Yaşasın translate French
4,717 parallel translation
- Yaşasın, kafes de neyin nesi?
Youpi, c'est quoi l'embrouille avec la cage?
Yeni bir şans yerine, ona bir seçim hakkı sunalım... Bizimle gelip, Rumple'ın hücresinde yaşasın, 91 00 : 04 : 57,411 - - 00 : 05 : 00,345 ya da burada kalsın.
Au lieu d'une seconde chance, on lui laisse le choix... revenir, vivre ses derniers jours dans la cellule de Rumple, ou rester ici.
Yaşasın!
Bravo!
Yani, yaşasın, küçük kasaba.
je veux dire, youpi, petite ville.
Yaşasın.
Whoop-de-do.
Yaşasın!
Yay!
Yaşasın.
Yay!
Çok yaşasın.
Dieu le garde.
Çok mu yaşasın?
Dieu le garde?
Yaşasın...
Hip, hip...
Yaşasın Chiefs!
Allez les Chiefs! ( équipe de foot US )
Yaşasın James! Bu harika...
C'est incroyable.
Tamam. İyi. Yaşasın.
Bien.
Mesela Yahudi bir öğrencimiz Kwanzaa kutlamak isterse, yaşasın Yahudiler!
Si le groupe d'élèves judaïstes veut organiser une Kwanzaa, c'est partie, les feujs!
Yaşasın.
Yay
Yaşasın.
Hourrah!
- Yaşasın, McDonald's!
Oui, McDonald s!
Bana öfkenizi gösterin ve çocuk yaşasın.
Si je vois votre colère, il vivra.
Yaşasın?
( Petit rire ) Youpie.
Hediyeleri açma zamanı geldi, yaşasın!
C'est le moment d'ouvrir les cadeaux, yay!
Yaşasın!
Youpi!
Yaşasın.
Oh, ouai.
- Yaşasın! Ya seninki?
Yeah!
Yaşasın, eğlence!
Ouais, jour d'exercice!
- Evet! Yaşasın! - Ama yalnızca Ben'den boşanırsan.
Seulement si tu divorces de Ben.
Ne oldu? - Yaşasın!
Puis-je dire que je ne suis pas l'infirmière qui rentre avec le docteur après une sale journée?
- Yine David kazandı, yaşasın.
Yay pour David. Oui!
- "Yaşasın".
Arriba!
Yaşasın farklılık!
Vive la différence!
Yaşasın bilim!
Science!
Vay canına, yaşasın kayıp aşk.
Wow, viva les amours perdus.
Yaşasın bozuk ekonomi!
Merci, économie en chute!
Yaşasın.
Bon.
Bırak birazcık yaşasın.
Laisse la vivre un peu
Yaşasın!
Hey! Enfin!
- Yaşasın hamileyim galiba.
- Oh, youpi. Je suis enceinte.
Yaşasın. Yarın büyük gün.
Demain, c'est ton grand jour!
Cyrus, şu dönemde bir silah kontrol yasası çıkarsak NRA hiçbir şey yapamaz. Haksız mıyım?
Cyrus, si nous nous attaquons au contrôle des armes maintenant, la N.R.A ne peut pas riposter, n'ai-je pas raison?
Bir de silah yasasını kanunlaştırmak istiyorlar.
Et pourquoi voudriez-vous légiférer le contrôle des armes à feu?
Yaşasın.
Ouai.
Türkiye vatandaşı Isabelle Nassar,.. ... Amerika'yı turneyle dolaşırken durdukları New York'ta temelli oturum hakkı talep etti. Durumu, 1980 tarihli göçmen yasasına göre ABD'ye sığınma hakkına uygun olmadığına karar verildi.
Isabelle Nassar, la ressortissante turque qui a demandé l'autorisation de résidence permanente au cours de l'étape new-yorkaise de sa tournée musicale aux États-Unis, n'est pas autorisée à recevoir l'asile des États-Unis, en accord avec la loi sur les réfugiés de 1980,
Seni dövmemi mi ist- - Yaşasın, tarihteki en iyi düğün.
C'est ça? Vous voulez que je... Hourra!
Yaşasın be.
Purée, ouais.
Yaşasın!
Oh, youpi!
- Ben başbakanken çıkardığımız... Sekiz Defa Aradım Cevap Ver... zorunlu kanser tedavisi yasasının kıymetini şimdi anladım.
J'ai pu mesurer par moi-même l'efficacité des mesures anti cancer
Adamların umumhanenin girişinde aylaklık ediyorlar. Ödemeyi reddediyorlar. Pazar günü yasası.
Des officiers se prélassent à l'entrée des bordels, refusant d'appliquer les lois de la fermeture du dimanche ;
Sen ve senin o ahbap çavuşların caddelerimizi orman yasasıyla yönetmek istiyor.
Vous et vos potes voulez que nos rues obéissent à la loi de la jungle?
Vatandaşlık Yasası'nı da biliyor musun Tommy?
Es-tu habitué aux actes patriotiques, Tommy?
"Ulusal Uyanış Toplumu" Tasarladığımız şey ise seneye 1 Mart'ta yeni fabrika yasası yürürlüğe girdiği gün ülkede işleyen her fabrikanın çalışma saatinin sadece ve sadece 8 saat olmasını sağlamak.
La National Regeneration Society. Et voici ce que nous proposons. À la date précise où le nouvel acte d'usine entrera en vigueur, le 1er mars l'an prochain, chaque usine opérationnelle du pays devra travailler huit heures et huit heures seulement.
- Yaşasın!
Yay!
Yine de Jacob Kruse, Özgürlük Partisi'yle birlikte yeni sınırdışı etme yasasına onay verdi. Oysa insan hakları organizasyonları, bu yasanın uluslararası insan hakları sözleşmesiyle açıkça çeliştiğini söylüyorlar.
Or Jacob Kruse a voté, comme le Parti de la Liberté, la loi d'expulsion que les organisations humanitaires considèrent contraire aux conventions internationales.