English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yeşil ışık

Yeşil ışık translate French

544 parallel translation
Beyler, nihayet bize yeşil ışık yaktılar. Japon kruvazörlerinden birini Subic Körfezi'ne batıracağız.
Les gars... on va enfin pouvoir couler... un croiseur japonais à Subic.
Nasıl olduğunu söyleyeyim, sen güvenli olduğunu söyledin, yeşil ışık yaktın. İşte öyle oldu.
Parce que toi, l'homme de confiance, tu leur as dit que c'était du tout cuit!
- Yeşil ışık mı?
- La lumière verte?
5. birim, yeşil ışık ver.
Pont 5, donnez-moi le feu vert.
Yeşil ışık!
Vert!
Bana yeşil ışık yak yeter.
Donnez-moi le feu vert.
Yeşil ışık geldi.
Feu vert.
Merkeze doğru gidiyorum. Yeşil ışık aldık.
Je suis en route pour le Q.G. On a le feu vert.
Güney Ferry'e kadar yeşil ışık ve etrafta polis olmamasını istediler.
Ies signaux verts jusqu'à South Ferry, et aucun flic en vue.
Lakehurst'taki meteoroloji bize ne zaman yeşil ışık yakarsa.
- Dès qu'on nous donne le feu vert.
- Orada, yeşil ışık ve açık yeşil.
- C'est là en vert et vert clair.
Bu sefere yeşil ışık yakılması doğru mu?
C'était une expédition clandestine? Allez-vous envoyer une équipe de secours?
Yeşil ışık. Depoyu doldur, yağı kontrol et ve camları da siliver.
Faites le plein, vérifiez l'huile et nettoyez le pare-brise.
Gidelim. Kediler, yeşil ışık yandı.
Feu vert pour les Tomcats.
Yakala Operasyonu'na yeşil ışık. Anlaşıldı mı?
C'est d'accord pour "Opération coffrez-les".
- Yeşil ışık göründü o halde.
- On a le feu vert?
- Sizin yeşil ışık yakmanız gerekiyor.
J'ai votre feu vert?
Bize yeşil ışık yakılsaydı... bir yıl önce yörüngeye bir uydu oturtabilirdik.
Nous aurions pu lancer un satellite il y a un an... si nous avions eu le feu vert.
Yeşil ışıkda da kapan boş demektir.
Quand la lumière verte s'allume, c'est O.K.
Yeşil ışıkta duruyor, kırmızı yanınca da hareket ediyor. Belki de renk körüdür.
J'ai bien vu : il s'arrête au vert et démarre au rouge ll est daltonien
- Olamaz! Yeşil ışık yanıyordu!
Le feu était au vert.
Yeşil ışık yanıyordu.
C'était vert!
Nathan, herhangi bir sağlık riski taşıdığını sanmıyorum Ondan uzak kalmak bence daha iyi fikir. Uzmanlardan yeşil ışık alana kadar.
Nathan, je ne crois pas qu'il y ait de risque pour la santé, mais on ne devrait pas s'en approcher avant d'avoir le feu vert des experts.
Yeşil ışık yandı!
Ils sont verts!
Tamam, yeşil ışık.
C'est bon, la voie est libre.
Dışı yeşil, içi kırmızı.
- Vert à l'extérieur, cerise- -
Kan kırmızısı ve koyu sarı boyadım ve tam ortada yeşil bir bilardo masası.
Je l'ai peint rouge sang et jaune foncé. Et un billard vert au milieu.
Yanıp sönen garip yeşil ışık.
D'étranges éclairs de lumière verte.
Yeşil yapraklardan yansıyan ışık yüzünden.
C'est à cause de l'ombre des feuilles.
Yukarı, Nil'in yukarsına, yeşil toprakları ve Mısır'ı gerimizde bırakıp, Sudan'a girin - 2.600.000 km kare çöl ve çalılık alan.
Remontons le Nil, quittons l'Égypte verdoyante et entrons au Soudan, 2,5 millions de km ² de désert.
Neredeyse bir yıldır yeni kıyafet almadınız. Yeşil elbisenizin de dirsekleri aşınmış. Hayır kurumuna gideceği günü bekliyor.
Vous n'avez pas acheté de vêtement depuis plus d'un an, et la robe verte est très usée au niveau des coudes, on peut la donner à l'Armée du Salut.
