Öyle miymiş translate French
118 parallel translation
Öyle miymiş?
Vraiment?
Öyle miymiş, böyle miymiş! Lanet olsun, onun yaşı daha 16!
On s'en fiche si elle l'a laissé faire.
Öyle miymiş?
Ça l'est?
Öyle miymiş?
C'est vrai?
Öyle miymiş?
Ah oui? Oh! ..
Öyle miymiş?
Ah oui?
Öyle miymiş?
Ah oui, vraiment?
- Öyle miymiş?
- C'était le cas?
Ha? öyle miymiş? Üzülme adamım, biraz rahatlamaya ihtiyacın var.
T'inquiète mec, va te reposer.
Öyle miymiş?
Ah bon? Depuis quand?
- Öyle miymiş?
- Ah bon?
Sorun bakalım öyle miymiş?
Voyez ce qu'elle dit.
— Ne diyorlar biliyor musunuz? Onun gey olduğunu söylüyorlar. — Öyle miymiş?
J'ai entendu dire qu'il était gay.
- Öyle miymiş?
- C'était ça?
- Öyle miymiş bari?
- Ca l'était? - Ouais!
Öyle miymiş? !
Ben voyons!
- Öyle miymiş?
- Non, c'est vrai?
Isabelle miymiş? Öyle miymiş?
C'est Isabelle cette petite fille si spéciale?
- Öyle miymiş?
- C'est le résultat?
- Öyle miymiş?
- Vraiment?
Öyle miymiş? Belki de şu dövmeli herife anlatmam lazımdı.
Ou peut-être, le type tatoué.
- Öyle miymiş?
- Qu'en dis-tu?
Öyle miymiş?
Ah bon?
- Bakalım öyle miymiş.
- Voyons ça.
Hem de yakışıklıymış. Öyle miymiş?
Un petit très beau, pas vrai?
- Bakayım gerçekten öyle miymiş.
Je vais aller voir ce qui se passe.
Görelim bakalım öyle miymiş?
Pourquoi ne pas vérifier ça?
Görünüşe göre, iade etmediğiniz bir kitap var. Öyle miymiş?
- Vous n'avez pas rendu un livre.
Bakalım, öyle miymiş.
On verra bien.
Bekleyip göreceğiz, bakalım öyle miymiş?
Je suppose que nous verrons.
Öyle miymiş?
C'est ta sœur?
- Öyle miymiş?
Et alors?
Öyle miymiş?
Il l'était?
- Öyle miymiş?
Suis-je censé?
Öyle miymiş? Evet, öyle.
Sérieusement?
Öyle miymiş?
Ah oui, vous avez vu ça?
Öyle miymiş?
Il l'est?
Öyle miymiş?
Sérieux?
Öyle miymiş?
Le ferez-vous?
- Görelim bakalım öyle miymiş.
Nous allons voir ça.
- Öyle değil miymiş?
Les petites Américaines, sous leurs dehors modernes, veulent exactement ce que voulaient leurs grand-mères... vous clouer au mur comme un trophée. Mais non.
Öyle miymiş?
Et bien, tu sais quoi?
- Öyle miymiş?
- C'est vrai?
Öyle miymiş? Bilmiyordum.
Je ne savais pas.
- Reece senden olmayabilir miymiş? - Öyle dedi.
Reece n'est peut-être pas ton fils?
- Öyle miymiş?
Il me semble que ce bébé était prématuré et qu'il avait de la cocaïne dans le sang.
- Öyle mi, iyi miymiş?
- Ah, ouais?
Öyle bir şey değil miymiş?
Et ben dit donc.
- Öyle miymiş? - Bilmiyorum.
Va savoir.
- Öyle miymiş?
C'était le cas? Non.
Öyle miymis?
C'est bien vrai?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17