English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ö ] / Ölebilirsin

Ölebilirsin translate French

381 parallel translation
Şimdi hak ettiğin gibi yanarak ölebilirsin, seni Şeytan'ın lanet metresi. "
"Maintenant on peut dresser ton bûcher, tu es damnée, maîtresse du démon!"
Ölebilirsin, sanki umurumdaydı.
Tu peux mourir, je m'en fiche. Meurs!
Bildiklerinden dolayı, şu anda ölebilirsin.
Tu pourrais tout aussi bien être mort maintenant.
Her an ölebilirsin.
Tu peux mourir d'un jour à l'autre.
Rue Mouffetard'la ilgili tek şey söylenir. Açlıktan ölebilirsin ama asla susamazsın.
En tout cas, rue Mouffetard on peut avoir faim, mais jamais soif!
Bir gün bir at tekmesi ile de ölebilirsin.
Un cheval peut vous donner un coup de sabot dans votre propre cour.
Ölebilirsin.
T'aurais pu mourir.
Cephede sen de ölebilirsin.
Et tout ça, quand tu seras au front, ça pourra t'arriver comme aux autres. C'est à voir.
Senin için kötü olur. Ölebilirsin.
C'est du poison, paraît qu'on en meurt!
Bu gece ölebilirsin.
Il se peut que vous mouriez ce soir.
Ölebilirsin.
Tu risques d'être tuée.
Ama ölebilirsin.
- Mais vous risquez de vous tuer.
Ölebilirsin.
Tu peux en mourir!
Evimden çık, ve çölde korumasız ölebilirsin.
Sors de ma maison, puisses-tu mourir seul dans le désert.
Bu adada, susuzluktan kuruyup ölebilirsin de!
Tu n'as qu'à t'étendre sur le sable et te laisser mourir!
Ölebilirsin. Aslında, ikiniz de ölebilirsiniz.
Vous risquez tous les deux d'y passer.
Baba artık huzur içinde ölebilirsin.
Papa... Tu peux reposer en paix.
Vurulabilir, ölebilirsin ; ama onlarla savaşacaksın.
Vous serez peut-être fusillé ou tué, mais vous retournez au combat.
- Yaşayabilirsin veya ölebilirsin.
- Vivre ou mourir.
Yakında ölebilirsin
Tu pourrais bientôt mourir
Şimdi yemelisin yoksa ölebilirsin.
Courage! Mange et bois, sinon tu vas mourir.
Hasta olup ölebilirsin.
Juste ce qu'il faut pour attraper une congestion pulmonaire, et là, olé... - Que veut dire olé?
Hasta olup ölebilirsin.
J'ai remarqué que vos vêtements ne sont pas adaptés pour l'hiver.
Senin yaşındaki biri için çok zor bir yolculuk bu, tek başına. - Hastalanıp ölebilirsin.
C'est un long et pénible voyage, tu n'es plus tout jeune, tu pourrais tomber malade et mourir.
Ölebilirsin, utanmaz kadın!
Puisses-tu mourir, femme effrontée!
Bu hastalık yüzünden ölebilirsin.
C'est grave. Ça pourrait te tuer.
Barda ölebilirsin. Seni orada bırakıp, sıvışabilirim.
Si tu meurs dans un bar, moi je peux m'en aller.
Ölebilirsin ya da delirebilirsin ya da...
Tu pourrais mourir, devenir folle ou...
Orada ölebilirsin.
Tu risques ta peau dans l'espace.
Lou, ölebilirsin!
Lou, va te faire foutre.
Ölebilirsin!
Merde.
İki şekilde ölebilirsin.
Il y a deux façons de mourir, mon ange.
onlara katılabilirsin ve onlarla ölebilirsin, ancak önce ona yapmak zorunda olduğu işi yaptıracaksın.
Vous pouvez les rejoindre et mourir avec eux, mais d'abord forcez-le à faire ce qu'il doit faire.
- Ölebilirsin.
- Mortel.
Binlerce parçaya ayrılarak yavaşça ölebilirsin.
Vous pouvez mourir à petit feu, taillé en mille pièces.
Sen de ölebilirsin, umurumda değil!
Vous pouvez mourir aussi, je m'en fiche!
Gelmiyorsun! Öldürülebilir ya da ölebilirsin ve sana ne olduğunu asla bilemem.
Tu te ferais tuer que je ne le saurais même pas
- Evet. - Evet. Ölebilirsin.
- Vous pourriez mourir.
Kendi gemisinde açlıktan ölen bir Klingon duymamıştım ama sen ölebilirsin.
Personne n'est mort empoisonné, mais vous êtes bien parti pour.
Ve sekiz kere daha ölebilirsin.
Vous pouvez encore mourir huit fois.
Ölebilirsin.
Tu pourrais mourir.
- Öyle düşünüyorsan gülerek ölebilirsin.
- Tu peux crever en rigolant.
Kahramanca hareketler yüzünden ölebilirsin, Şef.
Jouer au héros finira par vous coûter la vie.
O kapıyı açarsan, ölebilirsin.
Si tu ouvres cette porte, tu peux finir morte.
Kardeşim, bunu yaparken ölebilirsin!
Tu peux en mourir, ma soeur!
Marcia, orada ölebilirsin.
Marcia, tu vas y laisser ta peau.
"Bunca şey için yaşayabilir ya da ölebilirsin."
" On peut vivre et périr pour de telles choses.
Sadece bir kez ölebilirsin.
On ne meurt qu'une fois.
Ölebilirsin.
C'est un coup à se tuer!
Ölebilirsin.
Tu risques de te faire tuer, tu y as pensé?
- Bu işi yaparken ölebilirsin.
Pense positif. - Comment on va y retourner?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]