Bütün sistemler için yeşil ışık yanıyor.
Tout a l'air d'être OK.
- Ne kırmızısı Yeşil yandı! - Aaa...
Non è rosso, è verde!
Bin Ada soslu küçük kase yeşil salata. Kızarmış peynirli sandviç, yarım kase yoğurt ve kahve.
" Salade verte, entrées diverses, croque-monsieur, yaourt et café.
800 olsun. Bürosunda kullanabileceği yeşil Kızılderili'yi de alsın.
Disons 800 dollars s'il prend l'Indien vert pour son bureau.
# Sonrasında yeşil çayır # # En son aptallık, kör inanış #
Dessous, l'herbe verte
"Beyaz ışık camdan geçerek dar kısımda koyulaşmış bir şekilde,... sadece kırmızıya dönüşür camın kalınlaştığı yerde biraz daha koyulaşarak, bu kez yeşil oluşur,... camın en kalın olduğu yerde ise daha da koyulaşarak maviye dönüşür."
"la lumière blanche vient du verre, et elle est obscurcie à l'extrémité mince, ainsi elle devient seulement rouge ; elle est obscurcie un peu plus où le verre est plus épais, ainsi elle devient verte ; elle est obscurcie un peu plus où le verre est le plus épais, ainsi elle devient bleue."
Daisyler'in rıhtımındaki yeşil ışığı ilk gördüğünde, Gatsby'nin hissettiği hayranlık geldi aklıma.
Je pensais à Gatsby quand il vit la lumière du ponton de Daisy.
Daha açık söyleyecek olursak, bütün ışıklar yeşil yanacak şekilde ayarlanacak.
J'entends par là que tous les signaux doivent être verts.
- Ne kırmızısı? - Bak! Yeşil.
- Mais non, regarde, c'est vert.
Adamın biri bir UFO görüyor. Bir de bakmışsın herkes yeşil adamların elini sıkıyor.
Un dingue repère un OVNI et tout le monde voit des petits hommes verts.
Onlara minyatür golf sahası... bir kulüp veya yeşil bir alan... ya da sıcacık bir banyo mu vermeli?
Pourquoi ne pas y installer un golf ou un country-club... ou un golf miniature? Ou bien des bains moussants?
Bir kelimesiyle elektriği salmak için hazır kıta bekleyen, bir milyon silahlı yıldız savaş gemisi varken, kırmızı mücevherli savaş şortu giyen VI'hurgların kumandanı, yeşil, tatlı bir buhar bulutu içinde, karşısında çömelmekte olan G'Gugvunt liderine dik dik bakarken,
Un silence menaçant tomba sur la salle de conférence lorsque le commandant des Vl'urghs, resplendissant dans son short de combat rouge incrusté de pierreries, regarda droit dans les yeux le chef des G'Grumphs accroupi face à lui
Dört yeşil duvar arasına sıkışan 8 yaşında bir çocuk.
Un enfant enfermé dans une pièce verte de 3 m ².
Biri mor, biri yeşil 2 kılıç 18 yıl önce Li Yiqi onları kendi himayesine alıp... inzivada meditasyon çalışmaya çekildi
Il y a 18 ans, la jeune Li Yichi les prit pour s'exercer.
Ama yanmış ve garip bir şapkayla, yeşil-kırmızı kipkirli bir kazak giyiyor.
Il a un chapeau bizarre et un pull rouge et vert sale comme tout.
Yeşil ışık :
Passe.
Portakal Çiçeği Köprüsü'nde Yeşil Çayır Karayolu'ndan 1. Çıkış.
Sortie 1 sur Green Pastures Highway à l'échangeur Orange Blossom.
Kapılar açık olacak, yola bakan bir pencereden yeşil veya beyaz bir ışık her şeyin güvenli olduğunu veya teşebbüsün ertelenmesi gerektiğini işaret edecekti.
Les portes seraient ouvertes et un signal lumineux vert et blanc à la fenêtre en face de la route indiquerait si la voie était libre ou s'il fallait reporter la tentative.
Yeşil ışık mı, kırmızı ışık mı?
Feu vert, feu rouge?
Yeşil kısımları yırtarak başlayın. Başlayabilirsiniz.
Arrachez l'insert vert et commencez à travailler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]