English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yengem

Yengem translate French

176 parallel translation
Yaniliyorsun. O, yengem.
Vous vous méprenez.
Benim de böyle bir yengem olsa.
Je voudrais bien une tante comme elle.
Yengem hakkında böyle kötü konuşmayın.
Ne dites pas de mal de ma belle-sœur.
Eğer yengem olmasaydı kıskandığını söylerdim.
On pourrait presque croire qu'elle est jalouse.
Çocukluğum, Gateshead Malikanesinin sahibi yengem Bayan Reed'in yanında geçti.
Enfant, je vécus chez ma tante, Mme Reed, à Gateshead Hall.
Yengem buna ne der bilmiyorum.
- Qu'en penserait tante Reed?
Yengem ve amcamı arayacağım.
Je vais appeler nos oncles.
Saat 11'de Papa ziyareti, akabinde yengem ve amcamla öğle yemeği.
À 11 h, le Pape. Puis, déjeuner chez les oncles.
Tüm bu zaman içinde, yengem ve amcamla beraber etraflıca bir şehir turu yapacağız.
Avec les oncles : Panthéon, Colisée, Palatin, Forum.
Yengem ve amcam saat 10.30'de gelecekler.
Les oncles à 10 h 30.
Az önce yengem aradı.
Ma belle-soeur vient de me téléphoner.
- Yengem mi gönderdi?
Envoyé par ma tante?
"Bu benim kardeşim." "Bu onun dükkanı." "Yengem."
Ça, c'est mon frère, ma sœur bien-aimée, mes amis,
Yengem ne dedi?
Et ta belle-fille? Qu'a-t-elle dit?
Bu da- - yengem.
Elle... c'est ma belle-sœur.
Bir amcam ve yengem olduğunu bilmiyordum. Evet, canım.
- J'ignorais que j'avais un oncle.
Betty Yengem ve David Amcam. - Nasılsınız?
Voici ma tante Betty et mon oncle David.
Karısı Enrica yengem ona tapardı! Ona arzuyla bakardı.
Sa femme l'adorait, elle le mangeait des yeux.
Yengem... evlilik ile.
Ma tante... par alliance.
Bu yengem. - Dışarı! Buraya ait değilsiniz.
Vous n'avez rien à faire ici.
- Yengem Alman idi. Birkaç kelime bilirim.
Ma tante était allemande, je me débrouille.
Sevgili yengem bana pas mı veriyor?
Ma chère s'il te plaît, tu ne vas pas me proposer à moi maintenant?
Yengem, amcanın sarhoş olduğunu söyledi.
Elle dit qu'il est alcoolique.
Yengem de o kumaşlarla uzatmıştı.
Donc, ma belle-sœur l'a arrangé pour moi.
Susie'nin yengem olduğunu bilmiyorlar.
Personne ne sait que Susie est ma belle-soeur.
- Ve tabii ki bu da sürekli olarak balık temizleyip durmaktan daha iyi bir yaşamı hayal etmiş olan yengem Ceil.
- Et ma tante Ceil, qui aurait aimé faire autre chose que vider des poissons.
Burada yaşamaya geldiysem bile yengem ve dayım için endişelenirdim.
Eh bien, si je revenais ici... je serais trop inquiète à leur sujet.
Yengem kabul edecek mi?
Tante sera d'accord?
Yengem son zamanlarda pek iyi değil.
Et ma tante est souffrante depuis quelques jours.
Yorgun.Yengem idrarında kan olduğunu söyledi.
Il est fatigué. Ma tante dit qu'il a du sang dans les urines. - Ok.
Yengem, yarın akşam için seni yemeğe davet etti.
Ma tante vous invite à dîner demain soir.
Yengem Nadine.
C'est ma tante Nadine.
Yengem hasta mı?
Ma tante est malade?
Bir gece, kardeşim ve yengem Monica beni yemeğe çağırdılar.
Un soir, ils m'invitent à dîner, lui et ma belle-soeur. Monica.
Elaine bu yengem Stella.
Oh, Elaine... Voici ma tante Stella.
Mrs Gardiner benim yengem, Mr Darcy.
Mrs Gardiner est ma tante, Mr Darcy.
Düğünümde dayım, yengem ve Bay Darcy'den başka kimse yoktu.
il n'y avait personne d'autre que ma tante, mon oncle et Mr Darcy.
Bayan Woodhouse, ziyaretimi bağışlayın ama yengem hastalandı.
Pardonnez mon intrusion mais ma tante se porte mal.
Ama ayrılırken, aklımda ne Bayan Bates ne de yengem var.
Ce ne sont ni les Bates, ni ma tante qui occupent mon esprit alors que je suis sur le départ.
Ama baba olacak amcam, ana olacak yengem aldanıyorlar!
Mais mon oncle-père et ma tante-mère sont dans l'erreur.
Fakat Anjay, yengem ve amcamdan izin almalıyım.
Mais Ajay, Je dois savoir si oncle et tante sont d'accord.
Yengem Petra ve Antonio bebeklerine benim adımı verdiler.
Ma belle-soeur Petra et Antonio ont donné mon nom à leur bébé.
Yengem arayınca hemen geldik
Ne t'en fais pas pour Sadhana.
Yengem sürekli beni döverdi.
La femme de mon oncle était la cruauté-même.
Bir gün yengem, buz gibi soğuk suyun içine girmemi istedi. Bu yüzden zatürre oldum.
J'ai eu une pneumonie provoquée par un bain glacé en hiver.
Onun ve yengemin epey bir geçmişi var. Yengem lisedeyken tanıştılar.
Il a rencontré sa femme quand elle était lycéenne.
Yengem ve amcamın yanına uğrayıp- -
Tu ne veux pas parler aux oncles?
Yengem seni arıyor.
Tante te cherche partout.
Bunu söylemem gerek, çünkü yengem olacaksın.
Vous allez devenir ma belle-sœur.
Yengem
J'oublie de l'introduire à Dalwant.
Hayır sevgili yengem
Non, belle-sœur!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]