English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yüzlerce kez

Yüzlerce kez translate French

382 parallel translation
Yüzlerce kez bunu yaptığını gördüm, haksızmıyım, Bill?
Je l'ai vu le faire cent fois, hein, Bill?
Cantrell, sen bir budalasın. De Lautruc Bu işte oldukça tecrübeli. Yüzlerce kez bunu yaptı.
Il s'est battu en duel douze fois.
Yüzlerce kez yaptığım gibi, evden koşarak çıkıp sokağı geçerdim.
Je courais dehors, comme des centaines de fois auparavant.
Fowler buraya daha önce yüzlerce kez geldi.
Fowler est deja venu ici une centaine de fois.
Yüzlerce kez istedim hem de.
Oui, des centaines de fois.
- Bunu yüzlerce kez konuştuk!
On en a parlé cent fois.
Eminim içeriye yüzlerce kez girmişsindir.
Vous devez le connaître par cœur.
Daha önce de yüzlerce kez aynı rüyayı görmüştüm.
J'ai fait ce rêve des centaines de fois.
- Size yüzlerce kez söyledim.
Tu es allé manger?
Yüzlerce kez böyle görmüştün.
Je les coiffe souvent comme ça.
Akşam, bunu yüzlerce kez söyledim kendime.
Je me le suis répété cent fois.
Ona yüzlerce kez söylemedim mi sanıyorsun?
Tu crois pas que je lui ai parlé cent fois?
- Yüzlerce kez söyledim ödül kazanmak istemiyorum
Je te l'ai dit 100 fois, les oscars, je m'en fiche.
Yüzlerce kez.
Des centaines de fois.
Ne hissettiğimi biliyorsun. Sana yüzlerce kez söyledim.
Je te l'ai dit des centaines de fois.
Yüzlerce kez karşılaştınız.
Tu l'as vu une centaine de fois.
Yüzlerce kez bunların içinde oldun.
Tu as traversé cela cent fois.
İsteseler teslim ederler ya da yüzlerce kez öldürebilirlerdi.
Ils auraient déjà pu le livrer ou le tuer.
Hesapları yüzlerce kez yaptık :
Nous avons fait les calculs cent fois :
Onu yüzlerce kez öpüp, öpücüklerimle aklını başından aldım.
Je l'ai embrassée, encore et encore. Je l'ai rendue folle de désir.
Yüzlerce kez olduğu gibi.
Comme elle l'a fait cent fois.
Ama, ben onun yüzlerce kez özür dilediğine tanıklık ettim.
Je l'ai entendu 1000 fois demander pardon!
Evet, yüzlerce kez.
Moi oui, au moins une centaine de fois.
Biliyor musunuz, bunu yüzlerce kez okuduğuma bahse girerim...
J'ai lu ce truc au moins cent...
- Elbette, yüzlerce kez.
- Des centaines de fois.
Yüzlerce kez esrar içtiğin gibi mi?
Comme quand tu as fumé du hash?
Yüzlerce kez seni aramak için elimi telefona attım. Ama haber programını elinden aldığım için benden nefret ettiğini düşünüyordum.
J'ai failli t'appeler des centaines de fois, mais j'étais sûre que tu m'en voulais de t'avoir volé l'émission.
Emma ve senin aynı sahne için prova yaptığınızı yüzlerce kez anlatmıştın. Sahne arkasına geçmemizi gerektiren bir kural olmadığını biliyorsun.
Ils savent bien... qu'Emma et toi vous répétiez le même rôle.
Size yüzlerce kez söyledim, siz birbiriniz için yaratılmadınız.
Je vous l'ai déjà tout les deux dit une centaine de fois, vous n'êtes pas fait l'un pour l'autre
Evet ama senden bunun için yüzlerce kez özür diledim.
Je me suis excusée cent fois.
Aynı şeyleri yüzlerce kez konuştuk. Çok iyi biliyorsunuz ki o saklanmıyor.
Nous en avons parlé cent fois.
... yüzlerce kez... 1487 yılındayız...
- Comme nous tous! .. plus de mille fois... Bah, on est en 1487.
Tüm dünyadaki şehirlerde yüzlerce kez tekrarlanması gereken bir sahne.
Cette scène se reproduira bientôt... dans le monde entier.
Sizi her gün, defalarca selamladım. Ama tabii ki her gördüğümde değil çünkü günde yüzlerce kez görüyorum sizi.
Je vous ai salué chaque jour plusieurs fois, mais naturellement pas chaque fois que je vous ai vu, puisque je passe devant vous cent fois par jour.
Yalan değil. Yüzlerce kez kodlarınızı kırdım.
J'ai percé vos codes des centaines de fois.
Nerelerdeydin? Seni yüzlerce kez aradım.
Oû étiez-vous?
Daha önce söyledim. Hem de yüzlerce kez.
Je vous l'ai déjà dit cent fois.
Kıza tecavüz edilmiş... yüzlerce kez.
Elle fut violée des centaines de fois.
Onu yanımda yüzlerce kez gördün. Neden gelip beni aramadın, seni lanet embesil?
Tu l'as toujours vue avec moi, pourquoi t'es pas venu me prévenir?
Harikalar yarattınız Bay Holmes ve size yetenekleriniz konusunda şüphe ettiğim için yüzlerce kez özür borçluyum.
Vous avez fait des merveilles, M. Holmes. Je vous dois mille excuses pour avoir douté de vos capacités.
Sana yirmi kez mi söyledim, yüzlerce kez söyledim.
Si je ne te l'ai pas dit cent fois, je ne te l'ai pas dit une fois.
Ben bunların hepsini yüzlerce kez düşünmedim mi sanıyorsun sen?
Tu penses que je n'ai pas tout prévu depuis tout ce temps?
Seni suçlayacaklar. Yüzlerce kez şahit oldum.
Ils vous blâmeront, je l'ai vu des centaines de fois.
Adamım, bunu daha önce yüzlerce kez gördüm.
J'ai vu des centaines d'histoires comme ça.
Bunu yüzlerce kez dinledim herhalde.
Je crois que je l'ai entendue cent fois.
Yüzlerce kez, hayır.
Réponse : Non.
Hal değişim sargılarını daha önce yüzlerce kez yaptığım gibi... senkronize ediyordum.
J'ai vérifié la synchronisation des bobines, commandant, et dix fois plutôt qu'une.
Yüzlerce kez tekrar tekrar yazdığım bu aşk mektubunun yanına koyduğum ruhumu, döküverdim sadece bu satırlara.
Cette lettre d'amour que j'ai faite et refaite cent fois de sorte qu'elle est prête et que mettant mon âme à côté du papier je n'ai tout simplement qu'à la recopier.
Yüzlerce kez aşık oldum.
J'ai été marié trois fois.
Ama şimdi acaba... Sadece bir kez ölünür ama ölmenin yüzlerce yolu vardır derler.
mais maintenant je me pose des questions... il y a seulement une mort mais des centaines de manières de mourrir.
Sormama izin ver, Şehirli biri olarak, yüzlerce, binlerce kez güvercin görmüşsündür, değil mi? Elbette.
Permettez-moi de vous demander, à vous, citadin, qui avez vu des centaines, des milliers de pigeons.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]