English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yemin

Yemin translate French

22,173 parallel translation
Yemin ederim, uyuması gitgide daha zorlaşıyor.
[Soupirs] Je vous jure, le sommeil devient de plus en plus difficile pour lui.
Etrafta başka bir kurt adam olduğunu bilseydim, bulaşmazdım, yemin ederim!
Si je savais qu'il y avait un autre loup-garou autour, Je l'ai orienter clairement, je le jure!
Yemin ederim, seni incitmek istemiyoruz.
Je vous promets, nous vous voulons aucun mal.
Barbara, yemin ederim annenden daha telaşesin.
Barbara, tu fais encore plus de manières que ta mère.
Tanrı'ya yemin ederim adamım, buralarda değildi!
C'est promis, il est pas là.
Bana yemin et!
Jure-le-moi!
Sana! Sana yemin ederim!
Je te Iejure!
Yemin ederim, okulun oralarda satmıyorum artık.
Je ne vends plus à l'école, juré.
Ya geri verirsin, ya da geri alırım yemin ederim bu ana pişman olursun.
Rends-les moi, ou j'irai les chercher, et je te jure que tu vas regretter ce moment.
Kol yemin ederim senin için döneceğim.
Kol, je te promets que je reviendrai pour toi.
Bu öğleden sonra, yemin ederim.
Cette après-midi, je le jure.
Onları bana geri ver, yoksa ben senden alırım ve yemin ederim bu andan pişmanlık duyarsın.
Rends-les-moi ou je les reprendrai et je te jure que tu regretteras ce moment.
Yemin ederim.
Je le jure.
Yemin ederim boş bir tehdit.
Une menace sans fondements, je t'assure.
Durdurmak için elimden bir şey gelmiyordu ve bir daha öyle hissetmeyeceğime yemin ettim.
Et j'ai été incapable de l'éviter. Et j'ai juré que je ne me sentirai plus jamais impuissant.
Yemin ettiğime bizzat şahit oldunuz.
Vous m'avez vu prêter serment.
Ve sana söz veriyorum, hatta sana yemin ediyorum bir daha asla yalanlarla karşılaşmayacaksın.
Et je te promets, je te jure qu'il n'y aura plus jamais de mensonge.
Ben, Oliver Queen, Star City'e kanunlarla destek vereceğime bağlılıkla ve tarafsızca belediye başkanlığı görevimi sürdüreceğime ve kanunlara uyarak elimden gelenin en iyisini yapacağıma yemin ediyorum.
Moi, Oliver Queen, jure solennellement de soutenir la charte et les lois de Star City, et de façon loyale et impartiale, accomplir et régler les devoirs du bureau du maire en accord avec la loi et le meilleur de mes capacités.
Söylediklerinizi duymamak için yemin ediyorum anormalliğin içine süreceğim ya.
Je jure que je foncerais en plein dans une anomalie si c'est pour échapper au son de votre voix
O geceden sonra bir daha asla Batman'in veya başkasının beni kurtarmasına muhtaç kalmayacağıma yemin ettim.
Après ça, j'ai juré de ne plus compter sur qui que ce soit pour me sauver.
Ailemi kurtarmak için yemin ettim ama onları hayal kırıklığına uğratıyorum.
Je me suis juré de sauver ma famille, mais j'ai échoué.
- Komik falan değil aslında Kaptan Baxter. Zaman Efendisi olarak görev yapmaya yemin ettiğimden değil. Uzun zaman önce çok daha önemli bir yemin ettiğimden.
Oh, mais oui, capitaine Baxter, et non parce que j'ai fais serment de servir les Maitres du Temps, mais il y a longtemps, j'ai fait un serment bien plus important.
Bazı kapıları açmaya başlasan iyi edersin. Aksi hâlde yemin olsun kırarak girmeye başlarım.
Commence à ouvrir tes portes, ou je te promets que je vais me mettre à en défoncer.
Yemin ederim...
Je jure...
Teğmenim, yemin ederim ki.
Lieutenant, vous avez ma parole la plus solennelle.
Düzeltirim, yemin ederim.
Je vais le réparer, je le jure.
Evet, evet, içmiştim ama yemin ederim ki o ağaca tırmanmıştım.
Eh bien, si, si, mais je jure, j'ai voulu monter dans l'arbre.
Yemin ediyorum, canım çıkıyormuş gibi hissettim.
Je vous jure, je sentais la vie me quitter.
Yemin ediyoruz.
Tu as ma parole.
- Geri dönmeyeceğime yemin etmiştim.
Et j'ai juré de ne jamais revenir.
Rheda atalarının kanı üzerine yemin etti. Varni Herot'u savunmaya gelirse...
Rheda juré sur le sang de ses ancêtres que si le Varni est venu à la défense de Herot, elle...
Yemin ederim.
Promis.
Fakat buraya boşanmayla ilgili gelmedim, yemin içerim.
Mais ce n'est pas à propos du divorce, je te le promets.
- Yemin ederim.
Je vous jure.
Yemin ederim. Sorun da bu, canım.
C'est le problème, mon chéri.
Yemin ederim.
Je le jure. Rhys a Alice.
Sana yemin ederim Christopher... Adın neyse işte.
Je te jure, Christopher... ou peu importe comment tu t'appelles ces jours...
Yemin ederim.
Je te le promets.
Yemin ederim.
Je le promets.
Yemin ederim. Tamam mı?
Je le promets.
Dylan, oydu, yemin ederim.
Dylan, c'était lui. Je le jure.
- Özür. - Yemin ederim bunu bir daha yaparsan seni okyanusun ortasında bırakıp giderim. Yalanım yok bak.
- Je te jure que si tu recommences, je te laisse dans ce putain d'océan, je déconne pas.
Sağlıkta ve hastalıkta sevmeye yemin ettiğim kişiye güzelliğimi vermek, benim için dayanılmaz bir yükse ya?
Et si c'était un fardeau intolérable d'offrir ma beauté à celui que j'ai promis d'aimer dans la santé comme dans la maladie?
Kutsal Babamız, yemin ederim size karşı komplo kuran yok.
Saint Père, je jure devant Dieu qu'il n'y a pas de conspiration contre vous.
Doğruyu söylüyorum yemin ederim.
Je dis la vérité, je le jure.
Asla aşmayacağıma yemin ettiğim sınırı.
J'avais juré de ne jamais la franchir.
Kimseye söylememem için yemin ettirdi ama dayanamayıp anneme anlattım.
J'étais si inquiet, j'ai fini par le dire à ma mère.
Sana yemin ederim, benimle şey arasında...
Je te jure qu'entre moi et...
Yemin ederim.
Je te le jure.
Yemin ederim. Tamam mı?
Je te le promets.
İlçe hastanesi gibi değil, yemin ederim.
Rien à voir, promis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]