Çay ister misin translate French
555 parallel translation
- Biraz çay ister misin? - Sağ ol.
Eh bien, il a déboulé ce matin chez nous pour s'y installer!
Çay ister misin?
Tu veux une tasse de thé?
- Çay ister misin? - Hayır, teşekkürler.
Vous avez déjà pris votre thé?
Ethel teyze, çay ister misin?
- Ethel, une tasse de thé?
Sana çay getireyim anne. Çay ister misin?
- Vous voulez du thé?
Bir fincan çay ister misin?
- Je vais vous chercher du thé...
Köşedeki cafeden çay ister misin?
Allons manger un morceau au café d'en bas.
Biraz çay ister misin?
Dis, tu veux du thé?
- Biraz pilavla, çay ister misin?
Du riz? Du thé?
Çay ister misin?
Veux-tu un peu de thé?
Çay ister misin?
Une tasse de thé, ma belle?
Çay ister misin?
Chérie, tu veux du thé?
- Biraz çay ister misin?
Tu veux du thé? Non.
Bu arada, çay ister misin?
Tu veux un thé, puisqu il monte?
Biraz daha çay ister misin?
Un peu plus de thé?
Çay ister misin canım?
- Non. - Vous connaissez la maison?
- Çay ister misin?
- Une tasse de thé?
- Çay ister misin? - Evet, lütfen.
Un peu de thé?
Biraz çay ister misin?
Désirez-vous du thé?
Leif, çay ister misin?
Leif, tu veux du thé?
- Çay ister misin?
Fais ce que tu as à faire.
- Biraz çay ister misin, tatlım?
- tu auras le rôle.
- Çay ister misin?
Je vais faire du thé.
Çay ister misin?
Je vais faire du thé, Toyoji?
Alan... Biraz çay ister misin?
Alan... veux-tu un peu de thé?
Limonlu soğuk çay ister misin?
Veux-tu un thé glacé au citron?
- Bir fincan çay ister misin canım?
- Du thé, très cher?
Biraz çay ister misin?
- Tu veux du thé?
Biraz çay ister misin?
Voulez-vous du thé?
- Withnail? Withnail çay ister misin?
- Tu veux une tasse de thé, Withnail?
Çay ister misin, Ken?
Une tasse de thé, Ken?
Çay ya da başka bir şey ister misin?
Voulez-vous du thé ou un cocktail?
Bir bardak çay içip tozlardan kurtulmak ister misin?
Une tasse de thé... et un coup de brosse?
Biraz daha çay ister misin?
Encore un peu de thé?
Papatya çayı ister misin?
Une camomille?
Bir yerlere gitmek ister misin? Çay içmeye falan?
Vous accepteriez de sortir prendre un thé avec moi?
Kahve ister misin? Çay.
- Tu veux du café?
Aşağı inip bizimle çay içmek ister misin?
Descends, on va tous boire du thé. Allons, viens!
Sana çay falan yaparım, ister misin?
Pour un thé ou autre chose... Vous ne voulez pas?
Bir çay içeceğim, katılmak ister misin?
Prendrez-vous un peu de thé?
Çayına biraz süt ister misin?
Ou tu préfères du lait?
Çay içmek ister misin?
Vous voulez du thé?
- Sıcak bir çay. Açık sözlü olmamı ister misin?
Confidence pour confidence, moi aussi c'est à ça que je pense.
- Çay ister misin?
- Du thé?
Çayınla biraz bal ister misin?
Veux-tu du miel dans ton thé?
Bir fincan çay ister misin?
Tu veux une tasse de thé?
Bir şey ister misin? Bir bardak çay?
Voulez-vous du thé?
- Çay ya da kahve ister misin?
- Tu veux boire quelque chose? - Non, merci.
- Çay ister misin?
- Tu veux du thé?
Çay almaya gidiyorum, sen de ister misin?
Je vais prendre une tasse de thé. Tu en veux une?
Benim çayımı ister misin anne?
Le thé de ma mère te plaît?