Yorgun translate French
4,607 parallel translation
Yorgun musun? Kendini yalnız mı hissediyorsun?
Oh, t'es fatiguée?
- Tabii ki de, yorgun olmalısın.
D'accord, tu dois être fatiguée.
Yorgun musun Gary?
Tu as essayé avec lui?
Tracy çok yorgun.
Tracy est très fatigué.
Hem ruhsal hem de fiziksel olarak yorgun düşmüş.
Elle est épuisée mentalement et physiquement.
Charlie, hem fiziksel hem de ruhsal olarak yorgun düştüğünü söylüyor.
Charlie dit que tu es physiquement et mentalement épuisée.
Herkes yorgun.
Tout le monde est épuisé.
Çünkü 30 yıl sonra kampanyadan yorgun düştüğüm o anda sonunda bunu yapacak gücü buldum.
Parce qu'après 30 ans... à ce moment-là, épuisée de la campagne, J'ai finalement trouvé la force.
Anne çok yorgun. Haydi yatalım.
Maman est très fatiguée, alors allons au lit.
Aslında biraz yorgun sayılırım.
A vrai dire, je suis fatigué.
İçeri buyrun, yorgun olmalısınız.
Entrez, vous devez être épuisé.
- Biraz yorgun hissediyorum.
Je ne me sens pas dans mon assiette.
Bu kadar yorgun düşmenize şaşırmadım.
Je ne suis pas surprise que vous soyez si fatiguée.
Yorgun görünüyorsun.
Tu as l'air fatigué.
Birazcık yorgun hissediyorum.
Je me sens pas dans mon assiette.
Yorgun görünüyorsun. Dün gece dinlenemedin mi?
Tu as assez dormis la nuit dernière?
Yorgun görünüyorsun.
Hmm. Tu as l'air fatiguée.
Yorgun ve nefret edilmiş.
Fatiguée et détestée.
Yorgun olduğun için öyle davrandığını ve tüm destekleri için fanlarına teşekkür etmek istediğini yazdım. Ayrıca Tracy Jordan'ın 11 tane şınav çektiğini gördüğünü yazdım.
J'ai dit qu'on te soignait pour épuisement et que vous voulais remercier tes fans pour leur soutien et aussi que tu as vu Tracy Jordan faire 11 pompes.
Aslında Lisa, biraz yorgun hissediyorum.
Tu n'es pas un peu curieuse? La curiosité a tué le chat. Je ne devrais pas avoir à te le rappeler.
Yorgun gibiyim. Eve gidecektim.
Je suis bourrée, je rentre.
Yorgun olduğumda bir sınav için ineklerken kanım pompalansın diye bundan yüz kere yapardım.
Quand je révisais pour un test et que j'étais fatiguée, J'en faisait une centaine pour réactiver ma circulation.
Biraz yorgun görünüyorsun.
Vous avez l'air plutôt fatigué.
Kendimi biraz yorgun hissediyorum.
En fait, je me sens un peu fatiguée.
Yorgun görünüyorsun.
T'as l'air fatigué.
Çok yorgun görünüyorsunuz, kahvaltı etmediniz mi bugün yoksa?
Vous avez l'air fatigué, hein? Vous avez pas pris de p tit dèj?
Yorgun düşmeden gidebildiğin kadar git.
Maintenant, roule aussi loin que tu peux sans être fatiguée.
Yorgun şu anda.
Il est épuisé.
Yorgun musun, Ryan?
Es-tu épuisé, Ryan?
Zaten su an dans edenler sabahci kizlar, ve onlar hep yorgun, kizgin ve bazen hamile.
Et l'équipe de jour bosse encore. Elles sont fatiguées, grincheuses, et parfois enceintes.
Çok yorgun ve ümidi kırılmış durumdayım.
Je suis- Et...
Jane'in bu kadar yorgun olmasına şaşmamalı.
M'étonne pas, c'est pour ça que Jane était si bizarre
- Yorgun.
Fatiguée.
Hayır. Neden çok yorgun olduğumu?
- Pourquoi suis-je si fatiguée?
Yorgun da, hamağı temizleyicide.
Il est fatigué. Son hamac est au pressing.
Tuhaf ama kendimi yorgun hissetmiyorum.
C'est drôle, pourtant. Je ne me sens pas fatiguée.
Hasta gibi ya da yorgun hissetmiyorsunuz?
Vous ne vous sentez pas malade ou fatiguée?
Yorgun hissetmiyorum diyemem ama normalden farklı bir durum yok.
Je ne peux jurer ne pas me sentir fatiguée mais rien qui ne sorte de l'ordinaire.
Birden kendimi yorgun hissettim.
Je suis juste, un peu épuisée soudainement.
Eve yorgun argın gelmişti ve bu yaptığının ne kadar acımasız olduğunu fark edemezdi.
Elle était épuisée et ne réalisait pas à quel point c'était cruel.
Bayan Hughes çok yorgun.
Mme Hughes est très fatiguée.
Ne demek yorgun?
Comment ça, fatiguée?
Hiçbir gelin düğünde yorgun görünmek istemez.
Une mariée ne doit pas avoir l'air fatigué.
Çok yorgun olmalısınız.
Vous devez-être complètement épuisée.
Rose yorgun hissediyor, gidiyoruz.
Rose se sent plutôt fatiguée, alors nous partons.
Yorgun ve rahatlamış.
Épuisée, et très soulagée.
Yorgun görünüyorsun.
Tu as l'air exténué.
- Yorgun ama, ikimiz de biliyoruz bunu.
Elle est épuisée et nous le savons tous les deux.
Yorgun görünüyordu.
Il avait l'air fatigué.
Kendimi yorgun hissediyorum.
Je suis vraiment fatiguée.
Aşırı yorgun görünüyor.
Il a l'air épuisé.