Öyle yapıyorum translate French
554 parallel translation
- Bunun için benim adıma özür mü diliyorsun bir de? - Evet, aynen öyle yapıyorum!
- Tu leur fais des excuses pour moi?
Hep öyle yapıyorum, biliyorsun.
C'est toujours ainsi.
Sanırım öyle yapıyorum.
J'imagine.
Yıllardır öyle yapıyorum.
Mon nom n'a jamais paru dans la presse.
- Öyle yapıyorum.
Amusez-vous!
Ben hep öyle yapıyorum.
Je fais toujours ça.
Bütün gün öyle yapıyorum zaten.
Je ne fais que ça!
Öyle yapıyorum.
Je le fais.
Ben de öyle yapıyorum. Artık gidebilir miyiz şef?
Comme vous dites.
Öyle yapıyorum sanırım. İstersen, kendin bak.
Attention, regardez ce que vous faites, voulez-vous?
Yapmak zorunda olduğunu yaptın. Ben de öyle yapıyorum.
Tu as fait ton devoir, et moi aussi.
İster inan ister inanma, öyle yapıyorum.
J'en profite pleinement.
Bir önceki emriniz uyarınca öyle yapıyorum. Bunu konuşmuştuk.
C'est ce que je fais, comme vous me l'avez déjà ordonné.
Öyle yapıyorum.
C'est ce que je fais.
Ben de öyle yapıyorum zaten!
C'est ce que je fais!
Federico ile öyle yapıyorum.
"Je ne te comprends pas, Alexandre"... et je dis 22, 83, 1 6, 72, 5, 3, 1 8, 9, 1 4, 7, 9... 1 7, 1 0, 1 0, 4... 1 8, 69... Je fais toujours comme ça avec Federico.
Ben de öyle yapıyorum.
Alors c'est ce que j'ai fait.
Hadi çık! - Öyle yapıyorum zaten.
Laisse-nous.
- Öyle yapıyorum zaten. Eğer at hırsızları Pete'i öldürmeseydi Clayton'u çağırmazdım.
Je n'aurais pas engagé Lee si Pete n'avait pas été tué.
- Ben kalıyorum. Öyle yapıyorum. - Tamam Vern.
Vern.
- Çıkacağım. Öyle yapıyorum zaten.
Pour sûr que j'y vais.
Ben öyle yapıyorum.
Sers-toi de ton imagination.
Öyle yapıyorum.
Pas question.
Ben öyle yapıyorum.
c'est ce que je fais.
- Öyle yapıyorum ya.
- C'est ce que je fais.
Sen yapman gerekeni yaptın bende öyle yapıyorum.
Vous faites ce que vous devez faire, moi aussi.
Öyle yapıyorum!
C'est ce que je fais!
- Evet, öyle yapıyorum.
Oui, je dors aussi!
- Ben de öyle yapıyorum efendim.
Ouvre l'œil!
Öyle mi yapıyorum, Babbie?
Vraiment, babbie?
- Sizin gibi mi yapıyorum? - Hemen hemen öyle!
En gros.
Öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hıristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hâllere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı. İnsan yapıyorum derken, insanlığın berbat bir kopyasını yapıyorlardı.
J'ai vu des comédiens réputés... se pavaner et gueuler tant... qu'on eût dit... des ratés de la Nature.
Ben elimden geleni yapıyorum, bu iş öyle kolay değil.
Je fais ce que je peux, ce n'est pas facile.
Kesinlikle öyle. Al benden de o kadar, ama insanlar ne istiyorsa onu yapıyorum.
Moi non plus, mais les gens ont ce qu'ils veulent.
Pek de öyle değilmiş gibi söylüyorsun. Neyi yanlış yapıyorum?
Vous ne le pensez pas.
Sen bir hayvansın. Ben de senden hoşlanmıyorum. Hayvanlar yaşamak için öldürürler, sen de öyle yapıyorsun.
Comme vous dites, pensons au Président d'abord, nous ne comptons pas...
Bu yemeği sıklıkla yapıyorum ve hep severek yiyorsun. Öyle mi?
Ton plat favori, le Shepherd's Pie!
Yine de ben arabayı alıyorum, siz canınız nasıl istersen öyle yapın.
Je prends l'auto et vous faites comme vous l'entendez.
Ben öyle mi yapıyorum?
C'est ce que je fais?
- Bunu ben de yapıyorum, sen de öyle. Ama Şeytan gelecek mi?
Je peux en faire autant et vous aussi, mais le diable viendra-t-il?
Makara yapıyorsun ve seni bulamıyorum, öyle mi? Burada gördüklerim edepsizlikten başka bir şey değil!
Tu vas batifoler et je te cherche partout, et tout ce que je trouve, c'est ce lieu sordide?
- Sence öyle mi yapıyorum?
- Tu crois que c'est-ce que je fais?
Umurumda değilmiş gibi yapıyorum hep, ama öyle değil! Umurumda!
Je fais toujours comme si ça ne me faisait rien, mais bien sûr que ça me touche.
Ben öyle yapıyorum.
C'est ce que je fais.
O zaman sana kızmakla doğru yapıyorum, öyle mi?
Je devrais peut-être vraiment me fâcher.
Belki de öyle. Biraz gezginlik yapıyorum.
Je dérive peut-être un peu.
Ben burada ruhlarla uğraşıyorum. Gerekli gücü toplamaya çalışıyorum. - Neler yapıyorsun öyle?
Il s'agit là d'ectoplasmes et de magnétisme animal.
Pratik yapıyorum. Öyle mi?
Je m'entraîne.
- Ben öyle mi yapıyorum?
- C'est ainsi que vous me voyez?
- İyi peki... cömertçe. - Ben de öyle yapıyorum... Tamam.
Maintenant, pour la couleur des joues, je crois que Terry propose quelque chose comme...
Rengârenk paltoları olan şu İncil'deki adam, öyle değil mi? Şaka yapıyorum.
Ouais, le type dans la Bible, avec son manteau d'Arlequin.
yapıyorum 103
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65