retour.
Evet, final. Ve ona sadece bir yumruk uzaktayım.
Un coup de poing me sépare de la vedette!
Aziz olmaktan çok uzaktayım.
Je suis loin d'être un saint.
Evimden kilometrelerce uzaktayım
Je suis à 10000 lieues de chez moi.
Evimden kilometrelerce uzaktayım
A 10000 lieues de chez moi
Senden sadece birkaç kilometre uzaktayım.
Je me trouve tout près de chez toi.
- Yalnızca iki saat uzaktayım.
- Il n'y a que 2 heures entre nous.
Evimden çok uzaktayım.
Je suis loin de chez moi.
Sana layık olmaktan çok uzaktayım!
Je suis si loin d'être digne de toi!
Evden uzaktayım fakat beni duyabileceğini biliyorum.
Je suis loin de chez moi, mais je sais que tu peux m'entendre.
Çünkü şu an, şehirden çok uzaktayım ve olmak istediğim yerdeyim.
Je suis loin de la ville, et c'est ce que je veux.
Ana yurdumdan 10 yıldır uzaktayım.
Je vis loin de mon pays depuis plus de dix ans
- Hayır, çok uzaktayım.
- Non, ils sont trop loin.
Ne kadar zamandır uzaktayım? Bilmiyorum, ama sonsuza kadar olabilir.
Je sais pas, très longtemps.
Biriyle konuşmam lazım. Karşı tarafa biraz uzaktayım.
II faut que je parle à quelqu'un.
Ben Snake River Rufus Krile, evimden çok uzaktayım.
Rufus Knile est loin de chez lui.
Trenden yalnızca 20 metre uzaktayım.
Je ne suis qu'à 20 mètres du wagon.
Geri dönüş yönümü kaybedecek kadar uzaktayım.
Si je vais plus loin, je perdrai le chemin du retour.
15 dakika uzaktayım. Bekle beni.
Je ne suis qu'à un quart d'heure.
Dinle, bu boktan uzaktayım!
Ecoute-moi bien. Fais seulement ce que je te dis, c'est bien compris?
Tahminen 140 mil uzaktayım.
Estimation : 140 miles.
Beni suçlama! Hehe neyseki çok uzaktayım.
Ne dis pas que c'est moi!
Taban suyum kuruyor. Sulama için nehirden çok uzaktayım.
Ma nappe aquifère s'assèche et je suis trop loin de la rivière pour irriguer.
Midvale'deki o küçük canavarlardan 3 gün uzaktayım ve keyfini çıkarmaya niyetliyim.
J'ai 3 jours de congé loin de ces pestes de Midvale, et j'entends bien m'éclater.
Dinlenmeliyim. Çok uzun zamandır uzaktayım. Size olanların geminin başına gelenlerle bir ilgisi var mı?
Ces armes ont été confisquées à deux personnes de chez vous qui rôdaient près du quartier de la délégation Selay.
Epeydir uzaktayım.
Ça fait longtemps que je suis parti de chez moi.
Bir süredir oradan uzaktayım. Ona cevap veremedim.
Je peux pas l'aider, j'y ai jamais vécu.
Uzaktayım.
Je suis prêt.
Zincire vurulmuşum, senden uzaktayım
Retrouver mes animaux enchaînés
Yangın merdivenine de çok uzaktayım.
J'avais bien fait de monter ce con d'escalier!
Geldiğim yerden, uzakta olabilineceği kadar uzaktayım. - Nereden?
Cet endroit est tout l'opposé du mien.
Çoğu zaman oradan uzaktayım.
Je n'y suis pas si souvent.
Bir düşün, çizgiye 30-40 metre uzaktayım bu sersemler benim üzerime geliyorlar.
Après, je me trouve à 20 mètres de la ligne de but. Et ces putains de joueurs-adverses me tombent dessus, t'imagines. Alors qu'est-ce que je fais?
Uzun zamandır uzaktayım.
Depuis le temps, je leur manque.
Öldürmeye eğitilmiş 4000 Kübalıdan 300 yard uzaktayım.
Je déjeune à 300 m de 4 000 Cubains formés pour me tuer.
Ne istiyorsun? - Birkaç kasaba uzaktayım hem de yepyeni bir çeteyle.
- Je suis dans le coin avec une nouvelle bande.
Köşede, sensordan 3 metre kadar uzaktayım. Güzel.
Il y a un espace de 90 cm dans l'angle, en dehors du champ du détecteur.
- Uzun zamandır uzaktayım.
Parlons. - On m'attend.
Bu kasabaya taşındım. Eski evimizden o kadar uzaktayız ki buraya gelip beni arayacağını hiç beklemiyordum.
"Je suis arrivée dans cette ville car elle était si loin de notre domicile, que je ne m'attendais pas à le voir me chercher ici."
İngiltere'den çok uzaktayız. Oraya varmadan olacaklar seni bile şaşırtabilir.
M. Christian, on est loin de l'Angleterre... et ce qui se passera à bord avant notre retour vous surprendra.
Uygarlıktan binlerce kilometre uzaktayız. Buradan sağ kurtulma şansımız hiç yok.
Nous sommes loin de toute civilisation, sans aucune chance de nous en sortir vivants.
Tanrım, evimize ne kadar uzaktayız.
On est bien loin de chez nous.
Aşağıya 7 km uzaktayız ve ben iyi bir kayakçıyım.
La descente fait six kilomètres et je suis une excellente skieuse.
Bayağıdır uzaktayım Kenny.
Quatre jours!
16-19 yaşlarında 160 sarışın ve esmer kızız. Bu şatoda herkesten uzaktayız, bir koruyanımız da yok.
Nous sommes 160 blondes et brunes, toutes entre 16 et 19 ans et demi, isolées dans notre château, sans personne pour nous protéger.
Anarşi Yolu'na bir kilometre uzaktayız.
On est à 800 m de la Route Anarchie. Vous allez le repérer.
Evden 13.000 km uzaktayız ve saçma bir su diyeti yüzünden kameramanım kafayı yedi!
A 13 000 km de la maison, mon cameraman péte les plombs á cause d'un régime tordu á base d'eau!
Daha önce bulunduğumuz yerden milyonlarca ışık yılı mı uzaktayız? - Evet - Bizi buraya ne getirdi?
J'aimerais vous voir à l'infirmerie pour de simples tests, capitaine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]