Öyle şeyler translate French
1,700 parallel translation
Ben öyle şeyler yapmam.
– Non. Je ne fais pas ça.
Şu odalarda yaşanan öyle şeyler gördüm ki sen bir asker olarak bunları görmemişsindir.
J'ai vu ici des choses qu'un soldat n'a jamais vues.
Öyle şeyler.
Un truc du genre.
Hayır, öyle şeyler söyleme.
- Non, il faut pas dire ça!
Listenin amacı öyle şeyler değil.
Il ne s'agit pas de feu d'artifice.
Biz öyle şeyler yapmıyoruz.
- Nous, onfait pas ce genre de choses.
Hatta, haberleri izliyorsun, değil mi? Medyumsal bilgilerinin kaynağı. Olur öyle şeyler.
Les journaux, qui te fournissent tes dons de médium, l'ont dit.
Öyle şeyler söyleme!
- Ne dis pas des choses comme ça!
Polisler yapar öyle şeyler.
Les flics c'est aussi merdique.
Edmund'a öyle şeyler söyledim ki, bütün kalbimle söylememiş olmayı dilerdim.
Il y a certaines choses que j'ai dîtes à Edmond que je souhaiterais effacer de tout mon coeur.
Öyle şeyler ki... sorumsuz dokunulmaz.
Ils semblent... n'avoir aucun compte à rendre. Ils sont intouchables.
Bu doğaldır, herkes öyle şeyler hisseder.
Bien sûr, et c'est normal, tu sais, car tout le monde le fait.
Onun hiç öyle şeyler yapacağı aklıma gelmezdi.
Je n'aurais jamais pensé à elle...
Olur öyle şeyler. Konuşmak ister misin?
Ça arrive tu veux qu'on en parle?
Burada olan biten öyle şeyler var ki asla anlayamazsın.
Il y a des choses qui se passent ici et que tu ne pourras jamais comprendre.
Sana öyle şeyler yapacağım ki...
Les choses que je vais te faire.
Ben öyle şeyler demedim diyor.
Il dit qu'il a pas dit ça, que t'en as rajouté.
Rainey öyle şeyler yapmadı.
Rainey ne touchait pas à ça.
Bana öyle şeyler dedi ki...
Il m'a appelé...
"Dünyada ve cennette öyle şeyler vardır ki, Bones... biliminin bile hayal ettiği şeylerden fazladır."
"Il y a plus de choses dans le ciel et sur la Terre, Bones, qui ne sont rêvées dans votre science."
Öyle şeyler ki... Hiç kimsenin kaldıramıyacağı, ve tanıklığına da dayanamıyacağı.
Des choses... qu'aucun homme ne devrait endurer, ou avoir à relater.
Öyle şeyler yapardım ki hepsinin hayatı kayardı.
Des putains de choses graves pouvant compromettre lourdement plein de putains de personnes...
Tamam öyle şeyler demiş olabilir.
D'accord, elle disait ce genre de choses...
Ve çirkin şeyler olacak. Vesayet kavgaları hep öyle olur.
Et ce sera laid, comme toute dispute pour la garde d'un enfant.
Geçen akşam sabahın üçünde kalktım ve bizimki yerinde yoktu. İçeri odaya gittim, baktım bu kendi kendine oturmuş bir şeyler anlatıyor. Neydi o öyle?
Je me réveille à 3 h du matin et je le trouve dans le salon en train de parler tout seul.
Kıymetli şeyler beni öyle çeker ki nereye gitsem peşlerine düşerim.
Et le mérite a des charmes.. .. que je cherche partout.
Belki, kötü şeyler söyleyecek. Ama öyle zamanlarda beraber olduğumuz güzel günleri hatırlamanı istiyorum.
Ils diront des choses méchantes, et je veux que tu te rappelles les jours qu'on a passés ensemble.
- Ben de. - Kelli senin hakkında çok güzel şeyler söyledi. Öyle mi?
Brielle nous a dit beaucoup de bien.
Mathieu ile bir şeyler vardı. İki yıl önce. Ama öyle ciddi bir şey değildi.
J'ai eu une aventure avec Mathieu il y a deux ans mais rien de sérieux.
Öyle değil mi? Sanki bir şeyler harekete geçiyor.
Oui, il se passe un truc essentiel.
Kendilerini çözüyorlar, ve böyle aptalca şeyler yapıyorlar öyle değil mi, Babu abi?
Petit brigand, tu ne peux voler même un vélo.. .. et tu veux dévaliser un bus.
Öyle bir şeyler işte.
Quelque chose comme ça.
Bu tip şeyler öyle basitçe olmaz.
Ce genre de choses n'arrivent pas.
Öyle rasgele şeyler değiller.
Pas celles appropriées, tout du moins.
Ama bu kutuya hayatımızın geri kalanı boyunca yeni şeyler ekleyeceğiz. Ve biz fark etmeden bu kutu öyle bir dolacak ki diğeri bir hiç gibi görünecek.
Mais celle-ci se remplira tout le reste de notre vie, et en un rien de temps, elle sera tellement pleine que l'autre semblera insignifiante.
Evet, bugün burada yeni şeyler öğrendik, öyle değil mi, efendim?
On apprend tous beaucoup de choses aujourd'hui, M. Le Président.
Öyle. Henry'nin ateşli kız arkadaşını unutturacak bir şeyler yapmalıyım.
Oui, je dois me sortir la pétasse de copine d'Henry de ma tête.
Öyle bile olsa örnek kişilerin çoğu iyi şeyler yapmıştır.
Et s'il l'est, il reste beaucoup d'autres modèles.
- Öyle mi? - Teoride sanal ışın kılıçları veya Everquest 2'de bir şeyler satarak servet kazanabilirim.
En théorie, je pourrais réussir en vendant des épées laser ou autre chose pour Everquest 2.
Evet, başka bir yönetici ya da öyle bir şeyler tutabiliriz.
- Oui, on pourrait engager un manager. Oh.
Söylediğimiz şeyler... O şekilde davranmamız... Biz öyle değiliz.
Les choses qu'on a dites et comme on était, ce n'est pas nous, okay?
Bazen insanlar başka anlamlara da gelebilecek şeyler söylerler de sonra "Kız öyle dedi." derler ya.
Tu sais quand les gens font des sous-entendus et disent : "C'est ce qu'elle a dit."
Öyle düşünüyoruz çünkü Ash bir şeyler biliyordu.
On pense que c'est parce que Ash a découvert quelque chose.
Yaptığım başka şeyler de var ve ben bir çeşit.. yani öyle sanıyorum ki.. eğer bu..
Je fais d'autres choses et je peux même supposer...
Elbisesini giyiyor, saçını yapıyor ya da öyle bir şeyler.
Elle met une robe et arrange ces cheveux ou quelque chose comme ça.
İnanması kolay olan şeyler de var, öyle değil mi?
Eh bien... Il y a des choses pour lesquelles on a facilement la foi.
Hamile değilken, öyle olduğunu sanmak ve bir bebeğinin zaten olduğunu unutmak gibi şeyler mi?
Penser qu'on est enceinte quand on ne l'est pas, oublier qu'on a un bébé?
Hayatımda farklı şeyler olmasını, daha anlamlı şeyler olmasını öyle istedim ki.
Je voulais vraiment que les choses changent pour moi, trouver quelque chose de profond.
Başkan öyle bir şeyler dedi.
Je n'ai pas suivi tout le discours du président.
Bazen bir şeyler olur, çünkü biz öyle olsun istemişizdir.
Parfois les choses arrivent parce que c'est notre choix.
Olur öyle şeyler.
Ça arrive.
şeyler 33
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65