English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yengec

Yengec translate French

1,140 parallel translation
Onda tatlı çatalı veya şu küçük karides... ve yengeç çatallarından vardır, sense çatalını yengece saplamaya çalışıyorsundur.
Leur fourchette à dessert ou même les fourchettes à escargots, et toi tu essaies de manger du crabe.
Affedersin, bir porsiyon yengeç köftesi istedim, koca tabağı değil.
Excusez-moi, j'ai demandé une bouchée au crabe, pas un plateau entier.
Hukuk fakültesinden sınıf arkadaşlarına rastlamak ve onlara yengeç köftesi servis etmek.
J'ai couru parmi mes camarades de la fac de droit tout en servant des bouchées au crabe
Salla gitsin yengeç!
Le homard, tu la boucles!
Doktor bir yengeç kadar sağlıklı olduğumu söylüyor. Artık uzaya gidebilir miyim?
quand vais-je dans l'espace?
Eğer Kral Arthur bir yengeç olsaydı, kesin içinde yaşardı.
King Arthur aurait pu y vivre, s'il avait été une crevette!
Yengeç seviyorsundur.
C'est délicieux, le crabe.
Hindistan cevizi ve yengeç emmeye devam edeceğim.
Je peux juste sucer mes noix de coco et mes pinces de crabe.
Hatırlarsan bu işi yaptığımızda amacımız Florida'ya taşınıp yüzmek, yengeç filan yemekti.
Quand on parlait de réussir, on voulait aller en Floride, nager et manger des crabes.
Yengeç Nebulasında bir parti var. Siz de gelebilirsiniz.
Il y a une fete dans la nébuleuse du Cancer, venez.
- Yengeç alın.
- Tenez, du crabe.
Yengeç kabuğunun parçası girdi. Çok güzel.
Je me suis cassée une dent en mangeant du crabe.
Yengeç burcu!
" Capricorne...
Haziran-Yengeç, Terazi-Ekim, Oğlak-Aralık.
Juin, cancer. Balance, octobre. Capricorne, décembre.
Burcun Aslan değil, Yengeç.
Vous êtes cancer, pas lion.
Yengeç hayalkırıklığıydı ve garsonlar çok kabaydı.
Le crabe est décevant et le patron malpoli.
Burcu Yengeç ve evli.
Fais gaffe, Petit Poucet.
Kral yengeç var!
Ce crabe couronné est royal!
Yengeç pençesi için bir kupon al.
Voici un bon de réduction pour une salade.
- O Yengeç Nebulası.
C'est la nébuleuse du Cancer.
Şimdi bakalım, sen somon ve yengeç kokteyli yedin.
Voyons voir. Tu as pris le saumon et le cocktail de crabe.
O bir yengeç.
C'est un crabe.
Bu yarışın kazananı beyaz yengeç oluyor.
Et le blanc est le gagnant!
Yengeç yemeye Hokkaido'ya gittim.
Je suis allé à Hokkaido manger du crabe.
Bu sefer yavru yengeç yedim.
Cette fois, c'était des bébés crabes.
Yumuşak kabuklu yengeç yiyorum.
Je vais manger du crabe à carapace molle.
Yengeç yerken kırıldı.
Je les ai cassées en mangeant des crabes.
Seni şehirdeki en iyi haşlanmış yengeç yapan yere götüreceğim.
Pourquoi cette question? J'aimerais t'emmener dans un endroit où ils servent le meilleur crabe mariné.
Eski kız arkadaşım kaçmadan önce bana en iyi yengeç tabağını almıştı.
Elle m'a acheté le meilleur plat de crabe.
En iyisi yengeç yumurtalarıdır, sen neyi seversin?
Tu dis que les oeufs de crabes sont les meilleurs?
"Yay burcu mu, Oğlak burcu mu? " Hayır evlat, Yengeç burcu demiştim.
Non mon enfant, j'ai dit cancer.
Hayatımızda ilk defa yengeç yiyorduk o kadar lezzetliydi ki ağlamıştık
Ah oui, nous avons mangé du crabe pour la première fois ensemble. Nous en avons pleuré de bonheur.
O'na yengeç yollamalıydık
J'aurais dû lui envoyer du crabe.
Acaba kuzeyde hiç yengeç yedi mi?
Je me demande si... S'il a pu manger du crabe dans le Nord.
Niye yengeç ihtilali yapmıyoruz?
Pourquoi pas avoir fait une révolution pour manger du crabe?
Onlar yengeç köftesi mi?
C'est des galettes au crabe?
Yengeç köfteleri hazır olduğunda direkt bana geleceksin demedim mi?
Je vous avais pas dit de m'en apporter d'autres?
- Sen kafadan çatlak bir yengeç doktorsun!
- Espèce de docteur homard givré!
"Yengeç omletini hiç denemeseydim" diyordu.
- Elle regrette avoir pris l'omelette.
Ayrıca başka kim beslenme çantasında yengeç pastası ve ıstakoz kuyruğu getiriyor?
Et t'as des sandwiches au homard pour la récré. T'es un gosse de riche.
Yengeç kekleri ve tavuk parçaları da var.
Les femmes devraient rester en dehors de ça.
Bak, acaba biraz yengeç salatası iştahını açar mı?
Des pilules... Du Xanax. Je peux peut-être vous convaincre d'avaler une petite salade composée?
- Yengeç, seninki ne?
- Cancer, et toi?
Aynı çocuk birkaç yıI önce Lincoln Sahili yengeç evinde yangın çıkarmış.
Le même gamin a mis le feu, un jour, à une cabane sur Lincoln Beach.
Hayır, Hiç yengeç göremedim...
Non, pas de beignets au crabe.
- Yengeç dolması yaptım.
- J'ai du crabe farci.
Yengeç kabuğu hükümet katına seçilmeyi ifade eder.
La coquille de crabe indique la sélection du bureau d'Etat
Yengeç geri çekilme sanatını bilir.
Le crabe sait l'art de la retraite.
Mavi yengeç çorbası, kızarmış yılan balığı ve ahtapot, pilav, soslu biftek shabu-shabu, köpekbalığı kanadı çorbası...
Soupe de crabe, anguilles grillées, poulpe sauté, riz cantonnais, bœuf mariné, fondue, soupe de requin...
Şey, deniz kestanesi yemek istiyorum ve yengeç.
Je veux manger de l'oursin... et du crabe...
Yengeç.
Le homard...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]