English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zevkleri

Zevkleri translate French

270 parallel translation
Parti kalabalığının bütün zevkleri.
Les plaisirs de la vie mondaine.
- İnsanların farklı zevkleri vardır.
- Ça dépend des gens.
Her zaman söylerim, İngiliz erkeklerinin tuhaf zevkleri var.
Décidément, les Anglais ont de drôles de goûts.
Pahalı zevkleri olan genç bir kız oluyordu.
Car elle devenait une jeune femme aux goûts de luxe.
Sapıkça zevkleri ya da para için binaları ateşe veren kimseye denir.
Un pyromane est quelqu'un qui met le feu à des bâtiments pour le profit ou par goût pervers.
Leydimin, bir kadının hayatındaki tüm zevkleri tatmasını istedim, bu yüzden bir amacımız olmadan bu dünyaya geri döndük.
J'ai voulu qu'elle connaisse les plaisirs d'une femme. L'ardent amour de la jeunesse. Je l'ai fait sortir de sa tombe et l'ai ramenée sur terre.
Ne var ki, kadın kendisine kur yapılmasından hoşlanıyor ve çok pahalı zevkleri var.
Elle aime qu'on la courtise, mais ça coûte cher...
Bana göre değil. Basit zevkleri olan bir kızım.
Non, j'ai des goûts simples :
Her şeyde ince zevkleri olan birine benziyorsunuz. - Nasıl?
Vous êtes un homme de goût.
Zevkleri değil zorlukları vurgulamış olmalısın.
Tu n'as pas dû faire ressortir les plaisirs.
Senin gibi seçkin zevkleri olan bir kadın onun için kolay bir yemdir.
Une femme avec un palais aussi fin que le tien représente une proie facile.
Crassus'un pahalı zevkleri vardır.
Crassus a des goûts de luxe.
Tüm zevkleri paylaşacağız, ikimiz!
Ah, les joies que nous allons connaître tous les deux!
Müzik zevkleri de çok iyi.
Ils ont un goût très sûr, je dois dire.
Şimdi, bu analiz eğrisinde de gördüğün gibi insanların zevkleri zamana göre değişiyor.
Samantha! Je vous le passe. C'est votre mari.
Elveda dünya zevkleri.
Adieu, les plaisirs de la chair.
Dünyaya açıl. Hayatı yaşa, zevkleri tat bu şekilde zevkin tadını alan bedenin aklını rahatlatacak.
Allez dans le monde, se vautrer dans le plaisir Jusqu'à la nausée.
Erkeğin zevkleri yemek ve cinsel ilişkidir.
Les plaisirs d'un homme, c'est manger et faire l'amour.
Mademki bütün zevkleri ellerinden alındı giyotin artık ebedi sıkıntıdan kurtarabilir onları.
Leurs plaisirs confisqués, la guillotine les délivre d'un ennui sans fin.
Bunlar, işçi sınıfının en önemli tarihi misyondan uyarladığı ve onun, rahatlık ve zevkleri tanımlamak için kullandığı sözler oldu.
Il disait des conforts et des plaisirs qu'ils distraient le prolétariat de sa mission historique cruciale.
Kesinlikle iyi zevkleri olan bir adamsın.
Un homme de goût à l'évidence.
Kimseye zarar vermeden, tüm zevkleri tat, bu hayattan zevk almak istiyorsan, herkese olumlu davranmalısın.
Les plaisirs, ca ne fait de mal à personne augmentez les plaisirs de la vie, soyez positive.
Başkalarına zarar vermeden, tüm zevkleri tat, bu hayattan zevk almak istiyorsan, herkese olumlu davranmalısın.
"Les joies et les plaisirs ne font de mal à personne, -" "- l'augmentation des plaisirs de la vie est positif -"
Şehrimizin zevkleri her şeyi unutturabilir.
Le plaisir de notre ville peut vous faire oublier.
Şeytan onlara asla bilemeyeceğin zevkleri öğretti.
Le diable les a initiés à des délices qui vous échappent!
Onu, karımın pahalı zevkleri yanında fakir biri olduğuna ve kasamda sakladığım mücevherleri çalarak bu sorunu çözebileceğine ikna ederek başladım.
D'abord en le persuadant que... comme ma femme avait des goûts de luxe, et qu'il était fauché, que la seule façon de résoudre ce problème était de voler les bijoux... enfermés dans mon coffre.
