English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yavaşlıyor

Yavaşlıyor translate French

288 parallel translation
Giderek yavaşlıyor.
Il bouge moins.
Tren yavaşlıyor.
Le train ralentit.
Motorları yavaşlıyor.
Ses moteurs s'atténuent.
Korumalar yavaşlıyor.
Les gardes du corps ralentissent.
- Bakın, yavaşlıyor.
- Regarde. Il ralentit.
Bak, ben böyle yapınca yavaşlıyor.
Quand je fais ça, ça le ralentit.
Düşüncelerin yavaşlıyor.
Ton esprit se fait lent.
Gittikçe daha da yavaşlıyor.
De plus en plus lent.
- Yavaşlıyor, Bay Spock.
- Il ralentit, M. Spock.
Yavaşlıyor.
Ça ralentit.
- Yavaşlıyor.
- Ça ralentit.
- Süratle yavaşlıyor.
- Ça ralentit.
Dümdüz giderlerken Douglas yavaşlıyor... ve Thorndyke süpürücü dönüşle roketliyor.
Douglas ralentit dans la grande ligne droite. Thorndyke le double dans le grand virage.
Kalp atışları yavaşlıyor.
Les battements diminuent.
Reflekslerimiz yavaşlıyor.
Nous n'avons plus les mêmes réflexes.
İtfaiye araçları geliyor ve yavaşlıyor.
Les camions de pompiers arrivent.
Piyanon burada yavaşlıyor boş bir notası var.
Le piano est dur, le son est mat. C'est toujours mieux que rien.
Yavaşlıyor.
Il ralentit.
Bir sebepten sistemlerimiz yavaşlıyor.
Je ne sais pas pourquoi nos systèmes diminuent.
Bizi farkedecek. Yavaşlıyor.
Il s'arrête.
Reliant bizim bölgemizde. Bu bölümde, efendim. Yavaşlıyor.
Reliant dans notre secteur Zone 2.
Beta dalgaları yavaşlıyor.
Les ondes Bêta ralentissent.
Dirilme evresinden sonra, çürüme büyük oranda yavaşlıyor.
En renaissant, le processus de décomposition est très ralenti.
- Kaçak tren, yavaşlıyor!
Le train a ralenti.
Yavaşlıyor.
Oui. Je pense que je l'aurais fait.
Yavaşlıyor ve konumunu koruyor Kaptan.
Il est en train de stabiliser sa position, capitaine.
Geceleri zaman ne kadar yavaşlıyor farkettin mi?
Tu as vu comme le temps ralentit, la nuit?
Hey, burda başka bir araba var. Yavaşlıyor. Şimdi buraya geliyor.
Ça te changera, pour une fois.
Fırtına yavaşlıyor olabilir.
L'orage semble décroître.
Keşif gemisinde motor hasarı var. 0.615 itiş gücüne yavaşlıyor.
Les machines sont endommagées et sa vitesse d'impulsion passe à 0.615.
2.6 saniye sonra, savaş gemisi de tam olarak aynı hıza yavaşlıyor.
2.6 secondes plus tard, le vaisseau de guerre se cale sur la vitesse.
- Hood itiş hızına yavaşlıyor.
- Le Hood ralentit en impulsion.
Otonom sinir sistemi çok yavaşlıyor.
Son métabolisme se ralentit.
Saatte 17 kilometreye kadar yavaşlıyor.
Il ralentit, jusqu'à 18 km / h.
Kalp atışları yavaşlıyor. Galvanik cilt yanıtı düşer.
Son rythme cardiaque ralentit, ainsi que sa réaction au courant.
Yavaşlıyor.
Ralentir.
Kalp atışları düzensiz ve yavaşlıyor.
Son rythme cardiaque est irrégulier.
Drazi gemisi yavaşlıyor.
Le vaisseau drazi ralentit.
Kalp atım hızı yavaşlıyor.
Son rythme cardiaque ralentit.
Sanırım iklim şartları durağan... veya eski bir cep saati gibi yavaşlıyor.
Les manifestations météo se sont arrêtées ou vont le faire, comme une montre qu'on ne remonte pas.
Yavaşladığını hissediyor musun? Yavaşlıyor.
Vous le sentez qui ralentit, qui ralentit?
- Kapiler dolum yavaşlıyor.
- Recharge capillaire ralentie.
- Yavaşlıyor efendim.
- Ça ralentit.
- Yavaşlıyor efendim.
- Ça ralentit, mon général.
Kız yavaşlıyor.
Elle ralentit
Yavaşlıyor, Bay Croup.
Elle ralentit, Monsieur Croup.
- Kalbi yavaşlıyor.
- Il bradycardise.
Hastanın beyin fonksiyonları, hızlı bir şekilde yavaşlıyor.
Ses fonctions cérébrales diminuent rapidement.
Hayati organları yavaşlıyor.
Ses forces vitales déclinent.
Yavaşlıyor!
Corde.
Rüzgar yavaşlıyor. Yakında burada olurlar.
Ils vont bientôt arriver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]