Önden translate French
3,204 parallel translation
Hem önden, hem ortadan iki bilet!
Deux place devant et au centre, mec!
Önden sen buyur.
Je te renverais l'ascenceur.
- Önden sen Beetle, git!
tu ouvres la voie. - J'y vais.
Ama gerçek profesyoneller önden açmaya çalışır.
Mais le véritable pro passe par l'avant.
Bu cam sistem yüzünden önden açılması zordur.
L'avant est plus dur à cause de cette serrure en verre.
Hayır, önden gireceğim.
Non, je passe par devant.
Bayanlar önden.
Les femmes d'abord.
Bayanlar önden.
Les dames d'abord.
Şu anda yapmam gereken bir şey vardı zaten sen önden git. Bak ne diyeceğim.
Je vais te dire.
Önden gideceğim.
Je vais la première.
- Mobil birimler önden ve arkadan bütün girişleri tutsunlar.
Couvrez l'accès de devant, et l'arrière avec des unités mobiles.
Önden buyur.
Après toi.
Bayanlar önden.
Les femmes en premier.
Önden buyur arkadaşım.
Après toi, mon ami.
Bu yüzden, bayanlar önden.
Sur ce, les femmes d'abord
Siz önden gidin!
Continuez!
Siz önden gidin!
Partez devant!
Önden gitti.
Il est parti devant...
Önden yürü, arkana saklanacağım. Çünkü New York'un en nefret edilen kadınıyım.
Marche devant et je me cache derrière toi, vu que je suis la femme la plus détestée de New York.
- Önden buyurun.
Après vous.
- Önden buyurun, elbise giyiyorum.
Après vous, je porte une robe.
- Önden buyur.
Après toi.
Önden sen.
Monte.
Önden dolaşın.
Par ici.
Önden git anne.
Allons-y, maman.
Siz arkayı alın, biz önden giriyoruz.
Prenez l'arrière, on prend l'avant.
- Biz önden gideriz.
On passe devant. RAS.
Önden buyur, Peter.
Après vous, Peter.
Ama, önden gidiyorum.
Mais je crois que je m'emballe un peu trop vite là.
Önden elli bin dolar almam gerek ayrıca.
Et 50 000 $ en liquide, payé d'avance.
Şarkıyı önden kaydederiz.
On enregistre la chanson avant.
Hayır, sen önden git. Orada görüşürüz.
Euh, non, vas-y, je te retrouve là-bas.
Yandan PDA'nızı onarıp sizi çevireceğiz ve önden tıkalı arterlerinizi açacağız.
On réparera votre canal artériel par le côté puis on vous retournera et on dégagera vos artères bouchées par devant.
Evet, lazer tabanlı parmak kontrolüyle birleştirilmiş önden projektörlü holografik görüntü.
C'est un écran tactile à projection holographique.
İptal ettiğimiz mitingler yüzünden önden gitmesi gerekti.
Il a pris de l'avance en voiture, à cause des meetings annulés.
- Önden buyrun, beyefendi.
Après vous, monsieur.
- Hanımlar önden.
Les dames d'abord.
Önden aramalıydınız.
Vous auriez pu appeler.
Önden buyur!
Ne vous gênez pas!
- Önden diyorsun o zaman.
Sur le tapis. - Ah, donc par-devant.
Loke'u al. Biz önden gideceğiz.
On passe devant avec Loke, pour qu'il nous montre.
Önden buyur.
Apres toi.
Tek Göz, önden git.
Cyclope, tu ouvres la marche.
Önden ben.
je devais être le premier!
Önden buyurun, beyefendi.
Après vous, monsieur.
Sana en önden, babamın yanından bir koltuk ayırttım.
Je t'ai gardé un siège, en première ligne, juste à côté de mon père.
Önden buyrun.
Alors ouvre la marche.
Ben... Önden arayıp bir şişe sipariş ettim.
Je nous ai commandé une bouteille.
Önden geliyorlar.
Ils arrivent par l'avant.
Bayanlar önden
Les femmes d'abord.
- Önden buyurun Bayan.
Ooh après vous Madame.