Peki. "Yakışıklı, varlıklı erkek, eşdeğeri, sıradışı zevkleri olan, yetenekli bayan arıyor."
D'accord. "Homme bien monté... cherche femme aussi douée ayant le goût de l'inhabituel".
Bir erkeğin gücü zevkleriyle ölçülebilir. Aslında, bir erkeğe gücünü zevkleri verir.
La force d'un homme se mesure à ses appétits... et s'envole à cause d'eux.
Bazen dünyevi sorunlar aklımızı o kadar meşgul eder ki gerçek mutluluğun kaynağı olan küçük zevkleri unuturuz. Evet, evet, evet.
Parfois, dans nos préoccupations matérielles, on tend à oublier les plaisirs simples qui forment la base du bonheur véritable.
Onun zevkleri edebiyatla hiç örtüşmedi.
- Tu n'es pas venu non plus.
Dünyevi zevkleri fazla olan bir adam için en uygun son oldu.
Une belle mort pour un homme qui vivait pour la chair.
Zevkleri var.
Viens, Alex.
Organlarını kendi zevkleri için kullanır.
Il utilise ses organes pour ses propres plaisirs.
Oğlumun zevkleri olduğunu biliyordum ama bu kadar iyi beklemiyordum.
Je savais que mon Laurent avait du goût, mais à ce point-là.
Egzotik zevkleri vardı.
Il avait des goûts exotiques.
André'yle telefonda konuştuğumuzda ve bilhassa bu restoranda buluşmak istediğinde işin aslı şaşırmıştım, çünkü André'nin zevkleri her zaman çok estetikti ve bununla beraber bir yerlerde parası olduğunu herkesçe malumdu.
Au téléphone, André avait proposé ce restaurant. Ça m'avait surpris car il était naguère très ascétique.
İş dünyasından ama ince zevkleri olan biri. - Buyurun.
Un homme d'affaires qui apprécie l'art.
Yeni sevgilinin pahalı zevkleri varmış.
Elle a des goûts de luxe, ta nouvelle!
Kızın pahalı zevkleri var, ama bakalım şarkı söyleyebiliyor mu?
Elle a des goûts de luxe, mais sait-elle chanter?
Tüm zevkleri tadacaksın, yavrum!
En parlant de... Il y a encore d'autres plaisirs.
Bu eşimin küçük bir ricası, ve kadınların zevkleri, sevgili bayan, bayanların zevkleri hesaba katılmalıdır.
Et je crains que ce ne soit essentiel. C'est un caprice de ma femme. Et les caprices des femmes, chère madame...
Zevkleri neler, bunlar için ne kadar harcıyor?
Notez leurs dépenses, leurs goûts, leurs passions.
Senin olabilirim, Mark sonsuza kadar hayal bile edemeyeceğin zevkleri tattırırım sana en ateşli gençlik rüyalarında bile hayal edemeyeceğin.
Je peux être à toi Mark pour toujours, te faire découvrir des plaisirs insoupçonnés même dans tes rêves d'ado les plus fous.
Kız kardeşlerinin ikisinin de müzik zevkleri iyidir.
Tes soeurs ont du goût en musique. Qu'est-ce qui t'a pris?
Ben kitap konusunda antika zevkleri olan yoksul bir yazarım.
Je suis un écrivain sans le sou qui aime les éditions anciennes.
Kıyafet seni adam yapar... ve İsveçlilerin seçici zevkleri vardır.
L'habit fait l'homme et en Suède, les gens ont un goût très raffiné.
Çok özür dilerim. Bayan Charnock bence çok pahalı zevkleri olan bir kadın.
Désolé, mais il faudra plus que ça pour Mlle Charnock.
Ama, bazı kadınların acayip zevkleri vardır.
- Les femmes ont de drôles de goûts. - Merci.
Diğer taraftan, ben'Hayat Üniversitesi'tahsilimle'Zalim Darbeler Okulu'diplomamla, ve'Hayatın Zevkleri Anaokulu'nda aldığım üç altın yıldızla, çok yönlü biriyim.
Moi, en revanche, j'ai fait mes humanités... Bâchelier de l'École de la Vie, diplômé du Collège des Coups Tordus et triple médaillé d'or de la Fac du Pied au Cul.
Bedensel zevkleri!
Au plaisir...
Şunu fark ettim bütün kadınlar kendi zevkleri vs. için aynı şeyi yapıyor.
Pour le plaisir ou par politesse.
zevkle 257

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]