English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vurmayın

Vurmayın translate French

470 parallel translation
- Evli misin? - Evet, ama yüzüme vurmayın.
- Vous êtes marié?
Lütfen ; yetersiz hislerinizi genç bayan için dışa vurmayın.
Épargnez les sentiments de la jeune dame endeuillée.
Neye nişan alırsanız, onu vurur bu yüzden birbirinizi vurmayın sakın.
Elle va où vous visez. Tâchez de ne tuer personne.
Yüzüme vurmayın.
N'insistez pas.
Vurmayın artık. Kocam uyuyor. Ne var?
Moins de bruit, mon mari dort.
Bir daha vurmayın bana.
Ne me frappez plus!
Alnınıza enayi damgası vurmayın.
Ne faites pas les idiotes.
Develeri vurmayın!
Épargne au moins les chameaux!
Dallarla kendinizi kamufle edin ve açığa vurmayın.
Abritez-vous des fléches derrière les branches!
- İyi ama kendinizi de vurmayın.
Vous n'allez pas vous tuer! Moi?
Ama ne olur vurmayın bizi.
Tout ce que vous voudrez... avec des bonnes manières...
Tanrı'ya yalvarıyorum, artık bana vurmayın!
J'ai prié Dieu pour plus être battu.
Her dediğinizi yaparım ; yeter ki vurmayın!
Je ferai tout ce que vous voudrez.
Vurmayın!
Ne me frappez pas!
Hayır, vurmayın.
Non, ne me frappez pas.
Stoner kadınını vurmayın.
Ne tirez pas sur Mme Stoner!
Saldırın ama sahiden vurmayın sakın!
Blessez-moi, mais ne me faites pas trop mal.
Lütfen durun! Lütfen ona vurmayın.
Je vous en supplie!
Ne olur vurmayın!
Non, non, faut pas me battre...
Sakın vurmayın.
Pas touche!
Bakteri taşıyan füzeleri vurmayın!
Les missiles sont porteurs de bacilles.
Onları vurmayın! Vurmayın!
Ne les tuez pas!
Artık bana vurmayın lütfen. Ona vurun.
Ne me frappez plus!
İçeri getirmeyin, kapıyı da vurmayın... çünkü bebeği uyutuyorum. Tamam.
Sans entrer ni frapper, je berce mon bébé.
Yüzbaşı Tanner'ı vurmayın.
Lui tirez pas dessus!
Sakın beni vurmayın.
Ne tirez pas!
O tankerlerden birini vurmayın.
Ne tirez pas sur ces tankers.
Yürü, çık dışarı. Vurmayın, bırakın beni!
Viens, sortons d'ici.
Bana vurmayın. Siz bana hep vurmak.
Me frappez pas.
Belden aşağı vurmayın. Böbreklere vurmayın. İki elle vurmayın.
Surveillez les coups bas, les coups dans les reins, et les coups du lapin.
Çocuğa vurmayın!
Ne frappez pas l'enfant!
Ona vurmayın!
Ne le frappez pas!
Kendimi başımdan vurmayı da hiç denemedim!
Je n'ai jamais essayé de me suicider!
Karımı da vurmayı unutma.
N'oublie pas de tuer ma femme aussi.
İnsanlara vurmayı hiç sevmem, ama beni buna mecbur ettin dostum.
Je n'aime pas cogner les gens, mais vous, vous l'avez mérité.
Dinleyin 10 dakika önce, onu vurmayı teklif ettim. Daha ağır bir cezanın, tahliyenin acısından kurtarmak için.
Ecoutez... j'ai offert de le tuer... pour lui épargner une peine encore plus lourde, la liberté.
Onu vurmayın!
Ne le tuez pas!
Tüm saygımla efendim, bu konuda kayıtsız şartsız sorumluluğu üstlenmeden bana kendi adamlarımı vurmayı emretmeye hakkınız yok.
Sauf votre respect, vous ne pouvez pas me donner cet ordre à moins d'être prêt à en assumer la responsabilité.
- Kendi adamlarınızı vurmayı istemezsin.
Ne vous faites pas tuer par les vôtres.
Yani şu topuklarını vurmayı kesmezsen!
Si vous n'arrêtez pas de faire claquer vos talons!
Hayır evladım, daha dik bir açıyla vurmayı deneyin. Biraz daha zorlayın.
Non, mon garçon, essayez de frapper la boîte avec un angle plus aigu, plus de force, plus d'élan!
Sakın kafasına vurmayın.
Ne frappez pas à la tête!
Bir MacDonald'san, Jason'ı vurmayı istemekte haklısın.
Pas étonnant que vous vouliez la peau de Jason.
Stoner kadınını vurmayın.
Attention à Mme Stoner!
Onu vurmayın.
Tirez à côté.
Şu lanet tüfekle bana vurmayı bırakacak mısın?
Tu vas arrêter de me frapper le crâne avec ce fusil?
Meksika değil burası. Burda senin gibi insanları vurmayız
On n'est pas au Mexique ou ailleurs...
Pekala, kapıya vurmayı bırakın.
Un instant. Cessez de cogner!
- Bana vurmayın
Vas-y, toi!
Jack Benny, masanın altından ona vurmayı kes.
Jack Benny, arrête de lui donner des coups de pied.
İstemedim vurmayı.
Parce que je n'ai pas voulu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]