Çiftçiler translate French
512 parallel translation
100.000.000 Geri bırakılmış çiftçiler. Eski sistemin
de paysans arriérés que nous a laissés en héritage
Ülke ve çiftçiler bu yabancı faizcilere ve vurgunculara karşı... isyan edene kadar devam ettiler.
Où ils ont mis sur pied, pendant quelque temps, un commerce de céréales lucratif. Lorsque les paysans du pays et d'autres Égyptiens..
Biz de bu şekilde çiftliğe dönmüştük. Çiftçiler bize gıpta ile bakarken biz Cohan'ların hayalini kurduğu çiftlik.
Notre ferme nous revit, rêve ancien réalisé.
"Küçük çiftçiler"
"Petits éleveurs."
Çiftçiler savaşıyor, çünkü çiftlikleri için yaptıklarına inanıyorlar ama benim için savaştıkları bir gerçek.
Ces propriétaires de ranchs pensent défendre leurs pâtures. En fait, ils font mon boulot.
Sizleri kendi topraklarınız için savaşan yaşlı çiftçiler sandım, Kris.
Et vous? Alors, ils défendent leurs terres, Kris?
O günlerde çiftçiler fakirdi. Babam da bir çiftçiydi.
Mon père était fermier et les fermiers n'étaient pas riches.
Çiftçiler. İyi insanlar.
De bonnes gens.
Denizin dibindeki ürünleri toplayan, avcılar ve çiftçiler vardı.
Il y avait les chasseurs et les fermiers du sous-marin, ramassant leur récolte au fond de la mer.
16.cı yüzyılın başlarında, Japonya iç çatışmalardan ızdırap çekiyordu... çiftçiler görüldükleri heryerde... zalim eşkıyaların demir topukları altında eziliyordu...
Au 16ème siècle, époque de la guerre civile, des guerriers dévastent les campagnes. Partout ces bandits sans pitié oppriment les paysans.
Çiftçiler acı çekmek için doğdular..
On est nés pour souffrir.
Bu çiftçiler çok fakir arpa yiyorlar.
Ils ne mangent que du millet.
Bu çiftçiler ne yer biliyor musun? Arpa.
Savez-vous ce qu'ils mangent?
Çiftçiler. Çiftçinin savaşla ne işi olur?
Les fermiers sont en dehors de ça.
Benim güneyimdeki çiftçiler de aynı şekilde baskı altındalar.
L'adjoint Magruder a laissé l'assassin filer, car il travaille pour Wilkison.
Ama bazı çiftçiler, hayvan yetiştirenlerle... sorun yaşadıkları için buna katılmayacaktır.
Des fermiers ne seraient pas d'accord, ayant eu des problèmes avec des éleveurs.
Diğer çiftçiler adına konuşamam.
Je ne peux pas parler au nom des fermiers.
Çiftçiler çatışmak için yanımızda olmalı.
Les fermiers doivent nous aider.
Çiftçiler duymuş ve bunu bizden önce yapmak istiyorlarmış.
Les fermiers l'ont appris. Ils vont s'en meler.
Önce öyleydi. Ama çiftçiler korkmadılar.
Les fermiers n'ont pas flanché.
Eğer çiftçiler buraya bela aramaya geliyorsa, bu benim işimdir.
Si, quand les fermiers veulent semer le trouble en ville. Vous savez quand ils doivent arriver.
Çiftçiler için endişe etmeyi bırak ve sürü sahipleri için birşey yap.
Si vous vous occupiez plutôt un peu des éleveurs? Ce sont eux qui ont appelé Sam Hall ici.
Fakat çiftçiler, nehirden bizim tarafa geçerlerse, çiftiğin hepsi elimizden çıkar.
S'ils s'installent de ce côté-ci de la crique, ils prendront tout.
Sizin için ne yapabilirim? Çiftçiler Hall'ü hapisten kaçıracaklar.
Vous savez que les éleveurs veulent enlever Hall?
Ben asılacağına para yatırdım. Çiftçiler onu linç etmek istiyorlar.
Les fermiers désirent qu'il soit pendu.
Hall bu savaşta sadece bir sembol. Çiftçiler eğer Hall'ü kaçırırlarsa, belki de eyalette söz sahibi kendileri olacak.
Si Hall fuit, les éleveurs risquent d'etre les maîtres du pays.
Çiftçiler için endişelenmeye mi başlıyorsun?
- Je ne m'inquiéte plus de rien.
Biz Hall'ün peşindeyiz. Bak, Ben, sana ve geri kalan çiftçiler hatırlatayım ki, Büroya çıkan merdivenler dardır.
Je vous rappelle, Ben, et vous tous, que, de mon bureau, deux hommes peuvent en tuer beaucoup.
Çiftçiler Hall'ü kaçırmaya çalışırlarsa yardıma ihtiyacın olacak, şerif.
Nommez-nous adjoints. Je ne peux pas, Ben.
- Koyun. - Çiftçiler üşütükler, köylüler, ev kadınları, yatalaklar, göçmenler.
- Des ploucs, des maçons, des paysans, des ménagères, des commerçants...
Neden çiftçiler için endişeleniyorsunuz?
Pourquoi vous dé fendez les paysans?
Çiftçiler bunun hakkında profesörlerden daha çok şey bilir.
Les fermiers en savent plus que les savants.
Babam ve diğer çiftçiler dün gece buluştu.
Papa et les autres ranchers se sont réunis hier soir.
Çiftçiler mısır kabuklarını yakmış sadece.
Plutôt des fermiers brûlant des balles de maïs.
Ateşin etrafında çiftçiler var.
Des paysans sont rassemblés autour de ce feu.
Çiftçiler.
Les fermiers.
Çiftçiler gübre ve kadınlardan başka bir şey konuşmaz.
Ils ne parlent que d'engrais et de femmes.
Çiftçiler...
Des fermiers...
Yalnızca çiftçiler kazandı.
Seuls les fermiers ont gagné.
Çiftçiler yaktılar onu.
Les paysans enterrent leur farine. On risque pas de la trouver.
Çiftçiler arasıra kartalları vurması için Guido'yu tutarlar.
Guido est parfois embauché pour tuer des aigles. - Pourquoi?
Japon çiftçiler bölgeyi çoktan terk etti.
Tous les agriculteurs japonais ont déjŕ quitté le secteur.
Büyük çiftçiler için kiralık silahşör topluyor.
Il recrute hommes et armes pour les gros éleveurs.
Dinleyin toprak çiftçileri, zorlu çiftçiler.
Ecoutez tous, pauvres petits fermiers,
Çiftçiler hayvanlar gibidir.
En ce moment, ils sont déchaînés.
"ÇİFTÇİLER! Eğer evini satıp şehre taşınacaksan... Sana nakit öderiz!"
Si vous désirez vendre votre maison et partir à la ville... nous payons comptant! "
Çiftçiler...
Des fermiers!
İğrenç çiftçiler...
De sales fermiers!
Çiftçiler.
Des fermiers.
Çiftçiler Hall'ü kaçırırlarken O bizi burda tutmaya çalışıyor. Olduğun yerde kal.
Nous n'avons en vue que la justice, shérif.
Çiftçiler çenelerini kapatıp tarlalarda çalışmalılar.
Jouer?