English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yaptı

Yaptı translate French

300,463 parallel translation
Bugün ne yaptınız?
Qu'avez-vous fait, aujourd'hui?
Doktor denen biriyle ve Nardole'la birlikte seyahate çıktım. Bunu, onu kurtarmak için yaptım.
J'ai voyagé avec un homme appelé le Docteur et son ami Nardole, et je l'ai fait pour le sauver.
Her geçen gün Doktor ve seninle birlikte yaptığımız şeyin hayalî olmayıp, gerçekten yaşandığını kendime anlatmam gerekiyor.
Chaque jour, je dois me rappeler que tout ce que toi, moi et le Docteur avons fait est réellement arrivé, et que ce n'était pas qu'un rêve.
-... yaptığı şu yayınlar.
- sont ses émissions.
Yani evet, özgür iraden vardı ama sen onunla ne yaptın? !
Eh bien, vous aviez le libre arbitre et vois ce que vous en avez fait!
Ama beni görmezden gelmeyi seçtin ve kendince doğru olanı yaptın.
Non, tu as pris sur toi de m'ignorer, pour faire ce que tu croyais être le mieux.
Onu tasdik etsem, size üçkağıt yaptığımı düşünecekti.
Si je jouais le jeu, elle aurait su que c'était un plan.
- Yaptın.
Tu l'as fait.
Sahiden yaptın!
Tu l'as fait!
Gizlice sızabilirdik ama Doktor yine Doktorluk yaptığı için...
On aurait pu se faufiler, mais le Docteur étant le Docteur...
Keşişleri mağlup ettim derken, böyle mi yaptın?
Quand vous les avez battus, comment avez-vous fait?
Ben de sadece nezaket yaptığımı sanıyordum meğerse dünyayı kurtarıyormuşum.
Je pensais que j'étais gentil, mais je sauvais le monde.
Gerçek hakimiyetin kimde olduğunu öğrenen her zalimin yaptığını yapacak ve kaçacaklar.
Ce que font tous les oppresseurs quand ils réalisent qui a le pouvoir. Ils fuient.
Burada bir dizi falan ya da film çekimi falan yaptılar sanırım.
On pensait que c'était pour un film ou un truc comme ça.
Demek eğitmenin bir bilgisayar simülasyonu yaptı.
Donc ton tuteur a lancé une simulation informatique...
Yani yaptığı şey Albayım... -... bize bir mesaj vermek.
Donc, ce qu'il fait, Colonel... c'est nous envoyer un message.
Sudan çıkıp savaşacak birilerini aradığınız zamanlardan başlayıp dünyayı bilgisayar simülasyonu yaptılar fakat gelmek için tam olarak bu zamanı...
Ils ont lancé une simulation de ce monde depuis le jour où, sortis de l'océan, vous cherchiez la bagarre. Et ils ont choisi ce moment et cet endroit précis, pour débarquer.
- Ne yaptın?
Quoi?
Douglas, ne yaptın sen?
Douglas, qu'as-tu fait?
- Bunu nasıl yaptınız?
Comment avez-vous fait?
Yalan yok, bu yaptığım yüzünden sigorta primleriniz adeta uçacak.
Je ne vous mentirai pas, cela signifie que votre prime d'assurance va partir en fumée.
Yaptın mı yoksa?
Tu as réussi?
- Evet yaptım!
Oui, j'ai réussi!
Bill, ne yaptın sen böyle?
Qu'as-tu fait?
Ne yaptık biz?
Qu'est-ce qu'on a fait...
- En sevdiğinden yaptım : simit pizza.
Des bagel-pizzas!
Ama tüm bunları yaptığına inanamıyorum.
J'en reviens pas que t'aies fait ça.
En sevdiğin NSYNC şarkısından alıntı yaptım.
Ta chanson préférée.
- Tanrı aşkına! Çay yaptım, iç işte.
- Contente-toi de le boire!
Umarım burada benim yaptığım kadar seks yapar : hiç.
J'espère qu'elle fera autant l'amour que moi ici...
En son ne zaman masaj yaptırdın?
C'était quand ton dernier massage?
Yani yaptığımız şey, her bir gıcırtıyı bulmak için bütün odanın haritasını çıkarmak oldu.
On a cartographié la chambre pour identifier chaque grincement.
Bunu bedavaya yaptım, bırak da üç beş keyfime bakayım.
Je l'ai fait gratuitement, laisse-moi m'amuser.
Sen ne yaptın bu akşam?
Que vous est-il arrivé ce soir?
Ne yaptın?
Tu as... Quoi?
Hamle yaptık, biri kaçtı biz de diğerini yakaladık.
On bondit, un s'enfuit, nous rattrapons l'autre.
Beyazlar var. Makyaj mı yaptın?
Vous essayez de la teindre vous-même?
Aleutian aşısı yaptıran herkes bir zombiye dönüşme aşamasında.
Il est apparu que chaque personne qui a reçu le vaccin contre la grippe Aléoutienne aujourd'hui est maintenant en train de devenir... un zombie.
Yaptın mı?
Tu l'as fait?
- Ne diye rol yaptın?
Pourquoi cette comédie?
O sayı olayını nasıl yaptılar?
Les nombres, comment faisaient-ils?
Fakat şu an tek yaptığım inanmak.
Mais tout de suite... la foi est tout ce que je suis.
Gemi iniş yaparken kaza yaptı.
Le vaisseau s'est écrasé.
Ne yaptın sen?
Qu'avez-vous fait?
Dünya'da kimse burada yaptıklarımızı bilemeyecek.
Personne sur Terre ne saura que nous sommes venu ici.
Derhal kes şu yaptığını!
Arrêtez tout de suite!
- Sonra ne yaptınız?
Qu'avez-vous fait alors?
Hele ki küçük arkadaşına ne yaptığını öğrendikten sonra.
Pas quand il découvrira ce que vous avez fait à son amie.
Korkarım ki yaptın hem de uzun zaman önce.
Je crains que vous ne l'ayez fait... il y a longtemps.
Bir hata yaptım ve bununla yüzleşmem gerek.
J'ai fait une erreur...
Canın sıkkın, o yüzden sana çay yaptım.
Tu es triste, alors je t'ai fait du thé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]